Dünyada pek çok insanın da başına geldi belki ama dil, gönüle erişmiyor, akıl, ve sağduyu gibi fazilet unsurları, kalp denilen o ipekten mürekkep demire nüfuz edemiyor.
Hem kendine acımanın da rahatlatıcı bir yanı var, ayağa kalkmaya, yeniden başlamaya fırsat vermiyor. Çocukluğundan kovulmuş bir delikanlının boşvermişliği geliyor insana. Bir tür laubalilikle bakıyorsun kendi içine ve etrafa. Velhasıl kendine acımak çok çetrefil, pek hazin bir hikâye...