240 syf.
8/10 puan verdi
·
4 günde okudu
Karinthy o sıkışmışlık hissini o kadar iyi vermiş ki... Anksiyeteden çeken insanları ayrı bir tetikleyecek oldukça başarılı anlatım var. Distopya okuyoruz şu günlerde belki şükrederiz şimdiki halimize diye ama... Neyse, hangi şehre geldiğini ve bu şehirden nasıl gideceğini bulamayan bir dil bilimciyi okuyoruz. Kendisi otuz kadar dil bilse de
Epepe
EpepeFerenc Karinthy · Notos Kitap · 2023103 okunma
Uzun ve eminim okumayacaksınız
İnsanlar arasında çıkar bağı değil de gönül bağı varsa, her biri muhatabını korumayı gözeterek davranacaktır. Bu yüzden taraflar ilişkilerin dengeli ve eşit olmasını istemeyecek ve bilakis dengeyi ve eşitliği karşısındaki lehine bozmaya çalışacaktır. Karşısındaki mi dedim? Dil sürçmesi.Gönül bağı ile bağlı insanlar bağlandıklarını karşılarında görmezler. Hatta onu kendilerinden ayıramazlar bile. Gönül bağı ortadan kalkabilen bir bağ değildir. Çünkü gönülden bağlı olanlar nasıl, ne sebeple ve hangi şartlar altında bağlı olduklarını bilmezler. Bağlılıklarını bir usûle bağlamış olsalardı, her usûlsüzlük bu bağı çözerdi. Bağlarının bir sebebi olsaydı, o sebeple birlikte bağ da kaybolurdu. Belli şartlarda gönül bağı tesis edilebilseydi, o şartlara hâkimiyetle gönüllere hâkimiyet mümkün olurdu. Hâlbuki gönül bağı çözülmez çünkü gönlün nereden bağlı olduğu bulunamaz.
Reklam
376 syf.
7/10 puan verdi
·
Beğendi
·
6 günde okudu
'Okudum bitti' demek istemediğim sayılı kitaplardan sadece birkaçı diyebilirim. Zira kendisi bunları sarf ederken acaba hangi içine sığmayan duygularla pervane olmuştur... Gerçekten çok okunası, kaldı ki istisnasız her evin kitaplığında mutlaka bulunmalı.. Âlemden, yüce Allah'tan, onun eşsiz varlığından, varoluş sancısından, var ettiği bütün güzelliklere kadar uzanan her bir aşamaya çok mu çok rûhefza-i bir hisle dokunmuş ve bu sözcüklere dil döken herkimseye de aynı duyguları geçirdiğini söyleyebilmek mümkün. Dilerimki daha niceleri de bu eserle tanışıp o rûhefzalığa eşlik eder inşAllah.
Mevlana’nın Rubaileri
Mevlana’nın RubaileriMevlana Celaleddin-i Rumi · Kapra Yayınları · 20212,110 okunma
125 syf.
·
Puan vermedi
·
32 saatte okudu
celal şengör: armstrong az bile anlatmış (!)
(bu uzun bir incelemedir. okuyana/okuyanlara şimdiden teşekkür ederim.. incelemeyi uzun diye okumaya üşenen varsa incelemeyi ses kaydına alıp da buraya ekleyebilirim. maksat inceleme konusunda daha fazla insan bilgi/fikir sahibi olsun..) 12 haziran 2024 tarihinde uygulamada
Varsayalımismail
Varsayalımismail
adlı kullanıcının şu alıntısını gördüm;
Atatürk'ün Armstrong'a Cevabı
Atatürk'ün Armstrong'a CevabıSadi Borak · Kaynak Yayınevi · 200033 okunma
144 syf.
·
Puan vermedi
ÖZGÜRLEŞTİRMEYEN EĞİTİM APTALLAŞTIRIR !!!
İSTER ÖĞRENME İSTER ÖĞRETME , BİLGİNİN HANGİ KONUMUNDA OLURSANİZ OLUN , MUTLAKA OKUNMASI GEREKEN BİR KİTAP ( - BİR TIK AĞIR OLSA DA , OKUDUĞUNUZA DEĞECEĞİNİ DÜŞÜNÜYORUM - ) 1818 yılında , bugün Belçika sınırları içerisinde bulunan leguen kentinin üniversitesinde Fransız edebiyatı okutmanı Joseph Jakot'un başından bir zihinsel serüven geçer . Bu serüven ise bizlere en genel anlamıyla ; bir şeyi gerçekten dert edinirsek illa ki bir yolunu bulacağımızı ve öğrenci - öğretmen ilişkisinde önemli olanın dil değil , ortak bir bağ olduğunu anlatır . Öyle ki bazı sayfalarını okurken , ÖLÜ OZANLAR DERNEĞİ , filmi gözümde canlanıyor . Bazı sayfaları tıpkı film repliklerindeki gibi örneğin filmde ; " FİKİRLER VE SÖZCÜKLER DÜNYAYI DEĞİŞTİREBİLİR " der Koç , Josep Jakot ise öğrencilere açıklamaların açıklamalarını okutma eziyetindense , öğrencilerin kendine özgü fikirlerle açıklamasınının anlam dünyalarına eşsiz bir katkı sağlayacağını savunur . Okurken fazlasıyla zorlandığım , çoğu zaman kavramlarda boğulduğumu düşündüğümde dahi iyi ki okumuşum diyeceğim bir eser ...
Cahil Hoca
Cahil HocaJacques Ranciere · Metis Yayıncılık · 20142,336 okunma
ALAMET 1-MISIR TARLALARI Varlığıyla boşluğu dolduramıyordu. Derin bir uğultu vardı kulaklarında. Sanki rüzgar ağaçların arasından geçerken onlarla kavga ediyor “Hızımı kesmeyin” Diyordu. Karanlık bir boşluktaydı. Düzenli ve sürekli bir şekilde kafasını bir yere çarpıyordu. Tak, tak, tak... Bazen üç dört saniye arayla, bazen de saniye
Reklam
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.