Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
ŞİİR Anımsarım seni ben geçen güzkü halinle Başında gri beren ve o sakin yüreğin Günbatımı ateşi oynaşır gözlerinde Yapraklar dökülürdü nehrine benliğinin Bir asma dalı gibi dolanırdın koluma Tatlı, sakin sesinden yaprakların soluğu Beni sımsıkı saran mavi sümbülümsün sen Baş döndüren ey ocak, içimin tutuştuğu Güz kadar uzaklara dalarken bakışların — Gri beren, kuş sesi, avcı kadın yüreği — Uzaklar: acıların göçüp gittiği yerler Mutlu öpüşlerimin kızıl kor kesildiği Güverteden gökyüzü, tepelerden tarlalar Işık, duman ve durgun sudandı anılan O derin gözlerinde şafaklar yalazlanır İçinde tutuşurdu kuru güz yaprakları
Anımsarm seni ben geçen güzkü halinle Başında gri beren ve o sakin yüreğin Günbatımı atesi oynasır gözlerinde Yapraklar dökülürdü nehrine benliğinin Bir asma dal gibi dolanırdın koluma Tatlı, sakin sesinden yaprakların soluğu Beni sımsıkı saran mavi sümbülümsün sen Baş döndüren ey ocak, içimin tuluştuğu Güz kadar uzaklara dalarken bakışların ⁃ Gri beren, kuş sesi, avcı kadın yüreğin- Uzaklar: acıların göçüp gittiği yerler Mutlu öpüşlerimin kızıl kor kesildiği Güverteden gökyüzü, tepelerden tarlalar Işık, duman ve durgun sudandı anılar O derin gözlerinde şafaklar yalazlanır İçinde tutuşurdu kuru güz yapraklar
Reklam
Yolculuk
Tam beş buçuk saat olmuştu yola çıkalı - adam gözlerinde neredeyse çocukça bir sabırsızlıkla, heyecanını dizginlemeye çalışan kararlı adımlar atarak yamacı tırmanıyordu. Çakıllı ve yer yer silik patikanın etrafındaki, muhtemelen birkaç saat önce aynı güzergahı kullanan bir keçi ailesinin yağmaladığı, karahindiba kalıntıları oldukça hüzünlü bir
338 syf.
·
Puan vermedi
Bir çınar da ben dikmek istiyorum İstanbul'a. Fatih'te görmüştüm Samiha Ayverdi'nin diktirdiği çınarları cadde boyu. Henüz o kadar gençlerdi ki! Ben bir çınar diksem, çınarın olgunluğuna erişebilmesi için kaç asır gerekecek? Ya benim bu acelem neden? Ne zaman erebileceğim bekleyişin olgunluğuna? Kimse kendisi gölgelenmek için çınar
Boğaziçi
BoğaziçiMustafa Kutlu · Dergah Yayınları · 202241 okunma
Bunların hepsi, büyük ölçüde Mithrandir'in öğütleri ve uyanıklığı sayesinde başarıldı ve savaşın son birkaç gününde, çok saygın bir efendi olarak kabul gördü ve beyazlar giyerek savaşa gitti, ama gitme vakti gelene kadar onun Kızıl Ateş Yüzüğü'nün taşıyıcısı olduğu öğrenilemedi. İlk başta bu yüzük, Limanların Efendisi Círdan'a
Sayfa 620 - İthaki YayınlarıKitabı okudu
Oracıkta tünüyorlardı. Baştan çıkarıcı kepaze yaşam tarafından oracığa savrulmuş, rıhtım ve bordur taşları üzerinde tünüyorlardı. Dalgakıranlar üzerinde, bodrum merdivenlerinin ortası çukurlaşmış basamaklarında. İskele ve dubalar üzerinde. Yaşam tarafından tozdan gri yollara, güz yaprakları ve yaldızlı kâğıtlar arasına savrulmuş. Kargalar mı? Hayır, insanlar! İşitiyor musun? İnsanlar!
Sayfa 32 - Kargalar Akşam Yuvalarına UçarKitabı okuyor
Reklam
Karga Yüzlüler
Köprünün soğuk taş korkuluklarında ve çevreye morumsu pis bir koku yayan kanal boyunca uzanan buzdan demir parmaklıklarda tünüyorlar. Bodrum merdivenlerinin aşınmış basamaklarında tünüyorlar. Yol kenarlarında, yaldızlı kağıtların ve güz yapraklarının yanı başında ve parkın günahkar sıralarında. Evlerin kapısız duvarlarına yaslanmış, sırtlarını çapraz vermişler, uzakların özlemiyle dolu duvarlarda ve rıhtımın dalgakıranlarında tünüyorlar. Yitik, karga yüzlü, aşırı üzüntüden gri siyah, bağırmaktan kısık sesli, tünüyorlar. Tünüyorlar, tüm terkedilmişlikler, cansız, yerlerinden oynamış, karmakarışık tüyler gibi sarkıyor üzerlerinden. Sevdiklerince terkedilmişlikler, talihlerince terkedilmişlikler. Evlerin gölgesinin sisli alacakaranlığında, kapılardan ürkerek, katran karası ve kaldırım yorgunu tünüyorlar. Ayaklarında ince pençeli ayakkabılar, dünya öğle sonrasının erken inmiş pusunda gri tozlu, gecikmiş, önemsiz hayaller içinde, tünüyorlar. Dipsiz uçurumlarda, açlıktan ve sıla özleminden uykulu sallantılar içinde tünüyorlar. Karga yüzlüler (başka nasıl olur?) tünüyorlar, tünüyor, tünüyor ve tünüyorlar. Kim? Kargalar mı? Kargalar da belki. Ama insanlar en çok, insanlar. Güneş, saat altıda büyük kentin is ve dumandan oluşmuş bulutlarını kızıl sarıya boyar. Ve evler, akşamüzerinin ılıman aydınlığında kadifemsi mavi ve yumuşak kenarlıdır. Ama karga yüzlüler çaresizlikten ve kaçıp kurtulamadıkları insanlıklarından ciltleri beyaz ve üşümekten solmuş, yamalı bohça ceketleri içinde büzülmüş tünüyorlar.
Sayfa 29 - Kargalar Akşam Yuvalarına UçarKitabı okuyor
GÜZ DÜŞÜNCE Önce güz geldi hayatın saçlarına, Sonra ezelden aşk yükseldi Yağmur geldi, sen geldin Ve rengarenk gülüşler ansızın Yetişkin sabahların yüzüne kondu Bulutlu yanağına bir anda Ter ü taze sevinçler gamzelendi
Leithian Destanı'nda anlatıldığına göre, yolda çektiği cefa öylesine büyüktü ki, azap dolu yılların ardından Doriath'a, saçı başı ağarmış ve beli bükülmüş halde tökezleyerek girdi. Ama yazın, bir akşam vakti ay ışığı altında Neldoreth ormanlarında yürürken, Esgalduin'in yanındaki çimenlikte solmayan çimenler üzerinde dans eden Thingol ile Melian'ın kızı Lúthien'e rast geldi. O anda yaşadığı tüm acıların izleri içinden silinip gitti ve büyüleniverdi, çünkü Lúthien, Ilúvatar Çocuklarının en güzeliydi. Giysisi, bulutsuz gökyüzü gibi masmaviydi, gözleri ise yıldızların aydınlattığı bir akşam vakti gibi gri; pelerinine altın çiçekler işlenmişti, saçları ise alacakaranlıktaki gölgeler kadar siyahtı. Hani ağaçların yaprakları üzerine düşen ışık, berrak suların sesi, dünyanın üzerine çökmüş sisin ötesindeki yıldızlar var ya, işte onun ihtişamı ve güzelliği tıpkı böyleydi ve yüzünde bir ışık parıldıyordu. Ama gözden kayboluverdi; Beren büyülenmişçesine sersemledi ve vahşi bir hayvan gibi her yana koşturarak uzun süre ormanda onu arayıp durdu. İçinden ona Tinúviel dedi; bu, Gri Elflerin dilinde Bülbül, yani Alacakaranlığın Kızı anlamına geliyordu; ona verecek başka bir isim de bilmiyordu. Ve onu uzaklarda, güz rüzgarlarında savrulan yapraklar ve kış vakti tepenin üzerinde parlayan bir yıldız olarak gördü, ama bacakları sanki zincirlenmiş gibiydi.
Sayfa 351 - İthaki YayınlarıKitabı okudu
Hayatım artık bana ait değil Hiçbir şey bana ait değil Dokunduğum dokunamadığım Her şey hızla benim dışımda Ne kadar genişlese de Geride kalan o ufuk gibi Ve kaldığım yerden yeniden başlamak Eksik bir güz şarkısına Gri bir çocukluk ikindisine
Reklam
EMPYRIUM - Autumn Grey Views
Ağaçlar... yapraksız ağaçlar... Bir zamanlar yeşil olan, şimdilerde gri ve kederli görünür. Kasvetli bir grilik... öngörülen ölüm... Acımız için bir sembol... Bir güz yağmurunun selinde boğuldu. Işığın siluetleri yolunu kaybetmiş, bulutlarda bir yerde. Kara kargalar zikzak çiziyor, Solan cesetlerin üzerinde... Kalbim sonbahara ait...
Yaşam tarafından tozdan gri yollara, güz yapraklar ve yaldızlı kâğıtlar arasına savrulmuş. Kargalar mı? Hayır, insanlar!İşitiyor musun? İnsanlar!
"Ve kaldığım yerden yeniden başlamak Eksik bir güz şarkısına Gri bir çocukluk ikindisine Sağır bir yaza..."
71 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.