"Gençken bir fark yaratmak istiyordum. Aptal ve hatalıydım ama umursamaz değildim. Sosyalizmi inşa etmek istedim. Hepimiz istedik. Sonra farkına vardım ki, o da başka bir haraç düzeni ve sen de kodamanların piyonusun."
YENİDEN KENDİ ŞEHRİMDE
En uzun günüydü ömrümün
süzgün, kamaşan bir arzuyla
her yanım karmakarış
yıllar ve yıllar sonra kendi şehrimde
yeniden yazmaya başladığım şu gün...
Medine Arabı'nın eli cebinize girmiş kadar, durmaksızın paranızla oynar. Ne için alır, ne kadar alır, ne zaman alır, haberiniz olmadan haraç verip gidersiniz.
‘’Avrupa sermayesinin istilasının neticeleri bu kadar mı? Hayır efendiler, hayır! Bu istiladan dolayı Osmanlı ülkesinde küçük ve orta sanayi hemen hemen kalmadı; Avrupa sermayesiyle temasa gelen şehirlerimizde esnaf adeta kayboldu, dokumacılar peştemalcılar, saraçlar, çadırcılar, kazancılar, kılıççılar,kaşıkçılar, fincancılar, tarakçılar… daha ne bileyim ben, Evliya Çelebi merhumun saydığı birkaç yüz sanat esnafının bugün mesela kaçı mevcuttur? Hele bu gidişle yarına kaçı kalacaktır. Avrupa büyük sermayesi, yani Avrupa fabrika sanayi bunları devamlı öldürüyor.Zanaat böyle! Yerlilerde büyüyecek ticaret olsun kaldı mı? Meddah hikayelerinden, ortaoyunlarından öğrendiğimiz Bedestaniler, Asmaaltı ve Mısır Çarşı tüccarları şimdi nerededirler? Eskiden Mısır’a, Tunus’a,hatta Hint’e gemi donatan büyük İslam tacirlerinin yerlerinde bugün kimler var? Yabancılar! Yerli ticaretini de Avrupa büyük sermayesi, Avrupa banka ve şirketleri bitirdi. Bugün şurada gördüğümüz iki üç Osmanlı tüccarı da, nihayet Avrupa sermayedarlarının komisyoncu ve tezgahtarı mesabesindedirler. Avrupa sermayedarlarının fabrika mamullerini dükkanlarında satıp, bir komisyon alırlar, diğer tabirle tezgahtarlık ücreti alırlar… Bağımsız tüccarımız, Avrupa sermayesine, Avrupa banka, fabrika ve ticaretgahlarına haraç ermeyen tüccarımız hiç kalmış mıdır?’’
KÖROĞLUNA DAİR
Benden selâm olsun Koç Köroğlu’na,
Şimdi devir başka, zaman değişti.
Karga konar kır atların beline,
Arpa bulunmuyor, saman değişti.
Gayri ne Kenan var, ne Demircioğlu,