Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
"öyle bir zaman gelecek ki.." İste tam da o zamandayız
ALLAH RESÛLÜ’NÜN AHİR ZAMAN ÜMMETİNE İKAZLARI Hadis kitaplarında “Kitabu’l-fiten ve’l-melahim” başlığı altında ahir zamanda meydana gelecek bir kısım kötülük, ahlaksızlık ve fitneleri bildiren hadislere yer verilmiştir. Bunlara “kıyamet alametleri” de denilmiştir. Bu hadislerde ümmet arasında ortaya çıkacak dinî ve siyasî alandaki bozulmalara,
İslâm dininde kadının yeri 2..
Şimdi senin yorumuna geleceksem güzel kardeşim🙂
Berfin Ari
Berfin Ari
Senin yorumuna detaylı cevap verecem ki önceki tartışma konularımızda da bir daha gündeme gelmesin :) Ayrıca akıllarında soru işareti olan şahıslara da belki bi nevi sorularını gidermiş oluruz. İslâm'ın kadını tam da hakettiği yere konumlandırmadığını iddia etmek hâşâ
Reklam
Hadislere karşı bakış açımız.
Biz duymuş olalım, olmayalım; Hz. Peygamber (sav)’ in söylediği her şeyin başımız gözümüz üstünde yeri vardır. Biz bunlara iman ettik ve Hz. Paygamber (sav)’in söylediği gibi olduklarına şahitlik ettik. İmam-ı Azam Ebu Hanife رحمه الله
Irk ,soy sop Milliyetçiliği Fitnedir , Şeytanîdir
İslam'da makul ölçüde bir patriyotik duygudan bahsetmek mümkün olsa bile dil, renk, ırk, kan ve soy birliğine dayalı milliyetçilik yoktur. Aksine inanca dayalı bir ümmet birliğini hedefleyen İslam, bu tür taassubiyetleri tehdit olarak algılar, reddeder ve yasaklar. (Yeni Şafak) ➡️Bakara / 34. Ayet وَاِذْ قُلْنَا لِلْمَلٰٓئِكَةِ اسْجُدُوا
Laiklik batının dinsizliğidir. (Ülkemiz de ki laiklik anlayışı!)
Yazımızı okuyun ama ön yargılarla okumayın anlamaya çalışın lütfen. En sondaki ayetlerin mealleri üzerinde iyi düşünün. İslam bir hukuk dinidir devlet işlerinde İslami kabul etmeyen müslüman olamaz. Bilmiyorsanız öğrenin ve Tevbe ve istiğfar edin tekrar iman edin İslam'a davet ederim. İman ederseniz kendinize iyilik yapmış olursunuz bu
Hadis inkarcıları, İmam Ebû Hanîfe'nin ve Hanefî mezhebinin kurucu imamları ve fakihlerinin "Hadisleri Kur'ân'a Arzetme" metodunu yalan yanlış, üstünkörü anlayıp mal bulmuş magribi gibi sahiplenip kendi şahsî, indî, nefsî sapkınlıklarına refere etmeye çalışırlar; "Bakın Hanefîlerde hadisleri Kur'ân'a
Reklam
Bütün suç oy kullanmayanların..
Sen partinin içinde yoğun bir ahlak mücadelesi yapamadıysan; halka din, iman, ahlak, edep anlatmak için geceni gündüzüne katmak yerine siyasi sloganlar atmakla meşgulsen; senin partinle diğer partiler arasındaki farkı halk sadece ekonomiden ibaret görüyorsa kimseye "hakkımı helal etmiyorum" diyemezsin kardeşim. Müslümanların akıllarından bile geçmemesi gereken partilere, ideolojilere Müslüman evlatları yöneliyorsa sana kim hakkını helal etsin?.. Bugün mevcut ilmim oy kullanmamanın daha İslami olduğunu söylüyorsa kullanmayacağım, yarın mevcut ilmim kullanmak İslami derse oy kullanacağım; ben ayetler ve hadislere göre hayatımı şekillendirmeye çalışacağım inşallah; doğru da yapabilirim yanlış da ama ilmi düzeyim neyse ona tabi olurum. Bazen kolay olur İslam'ı yaşamak bazen zor; bazen Bedir dönemleri olur bazen Uhud. Karar verirken samimi bir şekilde ayet ve hadise yaklaşmaya mı çalışıyoruz yoksa dünyevi kazanımlara, menfaatlere, nefsimizin isteklerine göre mi karar veriyoruz? Mesele oy kullanmak veya kullanmamak değil, bu konuya kalbimizin yaklaşımı. Allah hepimize hidayet nasip etsin..
Lafla peynir gemisi yürümez arkadaşlar. Dinsel konuları lütfen alanında uzmanlaşmış kişilere bırakın. Sağdan soldan aldığınız bir takım uydurma hadis veya eski rivayet kültüründen gelen klişe sözler ile din üzerinden ahkam kesip, bilgiler vermeyin. Hem bize hakaret ediyorsunuz hem de İslam'ın yanlış tanıtılmasına sebebiyet veriyorsunuz. Hocalarınız sizin olsun, uydurma hadislere iman size kalsın lakin ve lakin sizde kalsın...
ÖLÜYÜ VE ÖLÜLERİMİZİ ANMAK !!!
“Eşit değiliz, çünkü sizin ölüleriniz cehennemde, bizimkiler ise cennette” Hazreti Ömer(R.Anh) Müslüman olarak vefat edenin hataları söylenmez, ancak ihanet etmişse insanların onun hatasına düşmemesi için ibret olsun diye anlatılır. Malumunuz bugün azılı bir islam düşmanı olan Rahşan(rachel)Ecevit öldü Bir kaç gün önce de cübbeli beyefendi yine
KİM TERS YÖNDE, MEALCİLER Mİ, ULEMA MI?.. İhsan Şenocak'ın Kaleminden...
- İslam nazarında hocanın hatırı büyüktür. Bu yüzden “Âdab-ı İslamiyye” kitaplarında hoca-öğrenci münasebetinin nasıl olması gerektiği ile alakalı pek çok tespit ve rivayet vardır. Talebenin Mişkâtu’n-Nübüvve ile irtibatı hoca vasıtasıyla olur. Hoca, varlık sebebidir. Bu yüzden Nevevî ulemayı ebeveyn makamında kabul eder (Nevevî, Tehzîbu’l-Esma,
Reklam
KADINLARLA İLGİLİ HADİSLERDEN SEÇMELER-MUAHMMED’İN KADINLARA ÖĞÜDÜ
Muhammed’in kadınlar hakkında söylediği sözleri paylaşacağım. Takip edenler, bu hadislerin çoğuna yabancı değiller. Amacımız hem kaynakları belirtmek ve hem de konuyu yeni araştırmaya başlayanlar için kaynaklarında bilgi paylaşmak. Umarım faydalı olur. Muhammed’in kadınlara öğüdü: Muhammed bir bayram günü camiye giderken yolda kadınlarla
"HADÎSLERİ HEVÂYA ARZETMEK!.. -2"
Meşhur Fransız Müsteşriklerinden biri olan Louis Massignon “Oryantalizm” adlı kitabında diyor ki; "Onların her şeylerini tahrib ettik. Felsefeleri, dinleri mahvoldu. Artık: hiçbir şeye inanmıyorlar. Derin bir boşluğa düştüler. Anarşi veya intihar için olgun hâle geldiler."[Oryantalizm,8] İçinde bulunduğumuz modern zamanlar, hakk ile
İSLÂM'I EHL-İ SÜNNETİN REHBERLİĞNDE ANLAMAK...
- "(...)Günümüzde sık sık ileri-geri yorumlarla gündeme gelen bir Hadîs var: “Vatan sevgisi imândandır.” Bir kısmı, bu hadisi Jöntürklerin “vatan-millet-sakarya” hamasetine âlet ediyor. Bir kısmı da bunu yapmak istemedikleri için “o Hadîs uydurmadır, zayıftır, mevzudur” gibi laflarla onu saded dışı tutuyor. Bunların ikisi de Hadîs
Mealciler, İmam Ebû Hanîfe'nin ve Hanefî mezhebi fakihlerinin "Hadisleri Kur'ân'a Arzetme" metodunu, kendi şahsî, indî, nefsî sapkınlıklarına refere etmeye çalışırlar; "Bakın Hanefîlerde hadisleri Kur'ân'a arzetmişler" diyerek. Bu konuda cehâlete düştükleri ya da bilmedikleri nokta ise şu; Evet Hanefîler "Hadislerin sıhhatini tesbit için Kur'ân'a Arz" metodunu uygulamışlardır, Fakat!! Hanefîler hadislerin sıhhatini tesbitte önlerine "hadis" olarak gelen bir metni öncelikle sahih, meşhûr ve mütevâtir hadislere arzetmişlerdir. Eğer Hanefî İmamları Mealcilerin kasdettiği şekilde bir yöntem uyguluyor olsalardı, Recm, Nesh, Mürtedin katlî, Kabir Azâbı, Nüzûl-i İsa(a.s.), Mehdî, Deccâl, Kadere İman v.b. birçok hususu reddederlerdi, halbukî Hanefîlerin Akâid eserlerinin tamamında Hanefî İmamlarının bu itikâd umdelerinin her birini kabul ve her birine iman ettikleri görülmektedir. Bundan anlaşılacak sonuç şudur; Hanefî mezhebi hadisleri korumak, muhafaza etmek için bu yöntemi uygulamışlardır. Hanefî mezhebini istismar etmek sûretiyle kendi sapkınlıklarına alet etmeye çalışan mealciler ise Hadisleri, Sünneti dolayısıyla Hz. Peygamberi (s.a.v.) devre dışı bırakabilmek için bu yöntemi kullanmaktadırlar. Bu istismardan elde edebilecekleri semere ise, birkaç yarım akıllı ve kanmaya gönüllü cahili kendi saflarına çekmekten ileri gitmez.a Şükrü Yaşar
Gerçek gündeme dönersek... ÖYLE ANLAŞILIYOR Kİ, HADİS VE SÜNNETİN ARASININ AYRILMASI KAÇINILMAZ Hadis ilmi açısından yani tarif bakımından hadis ile sünnet aynı kabul edilmiş, farklı bir tarif yapılmamıştır. Bu durum, ilmin yöneldiği amaç bakımından tutarlıdır. Zira hadis ilmine göre mesele Peygambere isnat edilen rivayetlerin ona ait olup
106 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.