ŞAİRLİĞİM...
- " (…) Hafiye, ilk şiirlerini, Eskişehir’de, ilkokul üçüncü sınıfa giderken yazar… Hocası Muhsine Altınbulak Hanım’ın ciddi yüzlü tetkiki ve sahici takdirkâr tutumu, onu teşvik ve mesut etmekte… Şiir okunan serbest derslerde HAFİYE mutlaka tahta başında ve kendi şiiriyle huzurda… Ve yanında her zaman, güzel şiir okuyan iki kız talebe:
Sayfa 130 - 134 İBDA YayınlarıKitabı okudu
Hikayemizde devesini kaybeden bir adam var. Bu adam devesini ararken yüksek düzeyde anlayış yeteneğine sahip üç dervişe rastgelmiş. Üç müdrik diyelim onlara. "Devemi kaybettim" demiş dervişlere; "Onu siz gördünüz mü?" Dervişlerin ilki "Bir gözü kör müydü devenin?" diye sormuş. Adam sevinçle "Evet" diyerek
Reklam
Şeyh Said hadisesinde, yani 1925’te, ta Lice, Dicle, Kulp ve Diyarbekir etrafında malını, kocasını, çoluk çocuğunu yitirmiş ba­şıboş, yani o hadisenin birçok Kürt kaçak muhaciri köyümüzün doğal mağaralarında barınıyorlardı. Annem ve diğer köylüler bunları besliyordu. İçlerinde Xeco adında bir yaşlı teyze vardı. İki oğlunu, kocasını ve iki damadını Şeyh Said olayında kaybetmiş­ti. Onun, gerek görgü şahidi olduğu olayı ve gerekse aile felake­tini yanık bir sesle, gözyaşları içinde bir anlatışı vardı ki, bu olay altmış beş sene öncedir ama hâlâ etkisinden kurtulmuş değilim.
Ve bu kâinâtın Sâhibi (Celle Celâlühû) o şahsiyet-i maneviye-i Muhammediyeyi (A.S.M.) Saltanat-ı Rubûbiyet'ine bir yüksek dellâl.. ve kâinât tılsımının ve hilkat muammâsının bir doğru keşşâfı.. ve lütûf ve rahmetinin bir parlak misâli.. ve şefkat ve muhabbetinin bir belîğ lisânı.. ve âlem-i bâkîdeki hayat-ı dâime ve saâdet-i ebediyenin en kuvvetli müjdecisi.. ve elçilerinin en son ve en büyük bir resûl eylemiş. Acaba bu mâhiyetteki bir hakikate kanâat etmeyen veya ehemmiyet vermeyen, ne derece hasâret ve hatâ ve belâhet ve cinayet ettiği kıyâs edilsin!.. Şualar
Ali Semerkandî, bugünkü Ankara'nın Çamlıdere havâlisine geldi. (Çamlıdere'nin eski ismi Şeyhler olup, bu zâta izâfeten verildi.) Çamlıdere'ye bir derviş kıyâfetinde gelen Ali Semerkandî, oradaki insanların çok fakir olduğunu görerek, işâret buyurulan yerin burası olduğunu mânevî keşf ile anladı. Buradaki insanların irşâdı, Allahü
Zahid Bize Ta'n Eylemenin Aslı Nedir?
Zâhid bize ta’n eyleme Hak ismin okur dilimiz. Sakın efsane söyleme, Hazret’e varır yolumuz. Sayılmayız parmağ ile Tükenmeyiz kırmağ ile Taşramızdan sormağ ile
Reklam
250 öğeden 71 ile 80 arasındakiler gösteriliyor.