Ta uzaklarda, yere doğru eğilen gökyüzünden inci renginde bir ışık geliyordu; dünyanın büyüklüğünü hissedip, o sırada pek çok yerde insanların uyandıklarını, çalışmaya, güçlüklere göğüs germeye hazırlandıklarını düşündü. Kendisi de bu zorunlu, canlı, hareketli hayatın bir parçasıydı ve bu hayata ne dışarıdan — kendi son derece rahat sığınağından— bakan bir seyirci olabilir ne de bencilce şikâyetlerle gözlerini ondan kaçırabilirdi.
Sayfa 891 - Yapı Kredi Yayınları, 4.Baskı, Kasım 2022