Ben mi? Burda bedenim zarara uğradı belki ama ruhuma iyi geldi. Bende insanlardan kaçıp buralara geldim. Ne bileyim! Uyumlanamıyorum. Aynı nefesi alamıyor gibiyim! Ya da aynı çerçeveden bakamiyor gibiyim. Zarar görüyorum, bu yüzden savunsam zarar vermekten korkuyorum. Zekâmı sorsan başka türlü savunmaya pek yetmiyor sanırım. Başka türlü derken, işte stratejik ilişki, uygun anlardaki iftiralar, destek toplamalar. Ne bileyim; hiç kabilem olmadı benim! Kabileye girmek istesem onlar almadı. Kabilede olsam ya onlar çıkardı yada ben kaçtım. Ne bileyim! Hayvanlar gibi de değilim. Kendi alanını sınırını belirleyip korumak için savaşan bir aslan gibi de değilim. Ayrıca ne gerek var, anlamıyorum. Benim şu kafam bir türlü alamıyor. Ya ne gerek var. Bu alan belirlemelere,savaşa, gürültüye, sahip olmalara falan. Çocukları neden bu şekilde büyütüyoruz? Bu şekilde öğretmeyi nereden öğrendik? Neden bu kadar nefret yüklüyoruz, neden korkutuyoruz, neden ya bu acımasızlık? Neden ya, niçin öldürüyoruz. Ölüyoruz.. Fiziken ve ruhen öldürüyoruz sağ bırakmıyoruz, yok ediyoruz. Dinlemeyi geçtim, kimseyi konuşturmuyoruz. Neden herkesi kalıplaştırıyoruz. Hep seneryo, hep intikam.