Honore de Balzac bu öyküsünde 19. yüzyıl insanını eleştiriyor. İnsanlık Komedyası eserinin felsefi inceleme bölümünde yer alan bu öyküde insan olmanın acıklı hikâyesi ele alınıyor. Kral’ın haznedarı olan
Efendi Cornelius’un kendinden çok değer verdiği hazinesinin çalınması
Kendimi gayet iyi hissederek başladığım kitabı iç darlığı ve duvarların üstüme üstüme geldiği hissi ile bitiriyorum. Başlarda kadının hisleri bana normal gelse de olayları çözmemle birlikte kadının hastalık derecesinde saplantılı olduğunu anladım.Bir insan tüm hayatını aşk diye güzelleştirdiği bir saplantının uğruna harcar mı? Hem de kendini hiç tanımamış biri uğruna. Kendimi kadının yerine koymadan edemedim, ya bir insan aşık olduğu insan dışında çevresinde hiç mi birini istemez, hiç mi konuşma, sevgi duyma ihtiyacı aramaz? Aşk bu mudur yani?Ben kitabı bir aşk kitabı olarak görmüyorum. Bence bu psikolojik bir kitap. Bahsedilen bilinmeyen kadının gerçek anlamda bir aşkın içinde olduğunu düşünmüyorum. Ve umuyorum ki hiçbir kadın aşık olduğu düşüncesinin arkasına sığınıp kendini bu denli aşağılamıyor,hayatını kendine zehir etmiyordur. Yazarın betimlemeleri ve karakterin duygu durumu bana fazlasıyla geçti. Ki zaten karakterin duygularını bu denli bana geçirebildigi için kitabı kendimi kötü hissederek bitirdim. Dediğim gibi kitabı psikolojik bir kitap olarak gördüğüm ve yazarın duyguları okura çok net geçirebilmesi nedeniyle beğendim. Fakat bunu bir aşk kitabı olarak değerlendirip, bu aşkı güzelleyen okurlara katılmıyorum. Her şeyden önce kendinize saygı duymanız ve kendinize değer vermeniz gerektiğini anlayabilmek için okumanızı tavsiye edebilirim. İyi okumalar..
“Bu baba her şeyini vermişti. Yirmi yıl boyunca yüreğini, sevgisini vermişti; bir günde servetini vermişti. Kızlar iyice sıktıkları limonun kabuğunu sokağa attılar.”
Kızlarına hastalık derecesinde bağlı ve bütün yaşamını onlara adamış, bir dediklerini iki etmemiş, dudaklarından dökülen her isteği emir sayıp onlara altın tepside sunmuş, bu uğurda
Takıntı mı aşk mı?
Genelde Psikoloji okumadığım için hayıflanırdım, bu alandaki kitaplar da ilgimi çekerdi. Ancak gene de kişisel gelişim alanındaki kitaplara hiç meyletmezdim. Hayat büyük paradokslarla doludur ve herkesin hayatı kendine göre ilginçtir, tüm cevaplar da bence kendimizde gizlidir. Böyleyken kapsül halinde bize mutluluk vaadeden
Kısaca söylemek gerekirse, anksietenin etkisiyle hareket eden ve koruma aracı olarak sevgiyi arayan bir insanın, bu isteğine kavuşması pek güçtür. İhtiyacı yaratan durumun kendisi, bunun tatmin edilmesine engel olmaktadır