Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gün âşıkı namındaki çiçek ile, hercaî menekşe gibi çiçekler verdi..
İsm-i Hafîz'in tecelli-i etemmine işaret eden فَمَنْ يَعْمَلْ مِثْقَالَ ذَرَّةٍ خَيْرًا يَرَهُ ٭ وَمَنْ يَعْمَلْ مِثْقَالَ ذَرَّةٍ شَرًّا يَرَهُ âyetidir. Kur'an-ı Hakîm'in bu hakikatına delil istersen, Kitab-ı Mübin'in mistarı üstünde yazılan şu kâinat kitabının sahifelerine baksan, ism-i Hafîz'in cilve-i a'zamını ve
Sayfa 178
Sahâbe devrinde, fıkıh, rivâyet ve delillerden hüküm çıkarma melekesine sahip belli ve sınırlı sayıda sahâbe fetvâ verirdi. Bunların en meşhurları, dört halife, Abdullah b. Mes'ûd, Ebû Musa el-Eş'arî, Muaz b. Cebel, Übey b. Kâ'b ve Zeyd b. Sâbit radıyallahu anhüm hazeratıdır. Bu zatların görüşlerini, mezheplerini ve fetvâlarını taklid edenler ise hadsiz, hesapsızdır.
Sayfa 109Kitabı okudu
Reklam
Seni bu hataya atıp bu vartaya düşüren, bir gözlü dehandır. Yani hârika, menhus zekândır. O kör dehan ile her şeyin Hâlık'ı olan Rabb'ini unuttun, mevhum bir tabiata isnad ettin, âsârını esbaba verdin, o Hâlık'ın malını bâtıl mabud olan tağutlara taksim ettin. Şu noktada ve o dehan nazarında her zîhayat, her bir insan, tek başıyla hadsiz a'daya karşı mukavemet etmek ve nihayetsiz hâcatın tahsiline çabalamak lâzım geliyor. Ve zerre gibi bir iktidar, ince tel gibi bir ihtiyar, zâil lem'a gibi bir şuur, çabuk söner şule gibi bir hayat, çabuk geçer dakika gibi bir ömür ile o hadsiz a'daya ve hâcata karşı dayanmaya mecbur oluyor. Halbuki o bîçare zîhayatın sermayesi, binler matlublarından birisine kâfi gelmiyor. Musibete giriftar olduğu zaman; sağır, kör esbabdan başka derdine derman beklemiyor وَمَا دُعَٓاءُ الْكَافِرٖينَ اِلَّا فٖى ضَلَالٍ "Kâfirlerin duası ancak boşa gider." Ra'd Sûresi sırrına mazhar oluyor.
ONİKİNCİ NOTA: Ey bu Notaları dinleyen dostlarım! Biliniz ki; ben hilaf-ı âdet olarak, gizlemesi lâzım gelen Rabbime karşı kalbimin tazarru' ve niyaz ve münacatını bazan yazdığımın sebebi; ölüm, dilimi susturduğu zamanlarda, dilime bedel kitabımın söylemesinin kabulünü rahmet-i İlahiyeden rica etmektir. Evet kısa bir ömürde, hadsiz
Hamne, oğlunu İslâm'dan vazgeçirmek için bu sefer başka bir yol denedi: Bir gün Hz. Sa'd, evde namaz kılarken, konu komşusunu da çağırdı ve hep beraber kapıyı kapatarak onu evde hapsettiler. Ciğerparesine eziyet edecek kadar şirkin kalbini katılaştırdığı Hamne, o sırada şöyle bağırıyordu: "Ya o burada girdiği yeni dini terkeder veya ölür gider!" Şirk ve dalâletin kalbleri nasıl karartıp merhamet ve şefkatten mahrum hâle getirdiğini, bir annenin öz evlâdına eziyet etmekten çekinmemesinden anlamamız mümkündür! Hadiseler, hep Hamne'nin aleyhinde cereyan ediyordu. Çünkü, İslâmiyetten vazgeçirmek için çırpınıp durduğu Hz. Sa'd'ın peşini oğlu Âmir de takib etmiş ve Müslüman olmuştu. Büsbütün hırçınlaşan Hamne, bu sefer Âmir'in yakasına yapıştı ve, "Tuttuğun dini bırakmadıkça, şu hurma ağacının altında gölgelenmeyecek ve yiyip içmeyeceğim!" dedi. Allah'a îmanın ve Resûlüne tâbi olmanın hadsiz zevkini tadan ve İslâm'ın emirlerini ihlâs ve samimiyetle yaşayan Hz. Sa'd, annesinin bu yeminini duyar duymaz yanına vardı. "Ey anne!" dedi. "Cehennem ateşi durağın oluncaya kadar sakın 'Gölgeleneyim, yiyip içeyim.' deme!" Bu hârika îman, sarsılmaz azim ve irade karşısında anne Hamne'nin elinden, susmaktan başka bir şey gelmedi.
《Bu'd-u mutlak ve birbirinden gayet uzak bir nevin efradı; biri şarkta, biri garpta, biri şimalde, biri cenupta, aynı zamanda, aynı tarzda birbirinin misli ve birbirinden teşahhusça imtiyazlı bir surette vücuda gelmeleri ancak bir Alîm-i Mutlak ve Kadîr-i Mutlak'ın kâinatı idare eden hadsiz kudreti ve bütün mevcudatı ahvaliyle ihata eden nihayetsiz ilmiyle olabilmesi cihetiyle, muhit bir ilme delâlet ve bir Allâmü'l-guyub'a hadsiz şehadet ederler..》
Reklam
Oluyor valla üstad:D
Fesübhanallah! İnsanlarda bu derece hadsiz cehalet olabilir mi?
Sayfa 399
Elbette o hakikat güneş gibi zâhir olur, şübhe eden dîvâne olur.
Hem mâdem nev'-i beşerin en meşhûrları olan yüzyirmidört bin peygamberler ittifak ile saâdet-i ebediyeyi ve bekà-yı uhrevîyi Cenâb-ı Hakk'ın binler va'd ve ahdlerine istinâden ilân edip mu'cizeleriyle doğru olduklarını ispat ettikleri gibi, hadsiz ehl-i velâyet, keşf ile ve zevk ile aynı hakikate imza basıyorlar. Elbette o hakikat güneş gibi zâhir olur, şübhe eden dîvâne olur..
38 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.