Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
İnsanlık çağlar boyunca üç düşünce sistemi, üç büyük dünya görüşü yaratmıştır: animist (mitolojik), dinsel ve bilimsel dünya görüşü. Bunların arasında en kadim olan animizm, belki de en tutarlı, en kapsamlı düşünce sistemi olarak dünyanın yapısına eksiksiz bir açıklama getirir. İnsanlığın bu ilk dünya görüşü psikolojik bir teoridir. Günümüz dünyasında ondan geriye ne kaldığını göstermek bizim buradaki amacımızı aşar; batıl inanç biçiminde yozlaşmış olduğu kadar dilimizin, inancımı- zın ve felsefelerimizin temeli olarak da yaşamaktadır.
+1
1974 yılının Eylülü'nde yaptığı bir konuşmada o zamanki Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Kurt Waldheim, dünyamızın bir "çaresizlik" bunalımı geçirdiğinden söz etmiş, dünyayı egemenliği altına alan ve kaderciliğin eşlik ettiği yaygın ürküntüden duyduğu kaygıyı dile getirmişti. Kadercilik ve uyuşukluk, çevreyle baş edememenin doğal
Reklam
İnsan organizmasının günümüz toplumlarının çığırından çıkmış hızına dayanıklı olup olmadığı bilim adamları tarafından araştırılmış ve çoğu, insanın yenilikleri benimseme yeteneğinin sınırlı olduğu sonucuna varmıştır. Hızlı değişikliklere uyum gösterebilse de, bu değişiklikleri gerçekten özümseyebilmesi için, insanın yeni olaylarla geçmiş arasında
Bilindiği gibi tarihte Türk adıyla anılan ilk devleti kuran Gök Türkler, tarihimizde bu özelliğinden dolayı seçkin bir yere sahiptir. Yaklaşık iki yüz yıl süren bağımsız tarihleri boyunca Gök Türk Devleti'nin dayandığı boy sistemi iyi incelendiğinde daha sonraki asırlarda kesintisiz devam ederek, günümüz Türk Dünyasına ulaşan bir köprü olduğu anlaşılır. Gök Türk tarihinde zaman içerisinde değişik isimler ve organizasyonlara bürünen bir boylar kompozisyonu söz konusudur. Bu kompozisyon başka bir deyişle boyların dağılımı ve hareketlenmesi Gök Türk Devleti'nin 745'te yıkılışından sonra da devam etmiş, hatta göçlerde başrol oynamış, nihayet günümüze ulaşmıştır.
Günümüz dünyasında eğitimin en acil ve en radikal şekilde vasfı ve kemmi değişikliklere ihtiyaç duyan bir müessese olduğunu kesin bir dille ifade edebiliriz.
Günümüz dünyasında tarihin en ağır kölelik sistemi yaşanıyor. Üstelik insanların neredeyse tamamı köle olduğunun farkında bile değil.
Şira yayınlarıKitabı okudu
Reklam
Birey ve Toplum
Geçmiş kuşakların ustası gönlünü vererek yarattığı üründen ötürü gurur duyar, sanatını yakın ilişki içinde bulunduğu çırağı- na en az birkaç yıllık bir sürede öğretir, bireyleşmiş olmaktan ötürü kendine saygı duyardı. Günümüz çalışanıysa, sistemi oluşturan mozayiğin yalnızca çok küçük bir parçası. Üstelik çoğu kez sistemin bütününden ya da sistem içerisindeki yerinden de haberdar değil. Bireyin sistem içerisindeki yerini hiçe indirgeyen böylesi bir dünyanın insanda yarattığı kopukluk bazen davranış bozukluklarına neden olmaktadır. Aslında çağdaş toplumların en önemli ruh sağlığı sorunu da budur!.
Sayfa 31 - MetisKitabı okudu
«Yalnız Samanyolu’ndaki yıldızların sayısı 30 milyar kadardır. Günümüz astronomi bilginleri, bunların 18 milyarında gezegenler sistemi bulunduğunu kabul ederler. Gezegen sistemleri arasındaki uzaklığın, gezegenlerin ancak yüzde birine bir yıldız yörüngesine girme olanağı tanıdığını düşünelim. Bu durumda, hayatı destekleye­ cek güçte 180 milyon gezegenle karşı karşıya kalırız. Bunların yüz­ de birinde de hayatın gerçekten ortaya çıktığını düşünürsek, geriye 1.800.000 gezegen kalır. Üzerinde hayat bulunan gezegenlerin yine yüzde birinde «Homo sapiens’e eşit akıl düzeyindeki canlıların yaşa­ dığını kabul edersek, Samanyolu’nda 18.000 uygarlık olduğu ortaya çıkar.»
Sayfa 10
Okumanızı öneririm..
Fikr-i selim ve günümüz insanlığının saplantılarına kapılmayan sağduyu sahipleri şu bedbaht beşeriyetin fikrî bozukluğuna, koymuş olduğu ilkelere, düzenlere, kanunlara,gelenek ve göreneklere şöyle bir bakıp davranışlarını gözlemlediğinde tamamının çirkin, iğrenç ve aşağılık bir şekilde sırıttığını görürler. Deli gibi elbislerini parçalayıp attığını, hâl ve hareketlerinde ayaklarının sürçüp çarpılmışcasına yalpalayarak kaydığını, yerlerde süründüğünü gördüğünde... Fikir ve akide elbisesini fırlatıp atarak defilelerde seyircilerin şehvetlerine hitap için giyilen dekolte giysiler gibi çeşit çeşit inanç kılıklarına büründüğüne şahit olduğunda... Iztıraptan feryat kopardığını, hırsızlar misali arkasına bakmadan kaçtığını, mecnunlar gibi kahkahalar attığını, sarhoş gibi ne aralar koparıp gereksiz, abes İşler peşinde koştuğunu müşahede ettiğinde... Dünya ve tûl-i emellerin arkasında dolaştığını, sahip olduğu en kıymetli hazineyi heba edip en hafif ve değersiz metehan'a en kıymetli hazinesiymiş gibi dört elli sarılıp gözü gibi baktığını gördüğünde... Evet bütün bunlara tanık olduğunda İslam'ın bu sabit gerçeklerini hissederek onlara lanetler okuyor; hem de efsanelerden rastlanılan şekli ile 'Lanet olsun topuna!' niye çığlık atarak!... "Eğer hak onların keyiflerine tabi olsaydı gökler, yer ve bunlarda bulunanlar mutlaka fesada uğrardı." (Mü'minûn/71) Allah'ın kanun sistemi hilâfet, insanı içinde bulunduğu bataklıktan çıkarmaya yetecek tek nizamdır.
Sayfa 126 - BekaKitabı okudu
"Günümüz çalışanıysa, sistemi oluşturan mozayiğin yalnızca çok küçük bir parçası. Üstelik çoğu kez sistemin bütününden ya da sistem içerisindeki yerinden de haberdar değil. Bireyin sistem içerisindeki yerini hiçe indirgeyen böylesi bir dünyanın insanda yarattığı kopukluk bazen davranış bozukluklarına neden olmaktadır. Aslında çağdaş toplumların en önemli ruh sağlığı sorunu da budur!"
Sayfa 30 - Metis YayınlarıKitabı okuyor
474 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.