Mealciler, İmam Ebû Hanîfe'nin ve Hanefî mezhebi fakihlerinin "Hadisleri Kur'ân'a Arzetme" metodunu, kendi şahsî, indî, nefsî sapkınlıklarına refere etmeye çalışırlar; "Bakın Hanefîlerde hadisleri Kur'ân'a arzetmişler" diyerek.
Bu konuda cehâlete düştükleri ya da bilmedikleri nokta ise şu;
Evet Hanefîler "Hadislerin sıhhatini tesbit için Kur'ân'a Arz" metodunu uygulamışlardır, Fakat!! Hanefîler hadislerin sıhhatini tesbitte önlerine "hadis" olarak gelen bir metni öncelikle sahih, meşhûr ve mütevâtir hadislere arzetmişlerdir.
Eğer Hanefî İmamları Mealcilerin kasdettiği şekilde bir yöntem uyguluyor olsalardı, Recm, Nesh, Mürtedin katlî, Kabir Azâbı, Nüzûl-i İsa(a.s.), Mehdî, Deccâl, Kadere İman v.b. birçok hususu reddederlerdi, halbukî Hanefîlerin Akâid eserlerinin tamamında Hanefî İmamlarının bu itikâd umdelerinin her birini kabul ve her birine iman ettikleri görülmektedir.
Bundan anlaşılacak sonuç şudur; Hanefî mezhebi hadisleri korumak, muhafaza etmek için bu yöntemi uygulamışlardır.
Hanefî mezhebini istismar etmek sûretiyle kendi sapkınlıklarına alet etmeye çalışan mealciler ise Hadisleri, Sünneti dolayısıyla Hz. Peygamberi (s.a.v.) devre dışı bırakabilmek için bu yöntemi kullanmaktadırlar.
Bu istismardan elde edebilecekleri semere ise, birkaç yarım akıllı ve kanmaya gönüllü cahili kendi saflarına çekmekten ileri gitmez.a
Şükrü Yaşar