Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Zihnimizin sahip olduğu en büyük beceri belki de acıyla başa çıkmaktır. Klasik yaklaşım bize herkesin ihtiyacı doğrultusunda geçtiği dört kapı olduğunu öğretir. Birinci kapı uykudur. Uyku bize dünyadan ve onu dolduran tüm acıdan kaçabileceğimiz sığınak sağlar. Bir insan ağır yaralandığı zaman genellikle kendinden geçer. Aynı şekilde tramvatik haberler alan birini bayıldığı olur. Zihin ilk kapıdan işte böyle geçerken kendini acıdan korur. İkinci kapı unutmaktır. Bazı yaralar kısa zamanda kapanmayacak, hatta belki de asla iyileşmeyecek kadar derindir. Ayrıca bazı anılar o kadar azap vericidir ki onlara alışmak mümkün değildir. "Zaman tüm yaraları iyileştirir" sözü yanlıştır. Zaman çoğu yarayı iyileştirir. Geri kalan bu kapının ardında saklıdır. Üçüncü kapı deliliktir. Bazen insanın aklı öyle darbe alır ki kendini delilikte saklar. Bu ilk bakışta faydalı gözükmese bile öyledir. Gerçekliğin acıdan başka bir şey getirmediği zamanlar vardır ve bu acıdan saklanmak için zihnin gerçekliği bırakması gerekebilir. Dördüncü kapı ölümdür. Son sığınak. Öldükten sonra bizi hiçbir şey incitemez. Ya da en azından bize öyle söylenir.
160 syf.
6/10 puan verdi
Asım Yıldırım'ı anlattığı güzel hikayelerden tanıdım. Kitabınıda kütüphanede gördüm aldım. Ama kitap çok boş geldi, tavsiye etmiyorum.
Garip Haberler
Garip HaberlerAsım Yıldırım · Timaş Yayınları · 20048 okunma
Reklam
''Bir şey olmak hülyasındaysan, cellat değil barışçı olmaya özen. Kalem, öldürmek için değil, diriltmek içindir. Ruhlara, yüreklere taze heyecan ve çarpıntılar; millete, yeni bir hayata haberler götürmek içindir.''
Sayfa 76
Sevgili bayan milena'ya, size önce prag'dan, ardından da meran'dan yazdığım kısacık mektuplarıma kesinlikle cevap beklemiyordum. umduğum gibi karşılık yazmadınız da sevinmem gerek. Sessiz kaldığımız her gün iyi olduğumuzun işaretidir. Bu yüzden sevinmem gerek ki, iyi olduğunuzu bildiğim için.. Yarım kalmış bir düş gibi. Önümden geçip
Kurak yollar, çatlamış topraklar, kurumuş dikenler, otlar, makiler, çiçeksiz, meyvesiz, yabani ağaçlar, düşsüz uykular, el değmemiş kadınlar, bilenmiş bıçaklar, dağdaki ateşler, kaçan bir tilki, vurulmuş bir dağ tavşanı, eline değen bir el, bir ağıt, ölen çocuklar, iki ağıt, radyodaki haberler, aldığın mektuplar, öğrendiğin üç beş sözcük, öğrettiğin üç beş sözcük, bir tepside gelen sıcak yufka ekmek, yanında otlu peynir, gözleri gözlerinde bir genç kız, kişneyen bir at, uluyan bir köpek, sonra ikincisi, sonra üçüncüsü, sonra köpeklerin tümü, soran köyü saran kurt sürüsü, tümü, tüm renkleriyle, varlık ve yokluklarıyla ve genzimi yakan o insan kokusuyla burda, otobüste yanı başımda, benimle birlikte geliyordu.
40yaşındasın Rahmetini umarak Günahkar bir dille; Allah Azze ve Celle Ya Rasulallah, Âlemlere rahmet hayatın geçiyor kalbimizden,
Reklam
“Türkiye'nin güneyinden üzücü haberler geliyor, Türkiye'nin kuzeyinden üzücü haberler geliyor, Türkiye'nin doğusundan üzücü haberler geliyor, Türkiye'nin batısından üzücü haberler geliyor, Türkiye giderek üzücü bir habere dönüyor…” -Birhan Keskin-Aslı Serin
O geceyi tümen karargâhında , her şeyi kendisi denetleyerek geçirdi. Bu , uykusuz kaldığı dördüncü gece oluyordu ; sıtmadan son derece rahatsızdı ; ateşi yüksekti. Ama dinlenmesine olanak yoktu. Bir yandan saldırı düzenlerken , bir yandan da Anafartalar cephesini yönetmek zorundaydı. Bu cepheden gelen haberler ya eksik ya da yanlış oluyordu. Ayrıca , buradaki kuvvetlerin içindeki karışıklığı bir düzene sokmaya çalışıyor , fakat ya kayıp birliklerini ya da komutanlarını arayan subaylar çadırına girip çıkarak kendisini boyuna tedirgin ediyorlardı.
Sayfa 120Kitabı okudu
“Seyrettiğim bütün haberler sanki kapağı çatlamış bir baraj gibi açılıyor ve üzerime tonlarca acı,umutsuzluk,acımasızlık ve ölüm boca ediyor.”
1.000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.