Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
208 syf.
8/10 puan verdi
·
6 günde okudu
Beklentilerimin aksine oldukça güzel bir kitap okudum. Ne kitapla ilgili ne yazarla ilgili bir bilgim vardı. Kimi eleştirmenler bunu kült bir kitap olarak kabul etse de bence o seviyeye çıkarılabilecek bir eser değil. Kitapta iki hikâye var. Çerçeve hikâye modern zamanların Avrupa’sında geçerken asıl hikâye 1933 Tibet’te Shangri-La adında bir
Yitik Ufuklar
Yitik UfuklarJames Hilton · Can Yayınları · 201062 okunma
Hiç çalışmayan rastgele on üniversite öğrencisini sor­gulayın, itirafları şu olacaktır; önceleri lisede öğretmenimiz yapmamız gereken ödevleri söylerdi. Yapmamız gereken­ ler netti. Tarih kitabının şu sayfasından şu sayfasına kadar çalışın; şu geometri teoremini öğrenin; şu ödevi yapın; şu sayfaları tercüme edin. Bu ödevleri yaparken öğretmen motive eder, ödevler yapılmazsa da azarlardı. Şevkle bizi destekler, takip ederlerdi. Bugün bu durumdan eser yok. Ödev de yok. Günümüzde zamanı istediğimiz gibi kulla­nıyoruz. Çalışma planımızı yaparken inisiyatif kullanmayı öğrenmediğimiz için ve bize zaaflarımızla ilgili hiçbir şey de öğretilmediği için adeta teoride can yeleğiyle yüzmeyi öğ­renip sonra korumasız vaziyette suya atılmış gibiyiz. Doğal olarak boğuluyoruz. Ne nasıl çalışacağımızı biliyoruz ne de içimizde çalışma isteği var. Hatta irade terbiyesini nereden sağlayacağımızı da bilmiyoruz. Bu konuda pratik bilgi ve­ren kitap da yok. Boyun eğiyor ve düşünmemeye gayret ediyoruz. Bu çok acı bir durum. Kahve, bar ve de arkadaş­lar var, eğlence devam ediyor. Zaman hızla akıp gidiyor.
Reklam
Başkalarına yardımcı olamıyorsanız , hiç değilse onlara zarar vermeyin . Dünyada kaldığımız süre boyunca başka insanlara zarar vererek kazanacağımız bir şey gerçekten olabilir mi ? Bu yüzden , zevkini çıkardığınız dünyanızın içinden bir an sıyrılıp ne kadar küçük olursa olsun , zor durumda olanlara ve kendisine yardımcı olamayan insanlara yardım etmeye çalışın . Dahası , eğer yapabiliyorsanız , en sefil dilenciden daha iyi olduğunuzu bile düşünmemeye çalışın . Mezarda birbirinizden farkınız olmayacak .
200 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
5 günde okudu
Ne gariptir ki söylediklerimizi herkes içinden Katılıyor. Herkes isteksizlik ve boş düşüncelerle dolu davranışlar arasındaki dengesizlikten şikayetçi. Ancak henüz eğitimde irade terbiyesi ele alan bir kitap yayınlanmamıştır. Üniversite hocalarının el atmadığı bu konuda gençler de kişisel olarak ne yapacağını bilmiyor. Hiç çalışmayan rastgele on üniversite öğrencisinin sorgulayın itirafları şunlar olacaktır; önceleri lisede öğretmenimiz yapmamız gereken ödevleri söylerdi. Yapmamız gerekenler netti. Tarih kitabının şu sayfasından şu sayfasına kadar çalışın, şu geometri teoremini öğrenin, şu sayfaları tercüme edin, bu ödevleri yaparken öğretmen motive eder ödevler yapılmazsa da azarlardı şevkle bizi destekler takip ederlerdi. Bugün bu durumdan Eser Yok. Ödev de yok. Günümüzde zamanı istediğimiz gibi kullanıyoruz. Çalışma planımızı yaparken inisiyatif kullanmayı öğrenmediğimiz için ve bize zaaflarımız ile ilgili hiçbir şey de öğretilmediği için adeta teoride can yeleğiyle yüzmeyi öğrenip sonra korunmasız vaziyette suya atılmış gibiyiz. Doğal olarak boğuluyoruz. Ne nasıl çalışacağımızı biliyoruz ne de içimizde çalışma isteği var. Hatta irade terbiyesini de nereden sağlayacağımız da bilmiyoruz. Bu konuda pratik bilgi veren kitapta yok. Boyun eğiyor ve Düşünmemeye gayret ediyoruz. Bu çok acı bir durum. Kahve, bar ve de arkadaşlar var, eğlence devam ediyor. Zaman hızla akıp gidiyor. Birçok öğrencinin sahip olmadığı için yakındığı hususları Bu kitap yazmaya gayret etmiş.
İrade Terbiyesi
İrade TerbiyesiJules Payot · Ediz Yayınevi · 201828,8bin okunma
Hiç çalışmayan rastgele on üniversite öğrencisini sorgulayın, itirafları şu olacaktır; önceleri lisede öğretmenimiz yapmamız gereken ödevleri söylerdi. Yapmamız gerekenler netti. Tarih kitabının şu sayfasından şu sayfasına kadar çalışın; şu geometri teoremini öğrenin; şu ödevi yapın; şu sayfaları tercüme edin. Bu ödevleri yaparken öğretmen motive eder, ödevler yapılmazsa da azarlardı. Şevkle bizi destekler, takip ederlerdi. Bugün bu durumdan eser yok. Ödev de yok. Günümüzde zamanı istediğimiz gibi kullanıyoruz. Çalışma planımızı yaparken inisiyatif kullanmayı öğrenmediğimiz için ve bize zaaflarımızla ilgili hiçbir şey de öğretilmediği için adeta teoride can yeleğiyle yüzmeyi öğrenip sonra korumasız vaziyette suya atılmış gibiyiz. Doğal olarak boğuluyoruz. Ne nasıl çalışacağımızı biliyoruz ne de içimizde çalışma isteği var. Hatta irade terbiyesini nereden sağlayacağımızı da bilmiyoruz. Bu konuda pratik bilgi veren kitap da yok. Boyun eğiyor ve düşünmemeye gayret ediyoruz. Bu çok acı bir durum. Kahve, bar ve de arkadaşlar var, eğlence devam ediyor. Zaman hızla akıp gidiyor. Birçok öğrencinin sahip olmadığı için yakındığı hususları bu kitapta yazmaya gayret ettik.
400 syf.
6/10 puan verdi
·
Beğendi
·
24 günde okudu
Çok kalın bir kitap olması ve ilk 200 sayfanın beni çok fazla sarmamasından dolayı açıkçası ilk başlar baya zorlandım. Ama ilerleyen sayfalarda olayların hareketlenmesi ile kitabı hemen bitirip sonuçlandırmak istedim . Karekterler, olaylar, aşk gibi konusundan dolayı bu kitapta öğrendiğim en temel şey : “ her ezilen aslında bir ezendir “ O sebebten insanlara gerektiğinden fazla, kendinden ödün verecek kadar değer verilmemesini öğrendim . Özellikle kitabın baş karektere Vanya için o kadar üzüldüm ki. . . Ahhh Vanya, aptal aşık Vanya, görmezden gelen Katya, çocuksu Aliyoşa, her şeye rağmen her daim kabul eden Nataşa. . . Dostoyevski yi yakından tanımak isteyenler için önerilir, keyifli okumalar . “ insan sağlığının değerini bilmeli , derdi. Bunu önce ve en başta yaşamak için, ikincisi hep mutlu olmak için yapmak gerek. Sevgili yavrum, bir acınız varsa bile unutun, daha iyisi, bunu hiç düşünmemeye çalışın. Acınız yoksa da ... olabileceği ihtimalini aklınıza getirmeyin ve eğlenceli ...yani neşeli, keyifli şeyler düşünmeye çalışın ... ( syf.303 )
Ezilenler
EzilenlerFyodor Dostoyevski · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 200818,5bin okunma
Reklam
“ Hiç çalışmayan rastgele on üniversite öğrencisini sorgulayın, itirafları șu olacaktır; önceleri lisede öğretmenimiz yapmamız gereken ödevleri söylerdi. Yapmamız gerekenler netti. Tarih kitabının şu sayfasından şu sayfasına kadar çalışın; şu geometri teoremini öğrenin; şu ödevi yapın; şu sayfaları tercüme edin. Bu ödevleri yaparken öğretmen motive eder, ödevler yapılmazsa da azarlardı. Şevkle bizi destekler, takip ederlerdi. Bugün bu durumdan eser yok. Ödev de yok. Günümüzde zamanı istediğimiz gibi kullanıyoruz. Çalışma planımızı yaparken inisiyatif kullanmayı öğrenmediğimiz için ve bize zaaflarımızla ilgili hiçbir şey de öğretilmediği için âdeta teoride can yeleğiyle yüzmeyi öğrenip sonra korumasız vaziyette suya atılmış gibiyiz. Doğal olarak boğuluyoruz. Ne nasıl çalışacağımızı biliyoruz ne de içimizde çalışma isteği var. Hatta irade terbiyesini nereden sağlayacağımızı da bilmiyoruz. Bu konuda pratik bilgi veren kitap da yok. Boyun eğiyor ve düşünmemeye gayret ediyoruz. Bu çok acı bir durum. Kahve, bar ve de arkadaşlar var, eğlence devam ediyor. Zaman hızla akıp gidiyor. “
Sayfa 23
Hiç çalışmayan rastgele on üniversite öğrencisini sor­gulayın, itirafları şu olacaktır; önceleri lisede öğretmenimiz yapmamız gereken ödevleri söylerdi. Yapmamız gereken­ler netti. Tarih kitabının şu sayfasından şu sayfasına kadar çalışın; şu geometri teoremini öğrenin; şu ödevi yapın; şu sayfaları tercüme edin. Bu ödevleri yaparken öğretmen motive eder, ödevler yapılmazsa da azarlardı. Şevkle bizi destekler, takip ederlerdi. Bugün bu durumdan eser yok. Ödev de yok. Günümüzde zamanı istediğimiz gibi kulla­ nıyoruz. Çalışma planımızı yaparken inisiyatif kullanmayı öğrenmediğimiz için ve bize zaaflarımızla ilgili hiçbir şey de öğretilmediği için adeta teoride can yeleğiyle yüzmeyi öğ­ renip sonra korumasız vaziyette suya atılmış gibiyiz. Doğal olarak boğuluyoruz. Ne nasıl çalışacağımızı biliyoruz ne de içimizde çalışma isteği var. Hatta irade terbiyesini nereden sağlayacağımızı da bilmiyoruz. Bu konuda pratik bilgi ve­ren kitap da yok. Boyun eğiyor ve düşünmemeye gayret . ediyoruz. Bu çok acı bir durum. Kahve, bar ve de arkadaş­lar var, eğlence devam ediyor. Zaman hızla akıp gidiyor. Birçok öğrencinin sahip olmadığı için yakındığı hususları bu kitapta yazmaya gayret ettik.
1893 yılından bu yana eğitimde bir arpa boyu yol alamamış bir dünya...
Hiç çalışmayan rastgele on üniversite öğrencisini sor­ gulayın, itirafları şu olacaktır; önceleri lisede öğretmenimiz yapmamız gereken ödevleri söylerdi. Yapmamız gereken­ ler netti. Tarih kitabının şu sayfasından şu sayfasına kadar çalışın; şu geometri teoremini öğrenin; şu ödevi yapın; şu sayfaları tercüme edin. Bu ödevleri yaparken öğretmen motive eder, ödevler yapılmazsa da azarlardı. Şevkle bizi destekler, takip ederlerdi. Bugün bu durumdan eser yok. Ödev de yok. Günümüzde zamanı istediğimiz gibi kulla­ nıyoruz. Çalışma planımızı yaparken inisiyatif kullanmayı öğrenmediğimiz için ve bize zaaflarımızla ilgili hiçbir şey de öğretilmediği için adeta teoride can yeleğiyle yüzmeyi öğ­ renip sonra korumasız vaziyette suya atılmış gibiyiz. Doğal olarak boğuluyoruz. Ne nasıl çalışacağımızı biliyoruz ne de içimizde çalışma isteği var. Hatta irade terbiyesini nereden sağlayacağımızı da bilmiyoruz. Bu konuda pratik bilgi ve­ ren kitap da yok. Boyun eğiyor ve düşünmemeye gayret . ediyoruz. Bu çok acı bir durum. Kahve, bar ve de arkadaş­ > lar var, eğlence devam ediyor. Zaman hızla akıp gidiyor. Birçok öğrencinin sahip olmadığı için yakındığı hususları bu kitapta yazmaya gayret ettik.
Hiç çalışmayan rastgele on üniversite öğrencisini sorgulayın, itirafları şu olacaktır; önceleri lisede öğretmenimiz yapmamız gereken ödevleri söylerdi. Yapmamız gerekenler netti. Tarih kitabının şu sayfasından şu sayfasına kadar çalışın; şu geometri teoremini öğrenin; şu ödevi yapın; şu sayfaları tercüme edin. Bu ödevleri yaparken öğretmen motive eder, ödevler yapılmazsa da azarlardı. Şevkle bizi destekler, takip ederlerdi. Bugün bu durumdan eser yok. Ödev de yok. Günümüzde zamanı istediğimiz gibi kullanıyoruz. Çalışma planımızı yaparken inisiyatif kullanmayı öğrenmediğimiz için ve bize zaaflarımızla ilgili hiçbir şey de öğretilmediği için adeta teoride can yeleğiyle yüzmeyi öğrenip sonra korunmasız vaziyette suya atılmış gibiyiz. Doğal olarak boğuluyoruz. Ne nasıl çalışacağımızı biliyoruz ne de içimizde çalışma isteği var. Hatta irade terbiyesini nereden sağlayacağımızı da bilmiyoruz. Bu konuda pratik bilgi veren kitap da yok. Boyun eğiyor ve düşünmemeye gayret ediyoruz. Bu çok acı bir durum...
Sayfa 23 - Ediz
Reklam
Jules Payot - 08.08.1893
Hiç çalışmayan rastgele on üniversite öğrencisini sorgulayın, itirafları şu olacaktır; önceleri lisede öğretmenimiz yapmamız gereken ödevleri söylerdi. Yapmamız gerekenler netti. Tarih kitabının şu sayfasından şu sayfasına kadar çalışın; şu geometri teoremini öğrenin; şu ödevi yapın; şu sayfaları tercüme edin. Bu ödevleri yaparken öğretmen motive eder, ödevler yapılmazsa da azarlardı. Şevkle bizi destekler, takip ederlerdi. Bugün bu durumdan eser yok. Ödev de yok. Günümüzde zamanı istediğimiz gibi kullanıyoruz. Çalışma planımızı yaparken inisiyatif kullanmayı öğrenmediğimiz için ve bize zaaflarımızla ilgili hiçbir şey de öğretilmediği için âdeta teoride can yeleğiyle yüzmeyi öğrenip sonra korumasız vaziyette suya atılmış gibiyiz. Doğal olarak boğuluyoruz. Ne nasıl çalışacağımızı biliyoruz ne de içimizde çalışma isteği var. Hatta irade terbiyesini nereden sağlayacağımızı da bilmiyoruz. Bu konuda pratik bilgi veren kitap da yok. Boyun eğiyor ve düşünmemeye gayret ediyoruz. Bu çok acı bir durum. Kahve, bar ve de arkadaşlar var, eğlence devam ediyor. Zaman hızla akıp gidiyor. Birçok öğrencinin sahip olmadığı için yakındığı hususları bu kitapta yazmaya gayret ettik. 1893
Sayfa 23 - Ediz yayıneviKitabı okudu
Hiç bir şey düşünmemeye çalışın
Bir çiçekmişsin ya da bir bahar kuşuymuşsun gibi. Kendi bilincinle düşünme, başka bir bilinçle düşün, dünyanınkiyle düşün, tomurcuklanan ağaç gibi düşün, yağan yağmur gibi düşün.
Sayfa 49 - Doğan KitapKitabı okudu
17 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.