Geçmiş üç H - hafıza, hüzün ve haksızlık - demek bizim için. Gelecek ise başarının süslemeleriyle bezenmiş bir sığınak, daha önce hiç sahip olmadığın bir emniyet duygusu, çoğunluğa katılma, normalleşme arzusu.
176 syf.
10/10 puan verdi
Bu kitaba çok haksızlık yapmış toplumu ince ince eleştirmesi mutluluğun bir anlık hatayla mustsuzla dönüşmesini , birinin adı çıkacağına canı çıksın kelimesinin doğruluğunu , isteklerin gelecekti sonuçları o anki arzudan daha kıymetli olduğunu , fazla şiş egonun insanın başına ne işler açabileceği , saçma sapan kuruntuların insana ne kadar zarar verdiğini ve buna benzer çok güzel konuları kısa ve öz hikayelerle çok güzel tasvir edilmiş bir kitaba bence baya bir haksızlık edilmiş en az bir kere okunması lazım bir kitap
Seçme Hikayeler
Seçme HikayelerAnton Çehov · Antik Kitap · 20123,223 okunma
Reklam
Komünisttik, komünizmin ne olduğunu ne kadar biliyorduk? ama şunu biliyorduk; Bir Haksızlık vardı. ‪#‎TuncelKurtiz‬
Belki bu dünya hayatını en üst düzeyde yaşayabilmek, bir başka insanla ortaklaşa tanıklığına vardığı uyanıklık durumunu paylaşmakla mümkün. Bu paylaşımı elde edemediği şartlarda bile insan, ölüm kendini bulduğu andan içinde bir boşunalık duygusu taşımamalı. Bence boşunalık duygusu, ne adına olursa olsun, razı olduğu haksızlık yüzünden insana yerleşir.
"Bir kişiye yapılan haksızlık, bütün topluma karşı işlenmiş bir suçtur. Bu bilinci paylaşmak ve bu sorumluluğu yerleştirmek zorundayız. Uygarca paylaşılan sorumluluk bilinci, özgürlüğün de, demokrasinin de tek güvencesidir. Bu güvence sağlanmadıkça, demokrasinin temeline tek bir taş bile konmuş olamaz. Unutmayalım ki; "cesur bir kez, korkak bin kez ölür". Önemli olan,insanın böyle bir toplumda "mezar taşı" gibi suskunluk simgesi olmamasıdır."
Orhan Pamuk İsviçre dergisine konuştu. "Kimse söylemiyor bari ben söyleyeyim, Türkiye'de 30 bin Kürt, 1 milyon Ermeni öldürüldü." dedi. Aslında Kar romanının tanıtım röportajıydı ve bu lafların, romanın içeriğiyle alakası yoktu. Yazdıklarıyla değil, söyledikleriyle şöhret olan dünyadaki tek yazar'dı! (Bu iğnele biraz haksızlık olduğu kanısındayım. Dış ülkelerde belli bir okur kitlesi olduğunu sonradan öğrendim. Yalnız bu demek değildir ki bu sözleriyle tanınırlık oranını katladığı inkar edilemez.) Peki neden onca ülke varken, bu lafı gidip İsviçre'de söylemişti? Çünkü çamur atıp iz bırakmak için ideal adresti...İsviçre'de konuşup "Ermeni soykırımı vardır." demek serbestti, "Ermeni soykırımı yoktur" demek, yasaktı. Herhangi bir Türk'ün Orhan Pamuk'un söylediklerine karşı savunma yapabilmesi, kanunen suçtu. Nitekim... Kısa süre sonra, İsviçre'ye gidip "Ermeni soykırımı yoktur" diyen Türk Tarih Kurumu Başkanı Profesör Yusuf Halaçoğlu hakkında gıyabi tutuklama kararı çıkartıldı. "Edebiyatçı" tarihi suçlarsa, fikir özgürlüğüne giriyordu. "Tarih Profesörü" savunursa, hapse giriyordu. Hadisenin "bu ne perhiz bu ne lahana turşusu tarafı" da vardı. Bize "soykırımcı" diyen İsviçre'nin Ankara Büyükelçisi Walter Gyger eniştemizdi. Soykırımcı dediği milletten, Türk'le evliydi.
Reklam
1.000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.