Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Politik anlamda kadınlar hakkında edilecek kelamları, binbir farklı tartışmanın içinde derinleştirmek mümkün fakat ben yalnızca bizden bahsetmek istiyorum. Ekseriyetle arkadaşlığımızdan. Kadınlık üzerine düşünmeye başlamam hangi yaşlara denk geldi, çok da emin değilim. Çalışan bir annenin kızı için tek dileğinin parasal anlamda özgür olduğu bir
Bir Nedeni Yok Yalnızca Öptüm Dudaklarım gerisin geriye çekildi; ağdalı bir sıvının ağır ağır örttüğü, korkunun biçim kazanıp ayağa kalktığı ve ‘hey bana bir şeyler söylemenin vakti geldi’ dediği zamanlarda bekledim seni; gözlerimi kapadım. Bekledim. Beklerken, özlemenin hangi geçitleri geçilmez kıldığını, hangi duyguların insanı hayata
Reklam
264 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Usta yazardan son derece güzel bir bilim kurgu romanı daha. Bir açık artırma yapılır. Kuzey Kutbu topraklarının hangi devlete satılacağına dair ve bunu bir firma kazanır. Firmanın arkasında Gun Club vardır. Bu işteki amaç, o zamanlarda Kuzey Kutbu'na gidilemediği için dünyanın ekseninin değiştirilmesi ve buzun eritilerek altındaki karanın ortaya çıkmasıdır. İşi planlayan kulübün sekreteri J. T. Maston'dur ve arkasında ona hayran bir zengin kadın vardır. Ancak hesaplamalar sırasında bir yıldırım evine çarpar ve etkilenir. Bu arada bir top ile patlatma yaparak ekseni değiştirecek kulüp üyeleri ortadan kaybolmuştur. Dünya büyük bir tehlike altındadır. Acaba bu deney başarılı olabilecek midir? Maston bütün hesaplamaları doğru mu yapmıştır? Soluksuz okunan bir roman. Mutlaka okunması gerekenlerden.
Ne Altı Var Ne Üstü
Ne Altı Var Ne ÜstüJules Verne · İthaki Yayınları · 200286 okunma
Son anında yıllarca gizlenecek, ama nihayetinde ortaya çıkacak son yazısını kaleme aldı. Menderes el yazısıyla meydan okurcasına şunları yazdı: ''Sizlere dargın değilim. Sizin ve diğer zevatın iplerinin hangi efendiler tarafından idare edildiğini biliyorum. Onlara da dargın değilim. Kellemi onlara götürdüğünüzde deyiniz ki, Adnan Menderes hürriyet uğruna koyduğu başını 17 sene evvel almadığınız için sizlere müteşekkirdir. İdam edilmek için ortada bir sebep yok. Ölüme kadar metanetle gittiğimi, silahların gölgesinde yaşayan kahraman efendilerinize acaba söyleyebilecek misiniz? Şunu da söylemeliyim ki, milletçe kazanılacak hürriyet mücadelesinde sizi ve efendinizi yine de 1950'de olduğu gibi kurtarabilirdim. Dirimden korkmayacaktınız. Ama şimdi milletle el ele vererek Adnan Menderes'in ölüsü ebediyete kadar sizi takip edecek ve bir gün sizi silip süpürecektir. Ama buna rağmen merhametim sizinle beraberdir.''
Muzaffer İzgü (29 Ekim 1933 - 26 Ağustos 2017)
Telsizler hemen çalıştı: “Konuk, ayı avlamak istiyormuş!” Konuk ki ne konuk, en büyük devletin en büyüklerinden… O büyük devletle öyle sıkı fıkıyız ki, kardeşten öte. Ne buyurursa o büyük devlet,biz hemen yerine getiririz, bir dediklerini iki etmeyiz; babamız, ağabeyimiz gibi bir devlet işte. Bu koskoca dost devletin, koskoca büyüğü, ayı
GÜNAHA ÇAĞRI  Günah ne kadar çekici yarabbi ...Ve suç elbette.  Hiç bir günaha ve suça bulaşmamış masumlar içinse  hayat ne kadar rahat ve ne kadar sıkıcı.  Kim günahı tanımayan bir masuma aşık olmak ister?  İnsanları günaha çağıran bir mabet kurmak isterdim,  her saat başı çanları çalıp "Günah işleyin çocuklarım,  günah işleyin
Reklam
bugün 3 aralık engelliler günü Kafadan karşıyım ben bugüne. Ne demek yani? Onların bizden ne farkı var ki? Sanki öbür dünyadan gelmişlercesine bir gün onları bizden ayrı tutuyor. Onların hayatımızdaki yerlerini unutmamamız için bir gün mü gerekiyor? Böyle bir gün olması bence son derece aşağılayıcı. Direk araya çizgi konulmuş oluyor. Hangi engelli acaba dünyada böyle bir gün var, bugün bizim özel günümüz diye düşünüyor? Bugünde neler yapılıyor? Normal hayatta onları görmezden gelenler bugünde onlara kucak mı açıyor? Devlet engelliler için diğer günlerde hiçbir şey yapmazken, bugünü onlara ayırıp eksiklerini mi gideriyor? Normalde bir engelliyi görünce gözünü öküz gibi dikip engelliye bakan insan, bugün bir farkındalık mı yaşıyor? Normalde engelliye otobüste bile yer vermeyen şuursuz, bugün kalkıp yer mi veriyor? Engelli vatandaş bugün “oley yaşasın, bizim de bir günümüz mü var” diyor? O, bugün bence daha çok acı çekiyor? Şu hayatta yaşamak zorunda kaldıkları şeyler bugün yüzlerine tekrar tekrar vuruluyor. Babalar gününde babası olmayanın, analar gününde anası olmayanın çektiği üzüntüyü engelliler gününde de engelli çekiyor. Haaa belki engelliler gününün varlığı kendisinin de bir gün engelli olabileceğini düşünemeyen, engellileri yok sayan zırtapozlarda farkındalık oluşmasını sağlar. İnşallah da öyle olur. Onun dışında engelliler gününe karşıyım, bilmem anlaşıldı mı? Not: Bir de dünya engelliler günü “kutlanıyormuş" ona da çüş diyorum
Bazen sanki karşısında biri varmış gibi konuşup, çok değişik bir ses tonuyla gülüyordu. Zaman zaman birden öfkeyle bir bağırıyordu ki, neye uğradığımızı şaşırıyorduk. Ben de de panik atak başlamıştı. Yerinden kıpırdarsa, ben aniden çok korkuyordum. Yanımda bir başkası yükses sesle konuşsa, öksürse çok korkuyordum. O sinirlenince elim ayağıma
Haruki Murakami: Postmodern edebiyatın çekik gözlü Dali’si FavoriteOkuma listeme ekle “Neyin en iyi olduğunu kim söyleyebilir? İşte sırf bu nedenle, mutlu olma şansı nerede karşınıza çıkarsa çıksın, başkalarını hiç umursamadan yakalayın onu. Zamanla anladım ki böyle bir şans hayatta iki, üç defadan çok çalmıyor kapımızı ve eğer onu elimizden
Heyecanın Doruğunu Yaşamak Duyguların doruğunu ölçmek çok zordur değil mi? Her insanın kendine göre hiç unutamayacağı duygusal anlar olmuştur. Bazı insanlar bu durumlardan nefret etmiş ama bazısı ise bu duygulara bürünebilmek için Bungee Jumping gibi sporlara paralarını dökmüşlerdir. Ama gene de gerçek heyecanı bulamamışlardır bu kişiler. Gerçek
Reklam
Üzerinde ”EN GÜZELE” yazılı, altından bir elmayı, şölenin yapıldığı salonun ortasına bırakıverdi. Doğal olarak bütün tanrıçalar, bu elmaya sahip olmak istediklerinden uzun tartışmalar oldu. Sonunda üç büyük tanrıça dışında diğerleri çekildiler. Ama kudret tanrıçası Hera, zekâ tanrıçası Palas Athena ve Aşk tanrıçası Afrodit elmaya sahip olmakta
Köylüler, İşçiler ve İmalatçılar ... Snelman, bütün köylülerin, işçilerin, imalatçıların ve bütün halk kesimlerinin her yönden aydınlanmasını, öğrenim ve eğitimini hayatının en önemli görevi saymış; bir zamanlar Pierre d’Amiyen’ in Haçlı Seferleri’ni kışkırttığı gibi, o da Finlandiya’da eğitim seferberliğinin öncüsü olmuştur. Snelman
Sabahattin Ali
Halbuki o hiç de fevkalade bir adam değildi. Hatta pek alelade, hiçbir hususiyeti olmayan, her gün etrafımızda yüzlercesini görüp de bakmadan geçtiğimiz insanlardan biriydi. Hayatının bildiğimiz ve bilmediğimiz taraflarında insana merak verecek bir cihlet olmadığı muhakkaktı. böyle kimseleri gördüğümüz zaman çok kere kendi kendimize sorarız: ''Acaba bunlar neden yaşıyorlar? Yaşamakta ne buluyorlar? Hangi mantık, hangi hikmet bunların yeryüzünde dolaşıp nefes almalarını emrediyor?'' fakat bunu düşünürken yalnız o adamların dışlarına bakarız; onların da birer kafaları, bunun içinde, isteseler de istemeseler de işlemeye mahkum birer dimağları bulunduğunu, bunun neticesi olarak kendilerine göre bir iç alemleri olacağını hiç aklımıza getirmeyiz. |Sabahattin Ali - Kürk Mantolu Madonna
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.