Bugün insanlık tarihinde sivilleri hedef alan en büyük kimsayal saldırı olarak kayıtlara geçen Halepçe Katliamı'nın 35.yıl dönümü... Savaş uçakları, Halepçe'yi bombaladı. Ortalığa keskin bir elma kokusu yayıldı ve çocuklar kokuya doğru koştu. Son sözleri, ‘Daye behna seva te’ yani 'Anne elma kokusu geliyor' oldu. Sonra da birer birer öldüler...”youtu.be/mWE_UeylQiw
(alıntı)
Filistin'lilerin, Filistin'deki bir meydanda bir gurur abidesi olarak diktiği (2017) Saddam Hüseyin anıt heykeli.
Saddam Hüseyin kim?
Halepçe katliamında zehirli kimyasal gazlarla, kadın çocuk demeden 5 Bin Kürd'ü katleden, 10 binlercesini yaralayan tarihte Kürtlere en büyük katliamı ve zulmü yapan bir katil
Bu katliamdan sonra Saddam Hüseyin'i ilk olarak, dönemin Filistin kurtuluş örgütü başkanı Yaser Arafat şu sözlerle tebrik ediyor; "Elleriniz dert görmesin, keşke bu şeytanın çocuklarının tamamını bitirseydiniz!".
Katil Saddam Hüseyin, öldürdüğü Kürt çocuklarını gömdüğü yerin üzerine, arap çocuklarının eğlenmesi için çocuk parkı yapan, esir Kürt kadınlarını köle pazarında satan, Kürtlerin yaşam alanlarındaki barınaklarını talan eden, su kuyularına beton dökerek kurutan bir vicdansız!
Evet, zalimlerin zulmüne karşı, tabii ki her zaman mazlumların yanında olmalıyız. Fakat binlerce insanımızı katleden bir katilin heykelini meydanlarına dikenleri göz önünde bulundurarak...
(Not: Saddam'ın heykeli hâlâ Filistin'deki o meydanda dikili duruyor.)
- Azad Penaber
HAKSIZLIK KARŞISINDA SUSAN DİLSİZ ŞEYTANDIR!
Martin Nirmöller ;
1892-1984 yılları arasında yaşamış alman rahip yahudilere karşı soykırıma karşı olmamış ve daha sonra pişmanlığını şu şekilde dile getirmiştir;
“Naziler önce komünistler için geldiler, bir şey demedim çünkü komünist değildim. Sonra yahudiler için geldiler ve bir şey demedim çünkü
İŞİD'den kaçan Rojava Kürtleri canlarını kurtarmak için mülteci oluyorlar. Türkiye dışındaki Kürtlerin Türkiye'ye mülteci olarak geldiği geçmişteki en büyük hadise Saddam rejminin Enfal Operasyonu ve Halepçe katliamıydı. Halepçe, birkaç yıl süren gaddar bir etnik temizlik operasyonunun son demlerinde kimyasal silahla katledilmiş mazlumların toplu ölümü ve medyaya yürek yaralıyıcı fotoğraflarla yansıyan kısmıdır. Halepçe'ye gelinceye kadar diktatörlük rejiminin takriben ikiyüz bin Kürdü sistematik olarak öldürdüğü söyleniyor.
Kürtlerin kaderi haline gelen mevcut sınırlar, içeren ve koruyan sınırlar değil de nedense parçalayan ve yaralayan sınırlar olageldi.
Bugün on altı Mart
Yıl bin dokuz yüz seksen sekiz
Ve bu tarih küfre sebep oluyor dilimizde
Çocukların bedenleri yavaş yavaş döküldü
Yaşlı genç çocuk ve bebek sessiz sessiz toprağa düştüler
Halepçe toprakları masumların bedenlerine göz yaşı döktü
Kimse Sokrates gibi sorgulamadı ama hepsi isyancı ,
Kimse Nietzsche gibi hakikatı aramadı ama hepsi filozof ,
Kimse Dostoyevski gibi hissetmedi nefreti ama hepsi insana düşman ,
Kimse Camus'u bilmiyor ama hepsi kendine yabancı ,
Kimse Freud'u okumuyor ama hepsi psikolog ,
Kimse Sartre gibi yalnız kalmadı ama hepsi ölüm zamanı dost
Dayê bêhna sêva tê..
Diyip bir bir düştüler toprağa çocuklar..
İnsanlık tarihinin kara lekesidir halepçe..
Helepçe,di dilê Kurdan da birînek kûr e
Ji bîrneke û ne de ji birkîrin!
🕊
"-Tarih: 16 Mart 1988...
Irak savaş uçakları Halepçe'yi bombaladı. Ortalığa keskin bir elma kokusu yayıldı. Çocuklar kokuya doğru koştu. Son sözleri ‘Daye behna seva te’ yani 'Anne elma kokusu geliyor' oldu. Sonra da birer birer öldüler..."
#Halepçe #HalepçeKatliamı #16Mart1988