Dünya fanidir, insan da fani alemin üzerinde hayat süren bir fanidir. Allah’ın mülkündeki hükümranlığı katîdir, O dilediğini dilediği gibi yapmaktadır. Bütün mahlukat onun yazdığı kaderdeki rollerini oynamaktadır. Kul, başına gelebilecek bir musibet ve hoşlanacağı bir nimet arasında hangisinin kendisi için daha hayırlı olacağını bilemez. Nice sevilmeyen şeyler hayır doğurdu, nice peşinden koşulanlar da şerre vesile oldu. Önemli olan akıbettir. Kul Allah’a sığınmalı, onun yardımına müstahak olmak için gayret etmelidir.
Erkek üstünlüğü ile kadının alaşağı edilmesinin ne kadar saçma ve sığ bir düşünce olduğunu tekrar ve tekrar gözler önüne seren bir kitap.
Bir solukta bitirdiğim bu kitapla yirmi birinci yüzyılın yaşayanları olarak kadın-erkek eşitliği konusunda hem ne kadar ileriye gittiğimizi hem de ne kadar yerimizde sayıyor olduğumuzu fark etmek beni duygu karmaşasına sürüklüyor.
Kadının toplumdaki önemi ve yeri çoğu dünya ülkelerince anlaşılmış ve değer verilmiş durumdayken bazı ülkelerde kadının bir 'insan' olduğu gerçeği yeni yeni fark ediliyor. Ya da hala kadınlar Virginia Woolf'un dediği gibi 'kadınlar yarasalar ya da baykuşlar gibi yaşıyor, hayvanlar gibi çalışıyor ve solucanlar gibi ölüyorlar...'
Kitapta ısrarla dile getirdiği beş yüz pound ve kendine ait bir odanın olmasını ben şu şekilde yorumladım. Beş yüz pound, düzenli ve sabit bir maaşı temsil ediyor. Bir kadının kendi ayakları üzerinde durup başkalarına bağımlı olmamasını öğütlüyor. Bu o zaman için çok devrimsel bir cümle olsa da şimdi dahi etkileyici ve cesaret verici bir tavsiye.
Kendine ait bir oda ise kadınların oturma odasından veya çocuk odasından ayrı kendi alanlarının olmasını temsil ediyor. Kadın sadece ona buna hizmet etmeyecek, sürekli bir iş buyurulmayacak. Her kadının her erkek gibi kendine ait özel bir alanı ve zamanı olacaktır.
Kadın ve erkek, ikisi de insan. Asıl kabahatliler cinsiyet bilincini yaratanlardır diyor Woolf. Ne erkek kadının iki katıdır, ne de kadın erkeğin iki katıdır. İkisi de eşit, aynı cinsin bireyleri olaraktan eşit haklara, eşit hayat şartlarına sahiptirler. Ve bu her zaman böyle olmalıdır.
Kendine Ait Bir OdaVirginia Woolf · Kırmızı Kedi Yayınları · 201937,7bin okunma
Şunu da bilesin ki laik hayat , ilk bakışta sanıldığından daha katıdır.Düşüncesizliğinin, yanlış hesaplarının bedelini ödeyecek ve benim bu sözlerimi de hatırlayacaksın.
Cahil kişilerin ruhu gübrelenmemiş, sürülmemiş topraklar gibi katıdır. Önyargılar bu ruhlara, kaya diplerinde biten otlar gibi sımsıkı yapışır, inatla büyürler. Bunları söküp atmak, kökünü kurutmak zor mu zordur; bunu biliyordum.
Diriliş, geçmişindeki günahlarla yüz yüze gelen bir rus asilzadenin hikayesini anlatır. Prens nehludov, bir hayat kadınının cinayetten yargılandığı bir davanın jürüsinde görev almıştır. Sanığın bir zamanlar terk ettiği bir kadın olduğunu dehşetle öğrendikten sonra jadının felakete sürüklenmesinde oynadığı rolün verdiği suçluluk duygusuyla