İlk defa bu türde bir kitap okudum. İyi ki de okudum ama bu yazarın Bin Öpücük kitabından sonra da bir tık korkarak başladım okumaya. Ancak okudukça sevdim hatta son sayfalarda heyecandan okuması zorlaştı. Asla beklediğim gibi ilerlemedi. Kızdığım, sinirden kudurduğum yerler çok olsa da karakterleri severek okudum.
Bir motor çetesi ve tarikatı
Gabriel García Márquez'in "Yüzyıllık Yalnızlık" romanı, Buendía ailesini yüz yıl boyunca Macondo kasabasında yedi nesil boyunca takip eden büyüleyici bir hikayedir. Romanda kullanılan büyülü gerçekçilik, fantastik unsurları günlük yaşamla harmanlayarak bir merak ve gizem duygusu yaratıyor. Aile, hayatlarını şekillendiren trajediler ve başarısızlıklarla yüzleşirken aşk, kayıp, güç ve kader temaları işleniyor. Roman, Latin Amerika'nın daha geniş tarihsel bağlamı içinde karakterlerin birbirine bağlı hikayelerini göstererek zamanın geçişini ve tarihin yürüyüşünü yansıtıyor.
"Yüzyıllık Yalnızlık" dünya çapındaki okurlar arasında yankı uyandırmaya devam eden usta işi bir edebiyat eseridir. Romanın zengin ve karmaşık anlatısı dikkatli bir okumayı ödüllendiriyor ve her yeniden okumada yeni içgörüler sunuyor. García Márquez'in lirik düzyazısı ve canlı imgeleri Macondo dünyasına hayat vererek okuyucuları bu dünyanın gizemlerine dalmaya davet ediyor. Kitap, hikâye anlatımının ve insan deneyiminin gücüne dair bir huşu ve merak duygusu uyandırarak kalıcı bir etki bırakıyor.
Yüzyıllık YalnızlıkGabriel Garcia Marquez · Can Yayınları · 202036,5bin okunma
Günaydın herkese 😊
Her ne kadar hergun burada olsam da uzun süredir aktif paylaşımlar yapmadığımin farkındayım.Bircok kitaba aynı anda başladım bı kaçı bitti diğerleri devam ediyor.Kitaptan alıntı paylasimlarim devam edecek . Çünkü bende seviyorum okuduğumda kitabın sonuna kadar altını çizdiğim herşeyi sizlerle paylaşmayı. Yarım kalmış şeyleri sevmiyorum herkes gibi .Ama hayat telaşından yarım bırakabiliyoruz bazen birçok şeyi.Herseyden önce kalbimizin tamamlanmasını ruhumuza iyi gelen ne varsa onu devam ettirmeyi diliyorum.Herkese keyifli güzel sohbetli bir gün diliyorum.Görüşmek üzere esen kalın 🌼🙏
Merhabalaaaar!
Nihan Kaya'nın Disparöni ya da Yaşama Korkusu, modern dünyanın karmaşasıyla iç içe geçmiş iki insanın, Feraye ve Cem'in hikayesini anlatan sürükleyici bir roman.
Romanın ismi, hikayenin iki temelini özetliyor: Disparöni, yani cinsel ilişki sırasında yaşanan ağrı ve Yaşama Korkusu. Bu iki tema, Feraye ve Cem'in
(arkakapakyazısı)
“Adı bilinmeyen bir ülkede, dünya kuruldu kurulalı hiç görülmemiş bir olay gerçekleşir: Ölüm, o güne kadar yerine getirdiği görevinden vazgeçer ve hiç kimse ölmez. Bir anda ülkeye dalga dalga yayılan sevinç, çok geçmeden yerini hayal kırıklığı ve kaosa bırakır.
Ölüm ve ölümsüzlük karşısında insanın şaşkınlığını, çelişkili
"SON"
"Sessizce iki kelimeye bırakmalıyım yetilerimi. Düşüncelerimi veya içimdekileri."
Kimilerinin doğumu kimilerinin ölümüne sebep olabiliyor hayatta. Doğum günü annesinin ölüm günü ile aynı olan Doğu.
Doğu doğum anında annesini kaybetmiştir. Hem yetim hem öksüz bir çocuktur. Doktoru tarafından ismi konulan Doğu. Eşini