Tutunamayanlar
Oğuz Atay’ı tanımak isteyen herkesin okuması gereken roman.
Postmodernist edebiyatın en sağlam yapı taşı, hayata tutunamayanların; tutunmak için çokta uğraşmayanların romanı.
Oğuz Atay’ın hayatını didik didik araştırmama sebep olan onu sevmemin en haklı sebebi olan romanı Tutunamayanlar.
Turgut isminde bir karakterin hayata
Kitaptan bahsetmeden önce şiiri şimdiki kadar nasıl sevdiğimden bahsetmek istiyorum. :) Bu uygulamayı kullanmadan önce şiirle pek aram yoktu, ilgim de olmazdı ama bu uygulamadan @vedat09 abim sayesinde şiiri daha çok sevmeye başladım, önceden hiçbir şey anlamazken şimdi çok şey anlıyorum. Ve abim iyi ki şiiri bana daha çok sevdirdi
"Para, ün ve iktidar hırsının gözleri bürüdüğü, üç kuruş gasp ederiz diye gencecik bir flütçünün acımasız ellerle boğulduğu, ortaçağ karanlığının her gün biraz daha koyulaştığı, köylerin, kasabaların, kentlerin etnik boğuşmalarla kan gölüne döndürüldüğü, gerçeğin mafya liderlerinden sorulduğu, hapishanelerde yazarların, bilim adamlarının
Hepimizin sorunları vardır.İnsanoğlu kendi kendine sorun yaratmaya bayılır zaten.Kimimiz saçımızın rengini sorun eder,kimimiz boyumuz neden kısa diye sitem eder ve özellikle Amerika’nın genel problemi olan kilosuyla problemi olan insanlarda aramızdalar.
Billy Halleck kızı,eşi ve güzel bir işi olan sosyal çevrede epey itibar gören bir adamdır ;
. “Âlem, o senin birçok araziyi çeviren bağ ve bahçe duvarlarının sınırlarından, insanlar da bahçıvanlar, seyisler, uşaklar ve diğer hizmetkârlarından ibaret değildir. Türlü türlü evler, her evde her ailede başka başka idareler, başka başka hükümler, başka başka keyifler vardır. Bu ailelerin içine girilince türlü türlü yaşayışlar, adetler, hükümler görüp hayrette kalınıyor. Fakat bu bir âlemdir. Âlemlerden bir âlemdir. Bizim âlemimizde ayıp görülen şey onlar için kahramanlıktan sayılıyor. Bütün bunlara alışmak ne kadar zor! Zor mu? Hayır, hayır! Kabil değil! Mümkün değil!
Yazarın ilk kitabı olmasına rağmen çok başarılı bir eser meydana getirdiğini söylersem, okuyanlarında bana katılacağı gibi yanlış söylemiş olmam. Aynı yazarın bu kitabından önce Bin Muhteşem Güneş adlı kitabını okudum. Her iki kitapta bir birinden güzeldi. Yazarın Her iki kitabın sonunu bitiriş şekli gerçekten çok güzeldi. Bundan etkilendim
Her yeni sayıda kalitenin düştüğünü hissetmeye başladım. Derginin yarısı reklamlardan oluşmuş. Çıkartma, poster vs bulunmuyor. Sadece ek olarak kitap kafası bulunuyor. Bu sayıda genel olarak olumsuz bir hava vardı. Yapılan sitem ve eleştiriler haklı olsa da okudukça içim karardı. Didem Madak ve Barış Manço’yu sevdiğim için okudum. Umarım gelecek sayılar daha kaliteli olur.