Düşmemiş Hezarfen Efendi'yle karşılaşır mı acaba? Bir bakmışım baloncusu uçmuş kan mavisi balonlar Kuşların vurulduğu mevsim Üsküdar iskele alanında Bir bakmışım gökyüzünde gömülmez bir cenaze töreni Ve aşağıda, yıkanmış balonlar demetinin başında Kurşun ayaklı bir parmak çocuk, kırılır ağlamaz Ölümü ustaca oyalayan babam öldürülmüş ben satarım Kopmuş bir kocakarının da eteklerinde azat kuşları Oğlum öldürülmüş ben satarım Üsküdar iskele alanında
Bir Siyah Fanila İçin
Bilir misin Güzin abla, bambu bastonlar olur, ben onları çok severim; çünkü bünyelerinde değişiklik vardır, düz değildirler... Bir de Hezarfen bastonlar vardır. Bunlar düz olmakla beraber ağaçları asildir, temizdir, onun için iyidirler. Bazan kavak ağacından da bastonlar yaparlar... Düşün ne berbat şeydir bunlar!... Düz, basit, sonra da nevileri adi. Hadi bunlara da saf oldukları için tahammül edilebileceğini farz et!.. Ya içleri kurtlu olursa?..
Sayfa 117 - YKYKitabı okudu
Reklam
ŞİİR DİKENİ
Safo'ya 1995 Sözler uçuşuyor Ben ardından hezarfen Yere indirip sözleri Toprağa dikiyorum Yediveren şiirler açıyorlar Dikeni sikeyim
Uğur Derman'ın Eczacılık Mektebi'ni bitirip askerliğini Diyarbakır'da tamamladıktan sonra Ayaspaşa'da açtığı Gümüşsuyu Eczahanesi, 1977 yılına kadar aynı zamanda bir sanat ve kültür merkezi olarak faaliyet göstermiştir. Yaklaşık yirmi yıldır Türkpetrol Vakfı'nda, merhum Fethi Gemuhluoğlu'nun koltuğunda oturan ve onun misyonunu devam ettiren bu zarif Üsküdarlı, hat sanatında hocasının bütün kalitelerini tevarüs etmiş birinci sınıf bir uzmandır ve ekspertizlerinde yanılma payı çok düşüktür. Bir başka özelliği de bilgisini kendisine saklamayıp yazmasıdır. Başta hat sanatı olmak üzere, klasik kültürümüzün hemen her dalında 1961 yılından bu yana üç yüz civarında makaleye ve yedi kitaba imza atan Uğur Derman, hakikaten Hezarfen Necmeddin Okyay ve onun temsil ettiği nesil ve kültürle yeni nesiller arasında sağlam bir köprü olmuştur.
Düşmemiş Hezarfen Efendi'yle karşılaşır mı acaba? Bir bakmışım baloncusu uçmuş kan mavisi balonlar Kuşların vurulduğu mevsim Üsküdar iskele alanında Bir bakmışım gökyüzünde gömülmez bir cenaze töreni Ve aşağıda, yıkanmış balonlar demetinin başında Kurşun ayaklı bir parmak çocuk, kırılır ağlamaz Ölümü ustaca oyalayan babam öldürülmüş ben satarım Kopmuş bir kocakarının da eteklerinde azat kuşları Oğlum öldürülmüş ben satarım Üsküdar iskele alanında
Hezârfen Hüseyin Efendi
Böylece XVII. yüzyılda Kâtip Çelebi'den sonra ve daha geniş çapta batılılarla kültürel ilişkileri olduğu anlaşılan, bu arada Yunanca ile İbrani dilini de bildiği ileri sürülen Hezârfen Hüseyin Efendi'nin adı, batılıların seyehatnamelerinde <<çok iyi öğrenim görmüş bir kişi>> olarak geçmektedir. Tarih, tasavvuf ve tıp konularında bırakmış olduğu eserler, onun, yaşadığı dönemin önemli bir bilgini olduğunu ortaya koymaktadır. Öyle anlaşılmaktadır ki Yunan ve Latin kaynaklarını kullanan ilk Osmanlı tarihçisi odur.
Sayfa 281
Reklam
441 öğeden 291 ile 300 arasındakiler gösteriliyor.