Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
R.W.-Beni hep şaşırtan bir şey vardır,o da biz,mesela avrupa'dakiler,filistinde,lübnan'da,filistinlilerle araplar,filistinlilerle israiller arasındaki çarpışmalarla ilgili haberler aldığımızda,meselenin gerçekdışı diyeceğim bu tarafıdır-çarpışmanın kurbanlarından bahsedildiğini duymak,neredeyse alışkanlık haline geldi.ve ancak çok çarpıcı olaylar sırasında,sabra ve şatila katliamları gibi,gerçek ölülerin,ölen,öbür dünyayı boylayan öldürülmüş insanların söz konusu olduğunu anlıyoruz.sıradan seyirciler olarak bizim bu gerçekdışı algımız konusunda ne düşünüyorsunuz ? G.-Pekala,ben sizin gerçekdışılığınız yüzünden vurguyu filistinlilerin üzerine koymuyorum,daha ziyade vurguyu herşeyi gerçekdışı haline getiren sizler üzerine koyuyorum,çünkü böylelikle onu daha kolay kabulleniyorsunuz.ne de olsa gerçekdışı bir ölüyü,gerçekdışı bir katliamı kabullenmek,gerçek bir kampa gerçek mektuplar taşıyan bir kadını kabullenmekten daha kolay .görüyorsunuz ki, katliamları kabul eden ve onları gerçekdışı katliamlar haline getiren özellikle sizsiniz.dün,leyla şahid'in çekmiş olduğu katledilmişlerin fotoğraflarını gördüğünüzde,ilk defa stüdyoda çekilmiş belgeler görmüş olmanız pek mümkün.çünkü gazetelerinizin,resimli dergilerinizin yada gazetecilerinizin tasvirlerinin aktardığı tüm belgeler,sanki stüdyoda çekilmiş gibi görünüyor.
Sevilecek biri olmadığın zamanlarda bile Seni Sevmeli... sarılacak biri olmadığın zamanlarda bile Sana Sarılmalı... Dayanılmaz olduğun zamanlarda bile Sana Dayanmalı... DOST dediğin; Fanatik olmalı; Bütün dünya seni üzdüğünde Sana moral vermeli. Güzel haberler aldığında seninle dans etmeli, Ve ağladığında, seninle ağlamalı... Ama hepsinden daha çok; Dost matematiksel olmalı; Sevinci çarpmalı... Üzüntüyü bölmeli... Geçmişi çıkarmalı... Yarını toplamalı... Kalbinin derinliklerindeki ihtiyacı hesaplamalı... Ve her zaman bütün parçalardan daha büyük olmalı... İşi bitince seni bir tarafa atmamalı...
Sayfa 280Kitabı okudu
Reklam
40 Yaşındasın Rahmetini umarak Günahkar bir dille; Allah Azze ve Celle Ya Rasulallah, lemlere rahmet hayatın geçiyor kalbimizden,
Sitede son zamanlarda fark ettiğim ; iletiden yazarların sözlerini paylaşmak ve bazılarının bu sözlerin altına kime ait olduklarını belirtmemeleri. Nedenini tam olarak bilmesem de bu konuda fikrimi ifade edesim geldi.(Genelde etliye sütlüye karışmayan biriyimdir. :D) 1- İletiden alıntı paylaşmak bence farkında olmadan bu siteye yapılan en büyük
Çok değerli bir hocamın güncel olaylara yönelik değindiği bir konuda yaptığı birkaç yorumu paylaşmak istiyorum sizinle. Malum hemen her gün televizyonlarda eksik olmayan kadına yönelik şiddet eğilimli haberler izliyoruz, duyuyoruz, üzülüyoruz, kınıyoruz. Hiç olmamasını dilerken daha da arttığını görüyoruz. Bilinçli davranmaya çalışırken kendimizde hatalı söylemlerde bulunuyoruz. ''Kadına şiddet'', ''Dayak yiyen kadın'', ''Şiddete maruz kalan kadın''.. vs. vs. Çoğu zaman bende bu yanlışa düşüyorum ve kullanıyorum bu cümleleri. Hocamın bu noktada söylediği şey ise: '' Kadına şiddet'', 'Dayak yiyen kadın'' bu tarz söylemler bilinçaltınıza kadının aşağılandığını düşüncesini yerleşmektedir. Her şeyden önce şunu anlamak gerekir ki dayak yiyen kadın yoktur. Dayak atan erkek vardır!''
Zihnimizin sahip olduğu en büyük beceri belki de acıyla başa çıkmaktır. Klasik yaklaşım bize herkesin ihtiyacı doğrultusunda geçtiği dört kapı olduğunu öğretir. Birinci kapı uykudur. Uyku bize dünyadan ve onu dolduran tüm acıdan kaçabileceğimiz sığınak sağlar. Bir insan ağır yaralandığı zaman genellikle kendinden geçer. Aynı şekilde tramvatik haberler alan birini bayıldığı olur. Zihin ilk kapıdan işte böyle geçerken kendini acıdan korur. İkinci kapı unutmaktır. Bazı yaralar kısa zamanda kapanmayacak, hatta belki de asla iyileşmeyecek kadar derindir. Ayrıca bazı anılar o kadar azap vericidir ki onlara alışmak mümkün değildir. "Zaman tüm yaraları iyileştirir" sözü yanlıştır. Zaman çoğu yarayı iyileştirir. Geri kalan bu kapının ardında saklıdır. Üçüncü kapı deliliktir. Bazen insanın aklı öyle darbe alır ki kendini delilikte saklar. Bu ilk bakışta faydalı gözükmese bile öyledir. Gerçekliğin acıdan başka bir şey getirmediği zamanlar vardır ve bu acıdan saklanmak için zihnin gerçekliği bırakması gerekebilir. Dördüncü kapı ölümdür. Son sığınak. Öldükten sonra bizi hiçbir şey incitemez. Ya da en azından bize öyle söylenir.
Reklam
160 syf.
6/10 puan verdi
Asım Yıldırım'ı anlattığı güzel hikayelerden tanıdım. Kitabınıda kütüphanede gördüm aldım. Ama kitap çok boş geldi, tavsiye etmiyorum.
Garip Haberler
Garip HaberlerAsım Yıldırım · Timaş Yayınları · 20048 okunma
''Bir şey olmak hülyasındaysan, cellat değil barışçı olmaya özen. Kalem, öldürmek için değil, diriltmek içindir. Ruhlara, yüreklere taze heyecan ve çarpıntılar; millete, yeni bir hayata haberler götürmek içindir.''
Sayfa 76
Sevgili bayan milena'ya, size önce prag'dan, ardından da meran'dan yazdığım kısacık mektuplarıma kesinlikle cevap beklemiyordum. umduğum gibi karşılık yazmadınız da sevinmem gerek. Sessiz kaldığımız her gün iyi olduğumuzun işaretidir. Bu yüzden sevinmem gerek ki, iyi olduğunuzu bildiğim için.. Yarım kalmış bir düş gibi. Önümden geçip
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.