Ne oluyor biliyor musun? Bazen önüme upuzun bir cadde çıkıyor. Öyle uzun ki, insan bunun sonu gelmez sanıyor. O zaman acele etmeye başlıyorsun. Gittikçe daha çok acele ediyor insan. Her önüne baktığında yolun hiç de kısalmamış olduğunu fark ediyorsun. Daha hızlı ve daha gayretli çalışıyorsun; sonunda nefesin kesilip güçsüz kalıyorsun. Ve cadde hâlâ upuzun bir şekilde seni bekliyor. İnsan caddenin tamamına bakıp hemen bir karara varmamalı. Her zaman adım adım ilerlemeli. Sürekli olarak bir adım sonrasını düşünmeli, bir adım, sonra derin bir nefes, sonra bir süpürge. İşte o zaman hayat zevkli olur. Önemli olan işini iyi yapmaktır. Öyle de olmalı. Bir de bakarsın ki, adım adım bütün yolu bitirmişsin. Nasıl olduğunu anlamadan ve yorulmadan.
Kabalcı
Yaşlıya saygı gösteren kişide dört şey artar: hayat, sağlık, mutluluk, güç.
Reklam
Uzun ömür, kafa karıştırıcı bir lütuftur. hayat derslerinin çoğu boş geçer. belli bir yaştan sonra insanın içinde yalnızca tümör büyür ve ümitsizlik yolu, safsata şatosuna çıkar.
Bir şey saklamak, kendini yalnız varsaymaktan, derdini dev sanmaktan kaynaklı. Halbuki ne yalnızız, ne de dertlerimiz sadece bize ait. Neredeyse her şey ortak kümede. Bunu anlamanın tek yolu da, anlatmak.
Hayat, yol değil yolculuk; ikamet değil istikamettir. Önemli olan varmak değil yolda olmak; ânı yaşamaktır. Modern çağ hikayelerinde ise yolu değil sonucu anlatırlar bize, son ucu anlatırlar. Bill Gates sonunda zengin olmuştur, kırmızı başlıklı kız sonunda kurtulmuştur kurdun elinden, Abraham Lincoln sonunda kazanmıştır seçimi. Hakem son düdüğü çaldığında ilan etmiştir maçın skorunu. Oysa hayat, sona varmak değil yürüme halidir. Yürümek ise yürekten gelir. Yürüdüğümüz, yani yüreğimizi koyduğumuz yoldur hayat. Adına dava diyelim, deva diyelim, dua diyelim...
Sevebilmek için kendimizi ortadan sildiğimizde, kendimizi ve başkalarını sevebilmemizin yolu da daralıyor, sevilmek için uğraşırken sevmekten uzaklaşıyoruz.
Sayfa 58
Reklam
Geri199
1.000 öğeden 991 ile 1.000 arasındakiler gösteriliyor.