Çoğumuz hayatımızda en az bir kere "Neden hayattayım ben, amacım ne?" diye sormuşuzdur. Herkesin aklına gelmiş olsa da her insan bu soruya eşit süreyi ayırmıyor. Ben de büyüyüp daha çok sorumluluk üstlendikçe bu tür konulara daha az kafa yorduğumu fark ettim. Günlük hayatın koşturmacasında, "yetiştirmem gerekenlerin" acelesinde
Varlık Ergenvarlikergen.comfelsefehayat.net adresinde yayımlandı:
2018 yılında aramızdan ayrılan Prof. Dr. Engin GEÇTAN’ın Ocak 1990 yılında yayımlanan bu eseri hem “psikiyatri dünyası” çalışanları hem de meslek dışı hayatların meraklı gözleri düşünülerek hazırlanmış.
Remzi Kitabevi’nin bu kıymetli eseri iki bölümden oluşmaktadır. Psikiyatri,
Dış dünyada Hristiyanlığı yönetenlere bakın, İsa'nın simgesi ile tanrısal gerçeği çarpıtmadılar mı? Ellerinde bilim var; ama maddeden başka bir şey tanımayan bilim... İnsan varlığının en soylu yanı maneviyat inkâr ediliyor; zaferle, hatta nefretle reddediliyor. İnsanlar, hele şu son zamanlarda bir özgürlük teranesi tutturdular; neymiş bu peşinde koştukları özgürlük! Yalnızca esirlik ve kendine kıymadan ibaret! Çünkü insanlar, "ihtiyaçlarını tatmin etmeye bak, sen de en yüksek, en zengin kişilerle aynı haklara sahipsin" inancına saplandı. "İhtiyaçların giderilmesi konusunda hiç çekinme, hatta isteklerini alabildiğine artır!" Bugün herkesin dilinde bu var, özgürlük böyle anlaşılıyor. İhtiyaçlarını alabildiğine genişletmek hakkı ne doğurur? Zenginleri yalnızlığa ve manevi çöküntüye, yoksulları kıskançlığa, suç işlemeye götürür. Çünkü hak bağışlanırken ihtiyaçların giderilme yolları gösterilmiş değildir. Güya mesafeler kısaltmakla, düşüncelerin havadan iletilmesiyle insanlar birbirine yakınlaşır. Kardeşlik için kendini geliştirmeye çalışan insan, bu çabalamanın sonunda ruhsal bir yalnızlığa düşer. Böylece dolgun, dört başı mamur bir hayat yerine manevi bir intiharla yüz yüze gelir.
BİR GÜN DAHA
Esat KARLIDAĞ
“Bir gün daha, kendimize ve içimizdeki gücümüze olan inancımızı korumak, hayallerimizi gerçekleştirmek için bir fırsattır. Unutmayalım ki her bir gün, yeni bir başlangıç ve yeni bir umuttur.”
Kişisel gelişim türünde okumalar tercih eden ve kendi yolculuğunda yolunu kaybettiğini düşünerek bir rehbere ihtiyaç duyan
“Makinenin insanlığın kurtarıcısı, insanı ücretli emekten kurtaracak olan tanrı, ona boş zaman ve özgürlük verecek olan tanrı olduğunu henüz anlayamıyorlar.”
Ortaya ilk çıkışı “Çalışma Hakkının Reddi” başlığıyla yayımlanan yazılar olan bu manifesto, özellikle zamanına göre ortada olan bariz bir soruna akılcı bir çıkış yolu sunuyor. Bu kitap
Rasyonalitenin Ontolojik Temelleri
Yunan felsefi metinleri Arapçaya çevrilmeden çok önce Müslümanlar, Kur'an ve hadiste ana hatları çizilen akıl kavramıyla karşılaşmışlardı. Cahiliye döneminin aksine İslam, aynı anda hem inanç hem de bilgi, akıl, adalet ve özgürlük çağını temsil ediyordu. İslam'ı kabul etmek cehalet, çok tanrıcılık,
Max Tegmark bu kitapta teknolojik ilerleme ve bunun insan hayatına etkisi üzerinde duruyor. Birtakım sorularla teknolojik ilerlemenin avantajlarını - dezavantajlarını, faydalarını - zararlarını sorgulayıp bazı yokoluş senaryolarını dile getiriyor. Bu senaryoları da Ludditelar, Faydalı Yapay Zeka Hareketi, Dijital Ütopyacılar gibi gruplardan
Ben deliyim…
Yorgun ve yalnızım kaldırımlara misafirim...
Gecenin gözleri üzerimde.
Denizin ortasında küçük bir
adayım, yüzme bilmem…
Yüreğimi bir yere bırakmışım, bıraktığım yerden çok uzaklardayım. Kapıları kapatmışım üstüme,
sürgüleri beynime çekmişim.
Hey
sabreden derviş banada sabretmeyi öğretsene.
Ben deliyim, ama çok şey