Kadınları 1978 ile 1992 arasında tadını çıkardığı özgürlükler, fırsatlar artık geçmişte kalmıştı -Leyla, Babi'nin o komünist yıllara ilişkin sözlerini hala anımsıyordu: Afganistan'da kadın olmanın tam zamanı, Leyla. Mücahitlerin 1992'de idareyi ele geçirmesiyle, önce Afganistan'ın adı değişmiş, Afganistan İslam Devleti olmuştu.
"...Şimdi, ikisi de şehit düştü; oğullarım şehit oldu."
Leyla kıpırdamadan yatar, dinlerdi; keşke Anne onun, Leyla'nın şehit olmadığını, hâlâ yaşadığını, yanında olduğunu, umutları, bir geleceği olduğunu fark etseydi. Ama Leyla kendi geleceğinin, ağabeylerinin geçmişiyle boy ölçüşemeyeceğini biliyordu. Yaşarken kızı gölgede bırakmışlardı. Ölümleriyle de yeryüzünden tamamen silmişlerdi. Anne şimdi onların hayat müzelerinin müdürüydü, Leyla ise yalnızca bir ziyaretçi.
En iyisi çok okumalı ve bu soruların(dinle ilgili) cevaplarını kendim bulmalıydım. İşte o yaşlarda(14-15) başladım bu konuda okumaya ve hala okuyorum. Bitiremedim bir türlü. Kur’an, İncil,Tevrat,Mevlana, Yunus Emre, Budizm ve daha neler neler.Din felsefesi ve Tasavvufu çok sevdim. Babamın bana 15 yaşındayken hediye ettiği Kur’an hala
Ama mucizevi bir biçimde, eski hayatından bir parça kurtulmuştu işte; böyle yapayalnız, bir başına kalmadan önceki haliyle, eski Leyla'yla arasındaki son bağdı o. Tarık'ın bir parçası, kızın içinde hala sağdı...