Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Kim hatınına bir şey getirmek istiyorsa önce düşüncelerin çağrışımıyla onun asılı olduğu bir ipucunu bulsun. Hafıza geliştirme sistemi-mnemonik buna dayanır; o bize muhafaza edilecek bütün kavramlar, fikirler ve sözcükler için kolayca bulunan vesileler sağlamayı hedefler. Ne var ki en kötüsü de önce bu vesilelerin kendilerinin yeniden bulunmasının gerekmesi ve bunun için de bir başka vesileye ihtiyaç duyulmasıdır.
Sayfa 78 - SAYKitabı okudu
Morfin Yoksunluğu
"... Büyük huzursuzluk, endişeli kasvetli hal, asabiyet, hafıza zayıflığı, bazen halüsinasyon ve az seviyede bilinç bulanıklığı..."
Sayfa 46 - Sel
Reklam
504 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
öncelikle son zamanlarda en iyi -türk yazarlar arasında hiç olmadığı kadar hem de- kurgulardan birine sahip. osmanlı saray tabiplerinden ve hiç yaşlanmama hastalığından muzdarip atahunalp urumgalatlı bir sahilde hafızasını yitirmiş bir şekilde kendine gelir. sahile bitişik yamaçlarda kurulu bir çiftliğe ulaşan atahunalp, burada kendisi gibi hafıza zayıflığı olan torunları, torunlarının torunları ile birlikte 140 küsur yıllık hafızasının peşinde olan bir örgütten sakladıklarını öğrenir. hem kaybolan hafızasını, hem de peşindekilerin kim olduğunu öğrenmek isterken kendini bir garip maceranın içide bulunur. dahası hafızasında bir şeyler canlandıkça kafası daha da çok karışacaktır. kitapta, özellikle başlarda yaşına göre konuşmayan mehveş hanım'ın diyaloglarını biraz yadırgamakla beraber, yazarın tükçe dilbigisi kurallarına tamamen uygun ancak tvde, radyoda ya da benzer kitaplarda kullanılan genel geçer türkçe'den farklı kullanımları dikkat çekiyor. bazı sitelerde "yazarın kötü türkçe kullanımı" diye bahsedilse de ben alışılmadık diye yorumluyorum. "önemsiz" yerine "mühimsiz", "tanıdık" yerine "aşina", "bir çuval incirin pestil olması" bu kullanımlardan birkaçı iken kelime dağarcığıma kattığı "iştiyak" kitabın başka bir artısı. umutcalisan.com/2014/09/atahuna...
Atahunalp Urumgalatlı'nın Amel Defteri
Atahunalp Urumgalatlı'nın Amel DefteriMehmet Mollaosmanoğlu · Profil Yayıncılık · 201358 okunma
Bu mefsedetin çıkış noktası şudur: Hadislerin kelime ve anlam bakımından asliyetini koruyamadığını zannedenler, muhaddislerle fakihlerin hallerini derinlemesine incelememiş; hafıza zayıflığı, hadise çok az ihtimam gösterme, takvasızlık ve ihtiyatsızlık bakımından onları kendilerine kıyaslamışlardır. Muhaddislerle fakihlerin hafızalarının
Sayfa 116Kitabı okudu
Unutkanlığa çözümler
1) Sabah namazı vaktini iyi değerlendirmek gerekir. Bu vakit insan zihninin en verimli çalıştığı vakittir. Bilimsel olarak ve dini olarak kaynaklar mevcuttur. 2) Unutkanlığı engellemek için salavat çek! 3) Unutkanlığı gidermek için Al'â süresini okuyabilirsin. Sana okuyacağız ve Allah öyle dilemedikçe unutmayacaksın. ( Al'â süresi ,
İMAM EL-BUHÂRÎ'NİN HAFIZASI.. Hafızlar Sultanı İmam Buhâri'nin imtihan edilişini İbn Hacer el-Askâlânî (sahîh senetlerle) şöyle anlatır; ...İmam Buhârî Bağdat'a gelmişti. Bunu işiten ehl-i hadis toplandılar.Buhârî'yi imtihan etmek istediler. Yüz hadisi ele aldılar, metin ve isnadlarını birbirine karıştırdılar; bir isnâdın metnini başka bir
Reklam
Hafıza ruhun katipliğini eder, ruhun bize işaret etmek istediklerini bize hatıralarımızı kullanarak işaret eder. Hatıraların değişip durmasının, yaşananların sürekli anlam değiştirmesinin sebebi hafızamızın zayıflığı değil, ruhumuzun bize kaydetmek istediği gerçeklerin zamanla değişmesidir. Hafıza yaşananları kaydeder, zamanı biriktirmez. O zamanı bir mürekkep gibi kullanıp bizi değiştirir.
Sayfa 109Kitabı okudu
İnsanın zayıflığı, zamanı dağılmadan bir arada tutmaya çabalarken hafızanın geri dönülmez bir biçimde belirsizleşip en nihayetinde bir kalıntı haline gelmesine engel olamasıdır. Genişleyip tarihi kapsayabileceğine dair bir takım büyüklük hayallerine kapılan hafıza aksine ondan tamamen koparak ardında yalnızca bazı izler bırakır. Nasıl işlediğine dair bir fikrimiz olmayan bir eleme mekanizmasının devreye girmesiyle birlikte hatırlama uğraşı giderek güçleşir, şimdiki zamanın içinde tuhaf bir oyalanma halini alıverir.
Çok zengin diyorlardı Turan Bey için. Değildi oysa. Babası Kore’de savaşmış, esir düşmüş bir gaziydi. Oradayken, İstanbul’da gümrük, navlun işleri yapan zengin bir adamın oğluyla can arkadaşmış diye anlatılırdı. İki sefer kılı kılına hayatını kurtarıp, tüm esaretleri boyunca neredeyse bir an bile ayrılmayınca asker arkadaşlıkları kan
Sayfa 14 - İletişim Yayınları 2140 • Çağdaş Türkçe Edebiyat 345
45 öğeden 31 ile 45 arasındakiler gösteriliyor.