Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Klasikler Ve Çevirmenler
Not: Bu ileti eserleri orijinalinden ve sonrasında Türkçe çevirilerinden okuyan insanların görüşlerinin derlenmesiyle yazılmıştır. Sonrasında sitedeki okurların katkıları eklenmiştir. Günlerdir çevirmenlerin dünyasına daldım ve haklarında o kadar çok şey okudum ki beynimden dumanlar çıkıyor. Yabancı dilde yazılmış eserlerde en rahatsız olduğum
Maviye olan sevdamı düşünüyorum günlerdir. Ne muhteşem şey, mavinin hem gökyüzüne hem denize yakışması. İkisininde ayrı gibi görünüp ufukta birleşmesi ne tuhaf. Nesini seviyorum mavinin bu kadar, uçsuz bucaksız olmasını mı derinlere indikçe daha derine gitme hevesini mi? Yıllardır bunu aradım derbeder, En derin ne kadar derin ? Sonra arkamı dönüp baktım kıyıya, tek renk maviydi. Düz bir çizgi kalmıştı dünya herkesten her şeyden uzaktaydım. Gördüğüm tek renk mavi işte nihayet ve seni düşündüm sonra. Her şey dağıldı bir anda ne gökyüzünün ne denizin bir anlamı kaldı. Meğer ben seni aramışım derinlerde, En derinlerde sen varmışsın. Sen varmışsın her şeyin sonunda. Sana çıkıyormus tüm yollar. Sana yazılmış tüm şarkılar. Meğer maviye olan sevdam çölde kum tanesiymiş seninkinin yanında...
Reklam
Bastırılmış cinsel dürtüleriniz yüzünden bu denli homofobik olabilirsiniz. Dini bunu alet ederek kendinizi kandırmaya çalışıyor da olabilirsiniz. Tüm ülke yokluk, sefalet ve çöküşün içindeyken, başka şeylere sesinizi çıkarmayıp, günlerdir LGBT hakkında konuşuyorsanız bu da bunun bir göstergesidir. Tanrı'nın helak ettiğine inandığınız tek kavim, Lut Kavmi değildir diye düşünüyorum. Biraz da 'gurur ve kibire kapılan' ve helâk edilen kavimleri konuşun. Belki bu gurur ve kibir daha tanıdık gelebilir sizlere. Kralın kibri tüm ülkeyi çürütür!
Günseli son günlerde öyle bir durumdayım ki bir iki dakika bile aklımı toparlayıp düşünemiyorum. Sevgilim şeytan bilir nelere takılıyorum neler düşünüyorum günlerdir, yatıyorum hastalıktan mı bilmiyorum şimdi biraz düşünebileceğimi hissediyorum ve uzun süredir aklımda yüzen belirsiz bir cismi aydınlatmaya karar verdim evet aklım gene karışmadan acele etmeliyim, ölmeye karar verdim. Günseli vakit geçirmeden yapmalıyım bunu yoksa ne olacağımı nereye sürükleneceğimi tahmin edemiyorum…’’
Öncelikle bunu yazmak ve yazmamak arasında çok kaldım günlerdir bunu düşünüyorum.Ben üniversite yemekhanesine yemek yemeye gidiyorum arada geçen de arkadaşlar dedi menü güzel gidelim ve gittik.Yemeklerimizi alıp arka masaya oturduk o sırada bizimle aynı masada oturan biri pilavını yedi kalan pilavı poşete özenle koyup çantasına attı.Bu olay beni çok şaşırttı düşünüyorum o çoçuk o pilavı daha sonra yemek için mi aldı ? Kuşlara vermek için mi aldı ? Diliyorum ki kuşlara vermek için olsun çünkü diğer türlüsü çok vahim zaten iki kaşık pilav koyuyorlar tabaklara ve o insan o pilavı bir öğün daha yemek için alıyorsa gerçekten çok üzücü bir durum.
Günlerdir samimi anlamda rahat değilim aklımdan bir an olsun Pınar çinayeti cıkmıyor acaba ne yaşadı, canı ne kadar yandı diye içim içimi yiyor ve korkuyorum bir insanın bunu yapmaya potansiyeli var ve yapıyorsa diğerlerinin de neden olmasın bu vahşet karşısında eminim şeytan bile ürkmüştür bazen o katil için sıfatlar bulmaya calışıyorum ve bütün sıfatlar bu vahşetin altında eziliyor. Şeytanın vucut bulmuş hali desem şeytanın hakkına girerim diye düşünüyorum. Gerçekten toplumun psikolojisi çok bozuk şu an utanılacak durumdayız her gün güne bir çinayyet ile uyanıyoruz kimse de çıkıp nedir bu çinayyetler neler eksik neler fazla tartışmıyor ; adım atılması için ne kadar ileri bir vahşet daha yaşanmalı gerçekten bu kadarını vicdan kaldırmaz ve ben insanların viçdanın kurulduğunu düşünüyorum sosyal medyada paylaşmakla o annenin yüreği soğumuyor ya da Pınar tekrar gelmeyecek lütfen ama lütfen içinizde en ufak bir viçdan duygusu varsa harekete gecirin ve bu çinayyetler için araştırma kurulu oluşturun. Fatma Özdemir
Reklam
Başımızı yastığa en son ne zaman mutlu koyduk, gerçekten günlerdir bunu düşünüyorum.
Bunu maalesef ki açıklamak zorunda kalıyorum. Çünkü gelen kutum baya dolmuş.
Ya arkadaşlar lütfen bir kendinize gelin ya. Sizi takip etmiş olmak ya geri takip yapmış olmak ya da gönderilerinizi beğendiğimiz anlamına gelir, SİZİ BEĞENDİĞİMİZ ANLAMINA GELMEZ! Bunu idrak edin. Ayıptır ya Hû. Bir de inatla konuşmak için debelenenler var. Mesaja görüldü atmışım. Yani GÖRMÜŞÜM ve geri dönüş yapmamışım. Bunun anlamı seninle
Soğuk Deniz
İyi perşembeler, bugün de #99236053 Ocak ayı öykü etkinliği kapsamında ismini vermek istemeyen genç bir okuyucunun öyküsünü paylaşacağım. Geçen aylarda da bir kere paylaşmıştım kendisinin öyküsünü. Şimdiden iyi okumalar. ----- Her zamanki gibi sabah uyanıp telefona bakınca bir an dikkatimi çeken bir şey oldu. Bugün
1957 – 59 İstanbul, Fatih, Bütün gün beni, bu kâğıtların başında oturmaya iten yalnızlığımı düşündükçe acımın artmasını istiyorum. Bu büyük, kalabalık şehirde hiçbir teselli yok benim için. Acım, çok önceleri, başka sokakların, başka pencerelerin, yatak odalarının, bütün o anlamsız eşyanın bulunduğu ortamda çok daha büyüktü. Şimdi başka bir
Reklam
Bazı şeyleri içimde sindirsem de Hâlâ kabullenemediğim zoruma giden çok şey var Sevdiğim insanların hep yanında olmaya çalıştım Elimden geldiğince onlara destek oldum Ama hiçbir zaman hiçbiri yanımda olmadı.. Bu insanlara nasıl sırtımı dayamışım ? Bu kadar güvenirken beni arkamdan nasıl bıçakladılar? Ben bunu düşünüyorum günlerdir..
47 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.