bazıları, yani bütün insanlar yaşıyorlar, asıl işleri yaşamaktır. bazıları ise yani azınlıktakiler başka bir işle uğraşır, aynı zamanda iyi ve canlıdırlar, örneğin uzundurlar. mecburen yaşıyorlar, ayakkabı giyer gibi tıraş olur gibi; oldu oldu, olmadı olmadı, asıl işleri başkadır, hayat da işlerine yararsa iyidir! yaramazsa, nasıl olursa olsun fark etmez, bir yere gitmek istemeyen, yatan bir kimse gibi arabası garajda veya cadde kenarında veya bahçede ne fark eder, sağlam ve bozuk, ne değişir; havası var veya yok ne önemi var; arabası var veya yok, ne fark eder! o kendisini, hayatını, yaşamayı ciddiye almaz, bir gün olsun yaşadığını ve çalıştığını fark etmez. hayatı evde geçer, ev işyeri için, işyeri ise ev için! mutfak ve tuvalet, gelmek ve gitmek, hep boş şeyler... o, bunların dışında bir hedefe gidebiliyor, mutfak ve tuvalet her şeyden sonra gelir. hayatları ve işleri, bir ''için'' den sonra değil, önce gelenlerdendir, bunun dışındaki her şey, hatta imanları, sevgileri ve muhatapları bile ondan öncedir.