Gün geçmiyor ki gazetelerin üçüncü sayfalarında, sosyal medya da, ve yahut televizyon kanallarında kadına şiddet haberlerine rastlamayalım. Ve ne yazık ki kadına şiddet, kadın cinayetleri verilen cezaların yetersizliği, caydırıcı nitelik taşımadığı için önüne geçilemez bir hızla artıyor günden güne.
Kadına değer veren, onu başüstünde taşıyan bir toplumken ne ara biz bu hale geldik diye düşünmeden edemiyor insan maalesef. Ne ara gözümüzü, kulağımızı kapattık bu adaletsizliğe, ne ara sırtımızı döndük kadına, kadınlarımıza....
Ne ara bu kadar cahilleşip, kadını öteledik, ikinci plana ittik, değersizleştirdik...
Aslında hepimiz bu soruların cevabını biliyoruz. Öyle değil mi?
Neyse gelelim kitabımıza ;
Urfa'dan İstanbul'a uzanan Gülnaz'ın yolculuğunda kurgulamış Osman Akdere ; kadınların yaşadığı zorlukları, tacizi, tecavüzü, cinayetleri.
Urfa'lı varlıklı bir ağanın geliniyken neden ölüm emri verilmişti Gülnaz'ın, hemde kayınbiraderi olan on altı yaşındaki Bedran'a.
İçiniz yana yana okuyacağınız Türkiye gerçeği. Kadınlara hak görülenler ve hakkı olmasına rağmen elinden yavaş yavaş, sinsice alınanlar...
Evet sevgili kitap dostlarım, ne söylesek az, ne söylesek sağır kulaklara ulaşamıyor maalesef.