Hızın rüzgar gibi, yavaşlığın orman gibi olmalı. Ateş gibi saldırıp yağmalamalı, dağ gibi kıpırdamaz olmalı. Karanlıklar gibi bilinmez, hareketin yıldırımlar, şimşekler gibi olmalı.
İnsanın kendini iyi ifade etmesi esasen karakterinin daha sorunlu veya alışılmadık tarafları karşısında sağlam durma becerisine dayanır. Böyle insanlar güvenlerini kaybetmeden veya kendilerinden nefret etmeden öfkeleri, cinsellikleri ve revaçta olmayan, tuhaf, demode görüşleri zerine kafa yorabilirler. Kendilerini açık seçik ifade edebilirler çünkü kabul görecekleri gibi paha biçilmez bir anlayış geliştirebilmişlerdir. Kendilerini yeterince sabır ve hayal gücüyle sunmalarını sağlayacak şeylere sahip oldukları sürece, başkalarının iyi niyetini kazanmaya layık ve muktedir olduklarını düşünecek kadar kendileriyle araları iyidir. Kendini ifade edebilen bu kişiler çocukken, onları koruyup kollama vazifesini her açıdan pek hoş, hatta kusursuz olmalarını talep etmeksizin sevmiş kişiler tarafından yetiştirilme şansı yakalamış olmalı. Böyle ebeveynler yavrularının kimi zaman -en azından bir süreliğine- yabansı, şiddete meyilli, öfkeli, fitne fücur, garip veya buruk olabilecekleri, yine de aile sevgisi çevresinde bir yeri hak ettikleri fikrini kabullenmeyi becermiştir. Dolayısıyla öylesine paha biçilmez bir cesaret membaı yaratırlar ki bunun faydasını gören çocuklar yetişkin hayatlarında nihayetinde itirafta bulunabilen ve lafı dolandırmadan diyaloğa girebilen kişiler olurlar.
Reklam
İnsanın kendini iyi ifade etmesi esasen karakterinin daha sorunlu veya alışılmadık tarafları karşısında sağlam durma becerisine dayanır. Böyle insanlar güvenlerini kaybetmeden veya kendilerinden nefret etmeden, öfkeleri, cinsellikleri ve revaçta olmayan, tuhaf, demode görüşleri üzerinde kafa yorabilirler. Kendilerini açık seçik ifade edebilirler çünkü kabul görebilecekleri gibi paha biçilmez bir anlayış geliştirebilmişlerdir. Kendilerini yeterince sabır ve hayal gücüyle sunmalarını sağlayacak şeylere sahip oldukları sürece, başkalarının iyi niyetini kazanmaya layık ve muktedir olduklarını düşünecek kadar kendileriyle araları iyidir. Kendilerini ifade edebilen bu kişiler çocukken, onları koruyup kollama vazifesini her açıdan pek hoş, hatta kusursuz olmalarını talep etmeksizin sevmiş kişiler tarafından yetiştirilme şansı yakalamış olmalı. Böyle ebeveynler yavrularının kimi zaman -en azından bir süreliğine- yabansı, şiddete meyilli, öfkeli, fitne fücur, garip veya buruk olabilecekleri, yine de aile sevgisi çevresinde bir yeri hak ettikleri fikrini kabullenmeyi becermiştir. Dolayısıyla öylesine paha biçilmez bir cesaret membaı yaratırlar ki bunun faydasını gören çocuklar yetişkin hayatlarında nihayetinde itirafta bulunabilen ve lafı dolandırmadan diyaloğa girebilen kişiler olurlar.
aşk nedir ki, tam da bu olmalı, her şeyiyle bilinmek. .
“Aşk zayıflığı bile çırılçıplak gösteriyordu.”
Sayfa 66 - Yapı Kredi Yayınları
Paris'te bir akıl hastanesinde ölen karamsar yazar Maupassant
Sadelik, gerçekliğe bağlılık, fikirleri hikâye yoluyla duyurma isteği ve okurdan etkin bir katılım talebi... Söz konusu anlayış o dönemin gözde akımı Naturalizm'e yakın düşmekle birlikte Maupassant Naturalizmi akıma bağlı yazarlardan farklı yorumlar: "Romancı bir serüven düzenleyip bunu, sonuna kadar ilgi çekici bir biçimde öyküleyeceğine,
ÇİLE Gaiblerden bir ses geldi: Bu adam, Gezdirsin boşluğu ense kökünde! Ve uçtu tepemden birdenbire dam; Gök devrildi, künde üstüne künde... Pencereye koştum: Kızıl kıyâmet!
Reklam
75 öğeden 41 ile 50 arasındakiler gösteriliyor.