Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.37.6
Gözde Karadeniz
Gözde Karadeniz
@gozdekaradenizz
Okuduğum kitaplar ve beğendiğim yüzlerce alıntıdan ibaret olan bu profile hoşgeldiniz. Şu anda buradasınız!
instagram.com/gozdekaradenizz
Okul Öncesi Öğretmeni
CBÜ - AÜ - İÜ
İzmir
İzmir, 19 Şubat 1995
1105 okur puanı
Aralık 2020 tarihinde katıldı
Şu anda okuduğu kitap
Okuma Hedefleri
Sanıyorum ömrüm boyunca yaptığım en büyük hata sevdiğim yazarlara başlangıç kitabı olarak en iyi eserlerini okuyarak ve diğer eserlerinde de o ilk okuduğum eşsiz, nefes kesen edebiyat hazzını bulamayışım sonucu kendime yaşattığım hayal kırıklığı oluyor...
Livaneli'nin okuduğum 5. eseri olması sebebiyle sanıyorum romanı okurken pek çok kısımda olay örgüsünü tahmin ettim ve beni yanıltan çok az şey oldu. Yine de Livaneli'nin su gibi dupduru kaleminden yazılan her eseri keyifle okumaktan kendimi alıkoyamıyorum...
Şayet yazarın kalemi ile tanışma kitaplarından biri olarak seçtiyseniz çok etkileneceğinizden eminim ama benim gibi artık kalemine aşinaysanız bilemiyorum...
Her okuduğum kitapta Serenad hissiyle dolma arzusu taşıyorum. İmdat!
SPOİLER
Ahmet - Mehmet kardeşlerin hikayesinin sonunun böyle sonlanacağını tahmin etmiştim. Hatta Mehmet'i ihbar eden kişinin Ludmilla olduğunu da tahmin ettim. Bu hikâyede kestiremediğim, beni şaşırtan kısım Arzu cinayetinin katilinin Muharrem olması oldu. Yine de Mehmet için çok üzgünüm. Sevdanın hiçbir insana iyi geldiğine, iyileştirdiğine rastlamadım ama yine de bir gün Mehmet'in Olga'yı sevdiği gibi sevilme arzusu duyduğumu itiraf etmem gerek...
Keyifli Okumalar :)
Sevgili Youtube Günlüğüm Göksu önerisi ile tanıştığım bir yazar olan Mahir Ünsal Eriş'in 8 hikayeden oluşan kitabını ben çok sevdim. Hikayeler birbiri ile bağlantılı değil sanıyordum fakat öyle değilmiş. Normalde hikaye okumayı çok sevmeyen biriyim fakat bu kitap/yazar sanıyorum bana hikaye okumayı sevdirecek. Göksu'nun önerileri genelde benim tarzıma çok uygun olduğu için pişman olmayacağımdan emindim lakin hikaye türünde yazılmış eserlere karşı beklentim çok düşük olduğu için bu kadar çok sevebileceğimi tahmin etmemiştim. Yazarın diğer kitaplarını da mutlaka kütüphaneme ekleyeceğim. Hikaye okumayı benim kadar çok sevmiyorsanız, öykülere dair kalıplaşmış önyargılarınızı yıkacak bir kitap. Bu nedenle şiddetle okumanızı tavsiye ediyorum. Yazarın yalın, akıcı, samimi ve insanın içini ısıtan üslubu sayesinde öyküleri çok seveceğinize inanıyorum. Keyifli okumalar :)
Kitabın bir aşk romanı olduğunu bilerek başlamıştım fakat beni bu kadar etkileyebileceğini hiç düşünmemiştim. Hüngür hüngür ağlayarak bitirdim ve şu satırları yazarken bile ağlıyorum. O kadar güzel bir kitaptı ki... Hepimiz Edebiyat derslerimizde ilk eserleri ezberlemişizdir. Bazı ilk eserleri okudum, beni hayal kırıklığına uğratanlar oldu, bazıları hâlâ kütüphanemde okunmayı bekliyor ama bilmem beni bu kadar etkileyecek bir başka eser daha var mıdır? Biraz Spoiler'lı bir inceleme paylaşacağım o yüzden bundan sonrasını okumayabilirsiniz...
Öncelikle Saliha Hanım ve Rıfat Beyin aşkını okurken kavuştuklarını bildiğim hâlde gözyaşlarıma engel olamamıştım. Okurken çok sevdim çünkü sanırım aşka olan inancımı yitirdiğim için ruhuma iyi geldi. Talat ve Fitnat'ın aşkı ise beni çok üzdü. İsterdim ki kavuşabilsinler. Son âna kadar Fitnat'ın kurtulacağını ve evleneceklerini ümit etmiştim. Ali Bey'e de çok üzüldüm. Sanıyorum insan kendi gurur ve egosunun cezasını en çok kendine çektiriyor. En sevdiğim roman Çalıkuşu'dur. Çalıkuşu'ndan sonra en sevdiğim ikinci roman oldu bu. Mutlaka okumalısınız, mutlaka. Sadece bir aşk romanı olduğu için değil, o dönemde yaşamış kadınların nasıl bir eşya, bir mal gibi satılıp evlendirildiklerini, kadınların söz hakkının olmayışına bir kez daha şahit, olmak için okunmalı. 17 yaşındaki bir kızın 45 yaşındaki bir adamla evlendirilirken nasıl çaresiz kaldığını okumak beni fazlasıyla incitti.
Son olarak Talat ve Fitnat umarım mahşerde yan yanasınızdır. (Yan yana kelimesinin ayrı yazılması her zaman beni bir parça hüzünlendirmiştir) Keyifli okumalar...
Okur Takip Önerileri
Kitabın arka kapağında "Küçük Şeyler sıradan insanın başına gelmesi muhtemel sıradan olayları, acıları, ümitleri, hayal kırıklıklarını, yani kimi hayat gerçeklerini ve bu gerçekler karşısında yaşanan duyguları ele alıyor" ibaresi yer alırken, yazarımız önsözde "neyin anlatıldığının değil, nasıl anlatıldığının önemli olduğunu" vurguluyor.
Hikayelerin hepsini sevdim diyemem ama "Düğün", "Arlezyalı" ve "Pandomima" isimli hikayeler beni fazlaca yaraladı ve derinden etkiledi dersem sanırım doğru bir yorum ve analiz yapmış olacağım. Umarım sizlerde okurken, hissettiğim duygu ve hislere eşdeğer hisler uyandıran bir kitap olur. Keyifli okumalar :)
Her zaman okuduğum kitaptaki bir karakteri kendime yakın bulur ve o karakteri çok severim. Bu kitabı bitirdiğim an dudaklarımdan şu kelimeler döküldü: Şimdi ben Daren'i mi sevmeliyim, yoksa Arın'ı mı? Merak ediyorum siz en çok hangi karakteri sevdiniz?
Popüler olan kitaplara ön yargılı olan biri olarak söylüyorum ki yapılan tüm pr çalışmalarını sonuna kadar hak eden bir kitap. Uzun zamandır bu kadar çok beğendiğim bir fantastik kitap okumamıştım. Ben yoğun bir taşınma, ev yerleştirme sürecinde olduğum için kitaba çok zaman ayıramadım ve uzun sürede bitirdim ama kalın bir kitap olmasına rağmen su gibi akıcıydı, sayfa sayısına rağmen çok kısa bir sürede okunacağını düşünüyorum.
Kutulu Set aldığım için içinden 4 farklı şömiz çıktı, bence bu kitabı daha güzel, kitap karakterlerini ise özel kıldı. Devam kitaplarını sabırsızlıkla bekliyorum, umarım kısa sürede okuyabiliriz :)
Şüphesiz ismine aşina olduğumuz değerli Türk yazarlarımızdan Hüseyin Rahmi'nin kalemi ile tanışma kitabım olarak seçtiğim bu kitabı hangi kitapçıda görsem ismi sebebiyle beni sonsuz bir düşünce uçurumuna sürüklerdi. Kitabı okuduktan sonra bu ismin anlamını daha net anladım. Bu zamana kadar okuduğum, hatta bundan sonra okuyacağım kitaplar arasında bile en güzel kitap ismine sahip eser olduğunu düşünüyorum.
Her zaman ikili ilişkilerde güven ve sadakat kavramına öncelik ve önem vermiş biri olarak söylemeliyim ki sadakat kavramının ne kadar değerli olduğunu bir kez daha anladım. Nedendir bilmem insan olarak, bir nesneye, canlıya veya kişiye bize ait olduğuna kanaat getirince ona yeterince değer vermemeye, kıymet göstermemeye, sıradanlaştırmaya başlıyoruz. İnsanlara değer vermek için, sevdiğimizi anlamak için elimizden uçup gitmesi, kaybetmemiz mi gerekir? Bu şart mı? Kitap bittikten sonra bunu uzun uzun düşündüm. Sanıyorum bu kitaptan her okur farklı dersler çıkaracaktır.
Mutlaka okunması gereken bir eser olduğunu üzerine basa basa söylemek isterim.Tabi ki Dünya Edebiyatında yer alan eserler de önemli fakat neden ve niçin Türk Edebiyatının eşsiz yazarlarına ve eserlerine hak ettikleri değeri vermiyoruz? Bence öncelikli olarak kendi yazarlarımıza kıymet ve öncelik vermeliyiz ki insanlarda hak ettikleri değeri verebilsin. Keyifli okumalar dilerim :)
Gönül Bir Yel Değirmenidir Sevda ÖğütürHüseyin Rahmi Gürpınar · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20223,274 okunma
Duva Cadısı, Gölge ve Kemik kitabında yer alırken, Fazla Zeki Olan Tilki isimli öykü Kuşatma ve Fırtına'da ve son olarak Küçük Bıçak isimli öykü Çöküş ve Yükseliş kitaplarında yer alıyordu. Öykülere zaten aşinaydık. Düzenlenmiş hallerini yeniden okuduk diyebilirim. Geriye kalan 3 fantastik öykü ise yeni olanlar. Aslında öyküleri sevdim fakat kitap baskısını daha çok sevdim. Şu zamana kadar Martı Yayınlarından okuduğum en güzel kitap baskısıydı diyebilirim. Umarım Martı Yayınları hep bu şekilde kaliteli baskılar bize sunar.
Kitapta son öykünün finali yarım kaldığı için 8 puan verdim.
Ama Ulla unutmadı. Her üzüntüyü minnacık... devamı nerede? Bence bu yapılmaması gereken bir hata. Kitapta bir kaç yerde yazım yanlışları vardı bunu görmezden gelebilirim ama bu olmamalı diye düşünüyorum.
Son eleştirim de zaten okuduğumuz hikayeler bu kitapta yer almasaydı da yeni hikayeler okuyabilseydim diye içimden geçirdim. Eğer bu kitap olacaksa bu hikayeleri yazarın diğer kitaplarında okumamış olmayı dilerdim.
Kitap elinizde yoksa mutlaka bir kitapçıda baskısına göz atmalısınız. Beğeneceğinizden şüphem yok. Keyifli okumalar :)
Sabahattin Ali külliyatında okuduğum ilk eser olması sebebiyle yeri bende ayrı olan bir kitaptır. Hayatta her zaman sevdiğim kitapları defalarca okumak, her okuyuşumda var olan satırlardan farklı anlamlar çıkartmak hayatta en sevdiğim şeydir. Neredeyse pek çok alıntısını ezbere bildiğim bu kitabın çizgi roman halini de kütüphanemde bulundurmak istedim. İyi ki almışım, kitabı kadar detaylı olmasa da yüzeysel bir şekilde ve yalın haliyle işlenmiş olan bu çizgi romanı kitabı okuduktan sonra okumanızı tavsiye ederim. Çizimler o kadar güzel ki, keyifle okuyacağınıza eminim :)
Ahhh bilmem ki, bu kitabın bendeki yerini ve anlamını hangi kelimelerle anlatmalı...
Hepimizin hayatına uzanan, yüreğine dokunan, tüm kitaplar arasında eşsiz gördüğü, gönül bağı kurduğu, yerine başka bir eseri koyamadığı, kıymetli bir kitabı vardır. Ben bugün kitap okuma alışkanlığı kazandıysam sebebi bu kitaptır. 6 yaşında bir kız çocuğu iken
Çocukluk döneminde ailesi tarafından yeterli sevgiyi göremeyen iki insanın bir şekilde yollarının kesişmesi ve sevginin ve sevgisizliğin bir çoçuğun yetişkinlik dönemine yansımalarını açıkça görüyoruz.
Yazarın toplum tarafından kötü olarak adlandırılan insanların içindeki iyiliği ve merhameti, iyi olarak adlandırılan insanlarınsa ne kadar sinsi ve iki yüzlü olduğunu açıkça gözler önüne serdiğini düşünüyorum. Mia veya Chloe senden nefret ediyorum, tam bir hayal kırıklığısın!
Buradaydınız Owen(Colin), buradaydınız...
Sadece kalbim acıyor...
Hayatında bir kaç parça şiir yazmış, yazmaya çalışmış, yazdığını sanmış, o yazdığı şiirleri beğenmeyip yırtıp atmış, yakmış, yaşadıkları şiir yazmasını köreltmiş sözde kendini bir zamanlar şiire, yazmaya adamış, bunu başaramamış fakat şiire olan tutkusu hiç eksilmemiş biri olarak şiir yazmanın tüm edebiyat türlerinden daha derin olduğunu, altında yatan hislerin çok acı ve çok fazla yaşanmışlık barındırdığını bilirim. Bu okuduğum satırların her birine kalp sızısı, özlem, hasret, umutsuzluk içinde umut ve çokça gözyaşı sığdırdım.
Okuduğum her şiirde yüreğini yeniden keşfettiğim canım şairim Şükrü Erbaş'ın eşi, Hatice'si, Ömür Hanım'ına yazdığı her şiire kalbimi verdim. Bu kitap sayesinde anladığım tek şey yalnızca ölümün çaresi yok. Bütün o imkansızlıklar, kavuşamamalar, hasretler, beklemeler, özlemler boşuna. Yalnızca insanın kendi kafasında yarattığı korkulardan ibaret. Hayattasın, yaşıyorsun, nefes alıyorsun, seni kendinden ve kuruntularından başka kim çaresiz bırakabilir? İki insan bir olduktan sonra var olan engeller aşılmaz mı hiç? Kalbimizdeki, beynimizdeki, ruhumuzdaki kelepçeleri kırmalı... Sevdiğimize koşmalı...
Umarım bunu gerçekleştirebilirim, umarım gerçekleştirebiliriz. Umarım Şükrü Erbaş gibi sever, Hatice Hanım kadar şanslı olur, emr-i hak vaki olduktan sonra bile bize kavuşmayı bekleyecek kadar iyi bir yol arkadaşıyla yolculuğumuzu tamamlamış oluruz. Umarım çok sever, çok seviliriz. Umarım kavuşuruz... Sadece mahşerde değil, bu dünyada da...
Keyifli okumalar :)
İtiraf etmek gerekirse dizisinin çekildiğini öğrenince kütüphanemde aylardır hatta yıllardır okunmayı bekleyen bu seriyi okumam gerektiğini farkettim. Şimdi sadece bu kitap hakkında değil tüm seri hakkında genel bir değerlendirme yapmak istiyorum.
Gölge ve Kemik kitabında sevmediğim hiç bir durum olmadı, çok ama çok severek okudum. Yazar kurguyu
Grisha Serisinin ikinci kitabı, ilk kitabı severek okumuştum. İkinci kitabı da konu, olay örgüsü ve akıcılık olarak sevdim. Sadece beni çok rahatsız eden bir durumu paylaşmak istiyorum. Çok fazla yazım hatası var. Bu kadar hata okuyucuyu ister istemez rahatsız ediyor... Örnek vermek gerekirse düğümlendi yerine düşümlendi, derken yerine derjen, saç yerine seç, beni zaten yerine beniz zaten, dedim yerine dedi, dedi yerine dedim gibi pek çok örnek verilebilir. Bir iki tane olsa göz yumulabilir ama bu kadarı çok çok çok fazla...
Umarım 3. kitapta bu sorun yaşanmaz ve hayal kırıklığına uğramam.
Keyifli okumalar :)
Derin bir hüzün hakim yüreğimde, hiç bitmesin istediğim bir kitaptı.
Her şiiri çabucak okuyup bir sonraki şiire ulaşmayı isterken aynı zamanda bir şiire saatler ayırmak istedim. Ah Ahmed Arif, sen ne güzel adamsın!
Kitapları okumanın bir zamanı olduğuna inananlardanım, her kitap hayatınızın bir dönemine ışık tutar, çoğu zaman şifa niteliği taşır. Bu kitabı o kadar doğru bir ân ve zamanda okudum ki keşke daha önceden okusaydım demeye dilim varmıyor.
Kitabın son kısmında yer alan soru - cevap bölümünde Ahmed Arif ile konuşuyormuş gibi hissettim. Keşke daha çok şiir miras bıraksaydı bizlere... Kitaplığımda okunmayı bekleyen daha çok kitabı olsaydı mesela...
Son olarak umarım Ahmed Arif gibi mert, güzel seven ve sevgisini haykırmaktan korkmayan adamlara rastgelir yolunuz, gözlerinizden öper keyifli okumalar dilerim :)
Kitap bende buruk bir tat bıraktı... Boğazım düğüm düğüm, gözlerim dolu dolu. Geçmişime yolculuk yaptığım bir kitap oldu. Düşündüm: 20'li yaşlarımın yarısına gelmişken günlükler de yazan hislere eş değer hislere sahipsem 50'li yaşlarımda nasıl hislerle dolacak yüreğim? Suzan'la oturup karşılıklı bir kahve içmek isterdim. O kendi sevdasını anlatırdı, ben kendi sevdamı. Öyle çok isterdim ki bu sevdayı ondan dinlemeyi. Sımsıkı sarılırdım sonra ona, ağlaşırdık belki...
Yeni bir yazar keşfettim, bunun mutluluğunu taşıyorum, kalemi çok akıcı ve çok güzeldi. Ben sindire sindire okuyan, her satırına kalbimi bırakan bir okur olmayı tercih ettim.
İki ayrı günlük, iki ayrı cinsiyet, iki ayrı bakış açısı, iki ayrı yaşanmışlık, iki ayrı hayat ve hikaye... Ben iki günlüğü de eş zamanlı okumayı tercih eden taraftaydım. O yüzden okumayı kendi kendime zorlaştırdım diyebilirim, fakat bu sayede küçük ayrıntıları yakalama fırsatı buldum. Siz önce bir günlüğü sonra bir günlüğü okumayı tercih edebilirsiniz. Ayfer Tunç'un kitaplığımda okunmayı bekleyen bir kitabı daha vardı. En kısa zaman tüm kitaplarını alıp okuyacağım.
Umarım hiç birimiz geçmişe baktığımızda pişmanlıklar, keşkeler, ukdeler, belkiler biriktirmek yerine hep iyikiler bulacak kadar şanslı insanlar oluruz. Umarım çok seviliriz, en az kendi sevdiğimiz kadar... Keyifli okumalar dilerim :)
