Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
445 syf.
·
Puan vermedi
·
5 günde okudu
Michel Foucault,  iktidar olgusunun  bireyler üzerindeki güç ilişkisini orta çağdan itibaren modern çağa kadar nasıl değiştiğini incelemiş. Orta çağda, toplum suçluya yapılan fiziksel azabı veya ölüm cezasını tören şeklinde meydanlarda seyrederdi. Bu törenin amacı kralın güç gösterisidir . Kral yasadır. Egemenin gücü sergileniyordu. Fakat 
Hapishanenin Doğuşu
Hapishanenin DoğuşuMichel Foucault · İmge Kitabevi Yayınları · 20131,130 okunma
Özgürlüğün aileden veya klandan daha büyük bir hapishane olduğunu daha yeni keşfediyordu.
Sayfa 388 - RaitheKitabı okudu
Reklam
Sistem, otuzlu yaşlarına geldiğinde çoktan askerliğini yapmış, iş güç sahibi olmuş, çalışan, evli, çocuk sahibi, gündüzleri işe giden, akşamları yemekten sonra televizyonun karşısında uyuklayan, hafta sonu kendince eğlenen, alışveriş yapan, futbol konuşan, dört ya da beş yılda bir oy kullanarak demokrasi oyununa katılan erkekler ve bu ideolojinin fiili ve düşünsel destekçisi kadınlar sayesinde ayakta kalır. Ailede, kreşte, okulda öğretilen budur. Eksik kalan bilgiler de kışlada ki aptallaştırıcı tekrar ve emir-komuta düzeniyle tamamlanınca insan artık işyerine teslim edilebilir hale gelmiş olur. Aksaklık varsa devreye girecek kurumlar bellidir: Klinik, tımarhane, hapishane...
224 syf.
·
Puan vermedi
·
12 günde okudu
Dava eserinde Kafka, bize 'Korku Çağı' diye adlandırılan, karanlık bir zamanı anlatır. İnsanlar artık kendi iradeleriyle değil, bu korku ile yaşarlar. Bu çağa korku egemen olmuştur. Bu zamanda her şey korku ile yönetilmekte, baskı hemen her yerdedir. Dava kitabı aslında sisteme yapılan en iyi eleştiridir. Hukuk sistemine olan eleştiri… Josef K’yı
Dava
DavaFranz Kafka · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202153,4bin okunma
Aptallaştırılmış, etikten, değerden yoksun, paradan ve sopadan başka tapacak şeyi kalmamış, ırkçı, milliyetçi bir güruh, hapishaneye herkes kadar yakın ve uzak dururken, kitaba ve düşünceye muhtemelen hep uzak kalacaktır.
SON.
Dışarıya çıkılan ilk anda, ilk günlerde de birden o düzenin dağılı vermesinin şoku yaşanır: Ne olacak şimdi? Nereye gitsem? Nerede otursam, ne yapsam? Zamanın içerde ve dışarda aynı akmaması, hapishanenin en temel deneyimlerinden biri olmalı.
Reklam
Bireyi pasifleştirip bir hazır komut haline getirmek, devletin ve kurumların sürekliliği için temel önemdedir. Uyum sağlandığı sürece çark devam eder.
Yani hapishanedesin ama bunun farkında değilsin
Tüm diğer mekânlar –ev, okul, kışla, fabrika, ibadethane– insanın günün belli saatlerinde içinde bulunduğu, sonra dışına çıktığı, başka mekânlarda başka ilişkiler yaşadığı yerlerken, bunların tek istisnası olan hapishane, belirli veya belirsiz bir süre boyunca tüm yirmi dört saatlerin aynı mekânda ve muhtemelen aynı –seçilmemiş– insanlarla geçirildiği tek kurumdur.
Suni mutluluklar çağı...
Öyle bir zamanına denk geldik ki çağın, insan dünyayı plastiklestirip adına medeniyet diyor. Hayat, yaşanılan bir gerçeklik değil de ömür "tüketilen" bir alan olmaktan ibaret oluyor... Ve kendi eliyle kendi için inşa ettiği bu cehenneme katlanmak için de suni mutluluklardan bir hapishane oluşturuyor. youtu.be/GF5SlU9YA70
ABD’de hapse atma kâr getirmektedir, özelleştirilmiş hapishanelerin borsada hisseleri vardır ve kapatılan insan sayısına bağlı olarak bu hisseler değer kazanmaktadır. Hapishane “gelecek vaat eden” önemli bir sektör konumundadır.
Reklam
Hapishane, herkesin her an yaşayabileceği, ihtimal dahilinde bir mekân olsa da, daima “azınlıkların yaşadığı bir yer olmuş; muhtemelen de böyle kalacak.
Eğer biz gazeteciler, 12 Eylül döneminde Diyarbakır Cezaevi’nde yaşananları› tam anlatsaydık, bu ülkede belki bazı şeyler değiştirildi,” demiş Hasan Cemal Kürtler adlı kitabında.
Bir Adalet Kuramı ve Mücadelesi
Suç ve ceza kavramlarını zevahiri kurtaracak şekilde ele alan ve çözümleyen bu hukuk, gerçeğin,hakikatin dili karşısında yapay ve yapmacık kalmaktan, statükoyu sürdürmekten başka bir işe yaramaz. Hakikati ve adaleti arayanlar ise başka bir dilin peşinde koşarlar: Sesleri az çıkanların, bağırmayanların, işitilmeyenlerin, konuşurken kızaranların, kekeleyenlerin, cümlelerin başını sonunu kaçıranların, uzun uzun susanların, anlattıklarından çok anlatacakları olanların, biçim ve usul tutturamayanların dili, tutanaklara geçirilemeyenler, gürültü patırtı arasında duyulmayanlar, es geçilenler, görülmeyenler, görünmeyenler, susanlar, kaçanlar, hayata Tutunamayanlar, hayata asılamayanlar, başaramayanlar, ellerinden fazlası gelmeyenler, rahatsız etmekten çekinenler...
Sayfa 56
175 syf.
·
Puan vermedi
·
7 günde okudu
Amerikan bağımsızlık bildirgesine imza atan ve Aydınlanma çağının önemli yazarlarından biri olan Thomas Paine tarafından hapishane'de kaleme alınan bir eserdir Akıl Çağı. Thomas Paine'in mantıklı örnekleri, ileri görüşü ve güçlü ifadelerinin öne çıktığı, içerisinde hümanist düşünceler bulunması ve aklın sistematiğinin teolojik açıdan ele alınmasına ek olarak dini inançların sorgulanabilir somut çıkarımları olduğu savunulmakta, dinsel dogmalar üzerine genel eleştiriler sunulmaktadır. Monarşi'nin gereksizliğini ve sakıncalarını vurgulamasının yanı sıra Kutsal kitapların bazı bölüm ve ayetlerinde bulunan, çelişkili olduğunu düşündüğü kısımları çekinmeden açıklamaktadır. Din kisvesi adı altında sâhtekarlık yapanların tek amaçlarının insanı Yaradan bilincinden uzak tutmak olduğuna değinmekte, Eski ve Yeni Ahit'e mantıksal ve akılcı bir biçimde yaklaşarak bu kitapların tarihi yönlerini, tezlerini ve hikâyelerini çürütmeye gayret göstermektedir. Felsefe ve ilahiyat alanında kesinlikle okunması gereken, yazıldığı dönem de derin bir farkındalık yaratmış bir kitaptır Akıl Çağı.
Akıl Çağı
Akıl ÇağıThomas Paine · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2019821 okunma
İyinin galip geldiği, “bizin kazandığı roman ve filmlerden, iki kişi ya da iki takımın karşılaştığı spor müsabakalarına dek her şey bu kolay algılanırlık üzerine kuruludur; belirsizlikten hoşlanmaz.
183 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.