Allâh’ım! Sana duâ ettiğim isimler hürmetine, anlatmaya çalıştıklarım ve ilmini ancak Yûce Zât’ının bildiği şeyler sayısınca, efendimiz Muhammed’e salât etmeni, bana da merhamet etmeni, tövbemi kabûl edip, maddî mânevî musîbetlerin hepsinden beni kurtarmanı, bana âfiyet vermeni, kadın-erkek bütün mü’minlere, ve kadın-erkek bütün müslümanlara, onların ölü ve dirilerine, merhamet etmeni bu günahkâr ve hatâlı zayıf kulunun tövbesini kabûl ederek bağışlamanı, senden taleb ediyorum. Ey âlemlerin rabbi olan Allâh’ım! Âmîn...
Allâh’ım! Efendimiz Muhammed’e yedi deniz dolusunca salât eyle. Yûce Zât’ının kudretini işâret eden, bu yedi denizin taşıdığı ağırlık miktarınca salât eyle
Ben, o yüze, o güzelliğe kulum, köleyim;
benim kemal ile, olgunlukla ne işim var? Senin kemalin bana yeter! Zaten, sende ne varsa onların hepsi benimdir; ben, senden ayrı değilim ki !..
Tüyden hafif olurum böyle sabahlar;
Karşı damda bir güneş parçası,
İçimde kuş cıvıltıları, şarkılar;
Bağıra çağıra düşerim yollara;
Döner döner durur başım havalarda.
"Ey nûrlar saçan sabahımız! Gamlı ve kederli olduğumuz zamanlarda gönlümüzdeki gam dumanlarını dağıt, bize şevk ver, neşe lûtfet. Tâli'mizin karanlık gecesinde; bir gündüz görülmemiş, işitilmemiş, şaşılacak bir gündüz meydana getir."
Hakk’ın karşına çıkardığı değişimlere direnmek yerine teslim ol. Bırak hayat sana rağmen değil, seninle beraber aksın. “Düzenim bozulur, hayatımın altı üstüne gelir” diye endişele etme. Nereden biliyorsun hayatın altının üstünden daha iyi olmayacağını?
Ebû Hûreyre'den(Ra) rivayet edildiğine göre Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurmuştur:
Kişi, dostunun dini üzeredir. Dolayısıyla kişi kiminle dost olduğuna dikkat etsin.
Hamd, âlemi aletsiz yapan, gönle gelen herşeyi, söylenen her sözü, uğranan her hali bilen, oluruna
bağlanacak ve halden hale girilecek her türlü sıfatın, zâtına yol bulmasından münezzeh olan Allah'a