Okumak için geç kaldığım kitaplardan biri daha. Çok güzel bir distopya diyebiliriz. Bir kere fikir olarak çok iyi. Kitapları yakmakla görevli itfaiyeciler. Neden? Çünkü ignorance is bliss yani cehalet mutluluktur. Birçokları için geçerli bir motto aslında. Çevrenizde de vardır düşünmeyen kaygısız insanlar hep daha mutludur. “Her şeyi fazlasıyla anlamak hastalıktır.” der Dostoyevski. Bizler de -kitapları hayatının merkezinde tutan, daima öğrenme açlığı olan insanlar- bir tür hastayız, mutsuzuz bu sebepten de ama bir yandan da bırakamıyoruz. Böyle bir hastalık. Bu kitapta da karakterimiz kitapları yakan bir itfaiyeci iken sonradan düşünmeye başlıyor bir mana aramaya. 451 Fahrenheit kağıdın yanma sıcaklığı, Montag kağıt üreticisinin, Faber de kalem üreticisinin adıymış bu da bence çok manidar bir isim seçimi olmuş okuyanlar anlayacaktır. Güzel bir eleştiri, herkesin okumasını tavsiye ederim. Özellikle kitapseverlerin. Ben kitaba da madde olarak “da” değer verilmesi gerektiğini düşünüyorum, e-kitapları samimiyetsiz buluyorum kağıdı kapağı okurken hissetmem gerekiyor. İçinde bulunduğumuz bu teknoloji çağında her şeyin değerini yavaş yavaş yitirdiğini düşünüyorum bunun sebebi kolay elde edilmesi elbette. Bilgi bu kadar basite indirgenmemeli, en azından ulaşmak için çaba ve istek olmalı.