Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Muazzez, Yusuf'u fazla üzmemek için kendine hâkim olmaya çalışıyor ve şimdi birçok huylarını babasına benzetmeye başladığı kocasına daha çok sarılıyordu. Gündüzleri o ve annesi evde yokken biraz içini boşaltabiliyor, babasının, bir bohça içinde yüke kaldırılan elbiselerini ortaya çıkararak onları kokluyor ve gözyaşlarıyla ıslatıyordu. Akşam üzerleri yalnız başına evde otururken, sokaktan her geçenin ayak sesiyle yerinden hoplar, kapının çalınmasını ve soluk yüzüyle babasının içeri girmesini beklerdi. İnanamıyordu. Onun bir daha kapıyı hiç çalmayacağına, tulumbada Muazzez'e su çektirip yıkanmayacağına, uzun entarisi ve beyaz saçlarıyla bu evin içinde bir daha dolaşmayacağına inanamıyordu. Bir gün yine gelmesi lazımdı. Muhakkak lazımdı. Fakat kapı sahiden çalınıp Yusuf içeri girince kalbi hem bir sükûtu hayal, hem bir sevinçle burkuluyor, yüzü ağlamakla gülmek arasında bir ifade alıyordu. Birbirlerini pek güzel anlıyorlar ve Şahinde içerde inlerken babalarından bahsetmeyi ve onun için gözyaşı dökmeyi istemiyorlardı. Buna rağmen her ikisinin de gözleri karşı mindere, Salâhattin Bey'in her akşam yemekten sonra oturup eski kitapları karıştırdığı köşeye gidince, ikisi de başlarını önlerine eğerek dakikalarca susuyorlardı. Meğer kendisine 46 yaşında ihtiyarlamış gözüyle bakılan hasta Salâhattin Bey bu evi ne kadar çok dolduruyormuş? Dört odalı ahşap bina sanki birdenbire tamamen boşalıvermişti.
Sayfa 164 - Yapı Kredi YayınlarıKitabı okudu
Güzellik duyumsaması..
Karşısında aklın pes ettiği ve eşsizliği duyumsamadan önce bile sonsuza dek yardımsız ve umarsız kalan değerlendirme, son umut olarak özümlemeye çalıştığı bu güzellik karşısında, kılıcın dayanılmaz parıltısı en sıcak ve en özlem dolu sesleri bozar gibiydi. . . Yüzü, günün saatleri gibi birbirine zıt görüntüler oluşturuyordu. Bu yüzdeki
Sayfa 30 - YKYKitabı okudu
Reklam
" Kazdığı çukurun başına çömelerek kucağındaki ölüyü koklamaya başladı. Yüzü korkunç bir hal alıyor, kuru gözleri parlayacak kadar dışarı fırlıyor ve çamur içindeki elleri asabi hareketlerle Muazzez'in soğuk vücuduna sarılıyordu."
Sayfa 247 - OLYMPIA YAYINLARIKitabı okudu
Önce 'Çok tatlı bir kız' diye düşündüğümü hatırlıyorum. Birkaç gün sonra 'Çok güzel bir kız!' demeye başladım. Bir hafta sonra düşüncem 'Harikulade gözleri var'a dönüştü. Bir süre gecince de 'Yüzü, gözleri, bedeni bir ressamın başyapıtı gibi' demeye başladım.
Sayfa 243Kitabı okudu
Bir adam çevresine dalmış, bir başkası mezarını kazıyor: nasıl ayırmalı onları? İnsanları ve saçmalıklarını? Ama işte gökyüzünün gülümsemesi. Işık kabarıyor, yaz pek mi yakın? Ama işte sevilmesi gerekenlerin gözleri ve sesi. Tüm devinimlerimle dünyaya, tüm acımam ve tüm minnetimle insanlara bağlıyım. Dünyanın bu tersiyle yüzü arasında bir seçim yapmak istemiyorum, seçmesini sevmem.
Geri199
1.000 öğeden 991 ile 1.000 arasındakiler gösteriliyor.