Distopyanın en güzel örneği. Distopyalar beni her zaman ütopyalardan daha çok çekmiştir. Nedeni sanırım gerçeğe daha yakın olmasından. Hani derler ya "Dünya o kadar da güzel bir yer değil" diye. İşte tam olarak ütopya okurken bu hissi yaşıyorum ve asla bana etkileyici gelmiyor.
Gelelim 1984'e. Yıl 2022 deyiz. Ben bu kitabı 2022 yılının Eylül ayında okudum. Yani neredeyse 2023'e gireceğiz. Ve kitapta olmayan ne yaşıyoruz? Hepsini birer birer yaşıyor olmamız ne kadar acı değil mi? Düşünce suçu diye bahsedilen şey tam olarak günümüz bizi anlatmıyor mu? Kim aksini iddia edebilir ki? Her söylediğinizden, attığınız basit belki 10 kişinin bile okumadığı bir tweetten yargılanmanız... Ya da sokaklarda bir kadına şiddetten, kadının giyimine laf attığınız, taciz ettiğiniz için değil de sevdiğinizle öpüştüğünüz için "ahlaksız" diye yaftalanmanız? Tanıdık geldi mi? Bunlar malesef sadece 1984'te geçmiyor. George Orwell bunlar birgün gerçekleşebilir diyerek bir roman kaleme almış. Ancak bu kadar ilerigörüşlü olacağını hangimiz bilebilirdik ki?
1984 üzerine söylenecek çok bir söz yok, sanırım yukarda yeterince övgüye sığdırdım. Tek söyleyeceğim umarım sonumuz 1984'teki gibi olmaz. Olmaması için, okuyun okutun lütfen. Çünkü kitapların bulunmadığı, yok edildiği bir dünyadan farkımız olması için, distopik bir hale gelmemek için okumalıyız. Daha çok. Hep.