1. BÖLÜM
SAİD NURSÎ, NUR RİSALELERİ VE İLİM
1.1. SAİD NURSÎ’NİN TAHSİL HAYATI
Risale-i Nur müellifinin tahsil hayatı üç aydan başka mevcut olmadığı halde
(...)10
Evet o zât (Said Nursî) daha hal-i sabavette iken ve hiç tahsil yapmadan
zevahiri kurtarmak üzere üç aylık bir tahsil müddeti içinde ulûm-u evvelîn ve âhîrine
ve ledünniyat ve
Dimyata pirince giderken...
“Otuz beş senelik evlilikten sonra şeytan dürttü galiba. Bunca yıllık evlilikten bir çocuğumuz bile yoktu ama kusurlu olan karım değil bendim. Karım bunu bildiği halde bir gün bile yüzüme vurmamış, ‘Üzülme hayatım kısmetimizde yokmuş. Sanki çocuğu olmayan tek çift biz miyiz...’ deyip beni teselli etmişti. Dedim ya şeytan dürttü diye. Bir gün
HAKSIZ YERE BİTEN HAYATLAR
Yasin Bey’in sağ kolundan tutan bir asker, sol kolundan tutan diğer askerle birlikte rutubet dolu, dar, karanlık koridorda ilerliyorlardı. Yasin Bey etrafı detaylıca inceliyordu. Nasıl olsa ömrünün geri kalanını burada geçirecekti.
Dar uzun koridordan bir süre daha ilerledikten sonra sağ koluna girili olan asker Yasin Bey’in kolunu bırakıp
....
Porno ve Kadınların Kendi Bedenlerini Metalaştırması Üzerine
Moderm Kültürü Zehirleyen Uğursuz Eğlence
Öncelikle yazıya geçmeden önce şunu belirtmeliyim ki burada anlatılan her şey kendi düşüncem ve kendi çıkarımlarımdır.
Bu konuyu uzun süredir düşünmüş biri olarak bir yazı yazmaya karar verdim.
Çünkü çevremden gördüğüm kadarıyla insanlar
acıya kahkaha atabilmek sanatsa eğer...
ben çok pahalı bir tabloyum.
herkes,
herkesi aynı sevemez...
kimileri gururunun yettiği kadar sever;
kimileri de ömrünün yettiği kadar.
bizler...
güvensiz kalplerimizi,
acıya kahkaha atabilmek sanatsa eğer...
ben çok pahalı bir tabloyum.
herkes,
herkesi aynı sevemez...
kimileri gururunun yettiği kadar sever;
kimileri de ömrünün yettiği kadar.
bizler...
güvensiz kalplerimizi,
acıya kahkaha atabilmek sanatsa eğer...
ben çok pahalı bir tabloyum.
herkes,
herkesi aynı sevemez...
kimileri gururunun yettiği kadar sever;
kimileri de ömrünün yettiği kadar.
bizler...
güvensiz kalplerimizi,
Fakir Çoban Padişahın Kızını Neden Almadı?
Fakir bir çoban, hükümdarın kızını görür, âşık olur…
Aşkı onu Mecnunlaştırır.
Her nasıl olursa olsun o kıza kavuşmayı kafasına koyar…
“Acaba nasıl olabilir?” diyerek memleketin ulu kişilerini, aklı erenlerini dolaşmaya başlar.
Her huzuruna vardığı mübareğe durumu anlatır ve sorar.
“- Acep ben ne etsem de hükümdara damat olabilsem?”
Dinleyenler
K.kalemimden..
Mümkün değil dedi efendim
Hayatta her şeyin istediğiniz gibi olması.
Öyle anlar gelir ki aylar önceki planlar
Sadece lafta kalır
Dinleneyim derken koşar
Koşayım derken koşamaz hale gelirsiniz
Rüzgâra göre rotanızı çizersiniz elbet
Lakin rüzgârla baş etmek
Her zaman mümkün değildir
Sizde bilirsiniz efendim
Çok düşünmek yorar insanı
Ve çok düşünmek
Bir matematik probleminde daha çok işe yarayabilir
Yani efendim
Orta şekerli kahve gibi yaşayın hayatı
Tatlıyı da acıyı da aynı anda hissedin
Hayatta bu gerçeklerin farkına varın
Akışına bırakıp hayatı su gibi olun efendim
Su gibi hayat olun
Yarını geçtim efendim
Bir dakika sonrasının bile garantisi yok
Ondan anı yaşayıp ve unutmayın ki
Her şey olacağına varır
Efendim…