"Çoğu insan kolay çözüm istiyor. Yani bir sihirli değnek, ama hepinize çok kirli bir sır vereyim. Sihirli değnek yok. Kolay çözüm diye bir şey yok. Hayatta sahip olmaya değecek her şey, çok çalışma ve sabrın ödülüdür."
Maëlle her şeyi kontrol altında tutmaya çalışan, yogun tempoda koşturmaktan kendi mutluluğunu önceliği yapmayı unutmuş, Parisli mutsuz bir kadındır. En yakın arkadaşı Romane ile buluştuğunda öğrendiği gerçek sonucunda bir seçim yapmak zorunda kalır ve ondan istenen uzun, zorlu bir yolculuğa çıkar. Böylece mutluluğa giden hikayesi de başlamış olur. Tam da Tolstoy'un dediği gibi, "Tüm muhteşem hikayeler iki şekilde başlar: Ya biri bir yolculuğa çıkar ya da şehre bir yabancı gelir."
Kitap akıcı bir uslupla yazılmış,analizler ruha ince ince işleniyor,okurken ana karakter Maëlle ile beraber kendim de farklı bakış açısına büründüm.neredeyse her sayfada cümlelerin altını çizdim.
"Dalgalara engel olamazsınız,ancak sörf yapmayı öğrenebilirsiniz." Joseph goldsteın
Bazen düşüncelerimizin esiri oluyoruz,robotik bir şekilde davranıyoruz ve bunu rutin haline getiriyoruz rahatsız dahi olmuyoruz. Biz neden bu haldeyiz? Çünkü sevgimiz,odağımız dağınık,iş güç o,bu derken kendimizi unutuyoruz. Önceliğimiz biz olduğunda, özümüze döndüğümüzde,kendimiz olduğumuzda kendimize değer veririz ve kuş gibi hafifleriz.
"İyileşmek, içimizde mükemmel bir yer olduğunu anlamak demektir. O yeri bulmak için hissetmek yeterlidir." S.180
Kendinle arkadaş olduğunda artık yalnızlıktan korkmazsın.
Hepinize bilinçli okumalar sevgili okurlar :)
Bu arada birisine bir kitap hediye alsam mutlaka seçimimi bu kitaptan yana kullanırım.
Aşkım da değişebilir gerçeklerim de
Pırıl pırıl dalgalı bir denize karşı
Yangelmişim diz boyu sulara
Hepinize iyiniyetle gülümsüyorum
Hiçbirinizle dövüşemem
On sekiz, yirmi, yirmi beş yaşımdaki gerçek sevdiklerim, hiçbirinizi unutmuyorum ve her biriniz gözümün önünden teker teker geçiyor ve yüreğime bir tarihi, bir ülkeyi, bir dizeyi, bir düşünceyi hatırlatıyorsunuz. Hepinize borçluyum.
Grupta ben, Dünya Can, Berfu ve o vardı... Baran. En son konuşmamızın üzerinden neredeyse iki ay geçmişti. Hüzünle iç çektim ve gruba yazmaya başladım.
"Yazmayalı uzun zaman oldu... İyi geceler hepinize. Berfu, Dünya ve sen Baran, her nerede isen..."
Mesajım Berfu ve Dünya tarafndan hemen okundu. Baran elbette ki çevrimiçi bile değildi. İkisinin yanıtları art arda
sıralanırken gözlerim dolu dolu bakıyordu ekrana.
"İyi geceler Derin'im." yazdı Dünya, "O da yazacak bir gün. Yeniden bir arada olacağız."
Sonra Berfu'nun mesajına kaydı gözlerim.
"İyi geceler Deroş. Merak etme, Baran da dönecek bize."
Ruhuma Dokunan Hayalet- Ulduz Makh
8/10
Hepinize selam, yeni bir kitap yorumu ile sizlerleyim.
Anaida, yıllar önce ailesinden ayrılmış, kimsenin bilmediği bir semte taşınmıştı. Orada da ayakta kalmak için bazen barmaidlik yapıyor bazen ise sahneye çıkıp şarkı söylüyor. Anaida, her gece birbirinden farklı ve ürkütücü dolu kabuslar görüyor, olur
"Kalpte açılan yaralar da iyileşir mi?"
.
.
"Dokuz yaşında bir çocuğu evine götürdük.
Baba sordu: 'Bu çocuk kimdir?' Dedik senin çocuğundur. Adam kendi çocuğunu tanıyamadı ve hanımlarına, çocuklarından eksik olup olmadığını sordu. İlk eşi on iki çocuk saydıktan sonra eksik olmadığını söyledi. İkinci eş sekiz, üçüncü eşi