Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
“Çünkü acımak duygusu da bir haraç değil midir? Bıçağı sapından tutmaya alışmış olanlar Ağzında yaşayanlardan bir armağan gibi alırlar bunu Gözler göstere göstere doldurulur Ve boşalır patlayan flaşlarla”
ŞAH BEYİTLER-112 HARAÇ MEZAT Uçur ten kafesinden, eyle ruhunu azat Geride her ne varsa satılsın haraç mezat
Reklam
160 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
linç eski tüfek samimi sosyalistlerden kerim korcanın yazdıgı çok değerli bir kitap o yıllarda insanın para etmediği insanlığın yerlerde sürüklendiği yıllar bütün olumsuzluklara ragmen romanda genç siyasi karekteri ile devrimcilerin insan sevgisi her şartta her koşulda yanlışların karşısına bir atom bombası kararlılığında çıkışı da ayrıca çok güzel bir örnektir cezaevi koşulları maalesef hala çok kötü ağalık sistemi kumar haraç cezaevi yönetimlerinin bilgisi dahilinde sistemli ce devam ediyor sadece politik tutuklu ve hükümlüler tecritlerde tıpkı arab kadir gibi öldürülmek isteniyor ama nafile insanlık direniyor devrimciler direniyor ...
Linç
LinçKerim Korcan · Babil Yayıncılık · 200564 okunma
Binlerce yıl sağılmışım, Korkunç atlılarıyla parçalamışlar Nazlı, seher - sabah uykularımı Hükümdarlar, saldırganlar, haydutlar, Haraç salmışlar üstüme. Ne iskender takmışım, Ne şah, ne sultan Göçüp gitmişler, gölgesiz! Selam etmişim dostuma Ve dayatmışım... Görüyor musun?
Yıldırım-yeşil'dir. YEŞİL şafii Kürttür. Bu grup, Alevi Kürtleri en büyük hasım olarak görür ve kabul eder. Bu hava YEŞİL'i Alevi Kürtlere karşı sadece menfaat, haraç ve kaygılarıyla değil dini motif etkisinde aşırılıklara yöneltmiştir.
Sayfa 40 - KriptoKitabı okudu
Yemeğin bir düğmeye bastığınız anda karşınızda bitiverdiği bir dünyada yaşamak nasıl bir şeydi acaba? Bu kadar kolay bir olsa gerek, ormanı yiyecek bir şeyler bulmak için taradığım uzun saatleri nasıl geçirirdim acaba? Capitol'deki bütün bu insanlar, vücutlarını süslemek ve onları eğlendirmek için akın akın gelen canlarını veren yeni haraç sevkiyatını beklemekten başka neler yapıyorlar acaba?
Reklam
Fakat ne yazık ki daha birkaç yüzyıl önce gerçek sörler, aciz halk kitleleri üzerinde ilk gece hakkı'na sahipti. İlk gece hakkı, güçsüz, bir çeşit köle olan kitlelerin, güçlü asil­ler karşısında bir 'hiç' olduklarının göstergesidir. (Pazardan parayla satın alınan köle kadınlar üzerinde de efendilerin ilk gece hakkı vardı, daha da ötesi bu köleler evli olsun olmasın, efendilerin her gece hakkı vardı.) İlk gece hakkı zorbalığı, giderek hafifletilmiş bir şekle dö­nüştü, gelinlerin önlerini kesen gençler (bunlar ilk zaman­larda silahlı ve güçlüydü), damatlardan haraç almaya başla­dı. Günümüzde gelin arabasının önünün kesilip bahşiş isten­mesi de, güçlülerin zayıfları ezdikleri eski dönemlerin bir ka­lıntısıdır.
ESKİ BİR BAKANIN, GENELKURMAY BAŞKANINA MEKTUBU... Eski bakanlardan Rıfat Serdaroğlu, darbe yapmayacağız diyen Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar’a e-posta yoluyla yerel bir internet haber sitesinden seslenmiş, örneğini bana da gönderdi. Başlığı epeyce manidar: “Size darbe yapın diyen mi var?” Hiçbir yorum yapmadan sizlere (özetleyerek)
1.000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.