Hiçbir çocuk kuş kalbiyle, kuşların, uçurtamaların, güneşin, yıldızların hasretini çekmesin, en büyük dileğimdir.
12 Eylül döneminde dışarıda bakacak kimsesi olmadığı için kafes olarak nitelendirdiği cezaevinde annesiyle yaşamak zorunda olan Barış’ın, tahliye olan ve özlemini çektiğe İnci’ye yazdığı mektupları okuyoruz. Koşarak Barış'a sımsıkı sarılmak istediğim yerler oldu.
Hacim olarak incecik olan bu kitap, öyle duygu dolu ki... Okuduğunuz satırları okurken yer yer kahkaha atıyor, yer yer de gözyaşlarınıza engel olamıyorsunuz.
Bir çocuk kalbinin içinde kopan fırtınaları, çocuk masumiyetini mektupları okudukça daha iyi anlıyor insan.
Kuşlar gibi, uçurtmalar gibi özgür olmalı tüm çocuklar...
Son olarak kitabın filmide varmış, bende henüz izlemedim ama kitabı okumanızı veya filmine bir şans vermenizi tavsiye ederim. Keyifli okumalar dilerim :)