Bu kitap ağırlıklı olarak gazavatname denilebilecek hikayelerden oluşuyor. Her hikaye bağımsız olarak okunabilir. Ama hepsinin ortak yönleri var: Öncelikli olarak hepsinin baş kişisi Sarı Saltık ve hepsi de onun başta Balkanlar ve Anadolu olmak üzere muhtelif yerlerde yaptığı savaşları anlatan metinler. Sarı Saltık dışında da pek çok hikayede yer
Guclunun zalim oldugu bir duzende
Bu topraklari bizlere vatan kilan canlardan Allah razi olsun...
Bizim şerr gordugumuzde hayr
Hayr gordugumuzde şerr vardir
Insanligin cehaletini kendine dayanak kilan ateist materyalist emperyalist guc
Çocuklar ana babalarının yanında emanettirler. Onların kalbi tertemiz ve boştur. (...)
Ona hayr'ı öğretirsen hayır üzere büyür; şerri öğretirsen şer üzere büyür. Öğreten de bundan nasibini alır.
Kemikler dayanıyor sırtıma, Karbon14 metoduyla kaç yıllık olduğumu öğreniyor ismini telaffuzunda zorlanacağım ecnebiler. Bir karbon olmasa kıymeti bilinmeyecek tamtur yüzükler takmışlar parmaklarıma boğumları kalın, modern ve belki milenyum çağı zevklerini mesned edinince. Milenyum çağına bir şiir sermişler, sahibini sorunca biri Allah demiş öteki
Selmân-i Fârisî “radıyallahü anh” müslimân olmadan
önce birçok râhib ile sohbet etmiş, pekçok patriğin hizmetinde bulunmuşdu. Herbiri ömrünün sonunda başka bir râhibin
yanına gitmesini vasıyyet etmişdi. Yanında bulunduğu son
râhibin de, vefâtı yaklaşınca, sizden sonra kimin yanına gideyim, diye sordu. O râhib dedi ki: Şu ânda yeryüzünde
Ey aziz yoldaşım! Şimdi Allahaısmarladık. Gel, beraber bir dua ederiz, sonra da buluşmak üzere ayrılırız.
Sabah ezanına müteakip bitirdik. Allah hayr eylesin.