Her varlık emsalsizdir, senin gibi tamamen emsalsizdir. Eğer bir başkası olmaya çalışırsan, sahte bir varlık olacaksın, sözde varlık, bir karbon kopya olacaksın. Orijinal ol! O zaman, sadece kendin olabilirsin; gidilecek bir yer yok, olunacak bir şey yok.
Sayfa 93 - Ganj YayınlarıKitabı okudu
Bir yerlerdeysem seni görme olanım olursa başa geçirilmiş her yaşam gördüğüm her sefer nasıl üzüldüysem öyle üzüleceğim. Aşk yürüyüşünü tamamlayamamış bir yaşam beni hüzünlendirir. . Kendine dikkat et. Büyürken yanlışlığının yerine doğru olarak görmek istediğin de şunu anımsa yapılacak ilk devrim insanın kendi içinde yapacağıdır... Evet ilk ve en önemli devrim budur.
Sayfa 157
Reklam
" 'Sınıfları ve sınıf karşıtlıklarıyla eski burjuva toplumunun yerini birimizin özgürce gelişmesinin hepimizin özgürce gelişmesinin koşulu olduğu bir birlik alacaktır.' Ancak Marx, buna sadece 'şimdiye kadarki her türlü toplum düzeninin zorla devrilmesiyle ulaşılabilece[ğini]' söylüyordu, 'Varsın hâkim sınıflar bir komünist devrim korkusuyla titresin. Proleterlerin zincirlerinden başka kaybedecekleri bir şey yoktur. Kazanacakları bir dünya vardır.' 'Bütün ülkelerin işçileri, birleşin!' "
Sayfa 169 - Karl MarxKitabı okudu
‘Yabandan Gelen Adam’
Türkiye’de ‘Yabandan Gelen Adam’ adıyla gösterilmiş bir Sergio Leone (1929-1989) filmi olan ‘‘Giù La Testa’, üzerinden yıllar geçmesine karşın, anlatımbilim açısından çözümlenmeyi hakediyor. ‘Yabandan Gelen Adam’, bir ‘spagetti batı filmi’ örneği. Spagetti batı filmleri, İspanyol ve İtalyan sinemacılarca çekildiğinden bu ad veriliyor. Filmin
Aşkın zedelediği bin türlü talihsizler içinde en çok bu hiçe giden kurbanlara acımalı. Zira bu zavallılar bilmiyorlar ki birbiriyle evlenmemesi gerekenler varsa onlar da yalnız sevişenlerdir. Üstadım Gourmont'un dediği gibi aşk ile evliliği karıştırmamalı . Aşk yabanî bir hayvandır. Kanunlar dışında, başkaldiri ve devrim dağlarında yaşar. Ancak gece, karanliklar basınca, gizli yollardan şehre girer ve bahçelerin tarhini, ağaçlı caddelerin kanapelerini altüst eder. İbadethanelerde her gün lânetlenen aşktır. Hükûmetler, polis ve jandarmayı ona karşı silahlandirir. Oysa evlilik, bir kent kurumu, bir önlem düzeniğidir. At cambazhanelerinde musiki çalan ve fokstrot oynayan, dişi sökülmüş, tırnakları eğelenmiş,zararsız aslan,orman canavarına göre ne ise aşka kıyasla da evlilik odur.
Samle Çağla yazdı... MEHMET BİNBOĞA’NIN, “ŞİİRKENT'İN NARÇİÇEĞİ” ADLI ROMANI HAKKINDA BİR İNCELEME DENEMESİ...Samle Çağla Mehmet Binboğa'nın geçen yıl birinci cildi yayımlanan "Efelya" seri romanının ikinci cildi, "Şiirkent'in Narçiçeği" adıyla İzan Yayınlarından çıktı. Kitabın kapak dizaynı, Efelya'da
Reklam
381 öğeden 361 ile 370 arasındakiler gösteriliyor.