Eski bir Türk kabile adetine göre; Hıdırellez günü aşiret reisinin evi yağmaya açılırdı. Bey ile hanımı yanlarına hiçbir şey almadan evlerinden çıkarlar ve arkalarından aşiret mensupları hücum edip evi yağmalarlardı. Buna "Bey evinin açılması" denilirdi ve Osman Gazi de evini yılda bir gün yağmaya açardı.
Bu gece HIDIRELLEZ
Ruz-ı Hızır (Hızır günü) olarak adlandırılan Hıdırellez günü, Hızır ve İlyas Peygamberlerin yeryüzünde buluştukları gün olduğu sayılarak kutlanmaktadır. Bu nedenle, bugünün hürmetine gece istediklerinizin resmini çizin ve bir gül ağacının altına gömün.
Bugün aklınızdan sahip olduğunuz bolluk ve bereketle ilgili tüm güzel şeyleri geçirin.
Minnet hissini hissedin.
Sevdiklerinizi ertelemeyin ne güzel demiş; Muhyiddin Şekûr "Bazı insanlar, bazı insanlara şifâdır. Allah şifamızı versin."
Hıdırellez niyeti;
Evime, mutfağıma, gelirime
Tıkanmış, yavaşlamış, durmuş işlerime Hızırın eli değsin, bedenime, sağlığıma buluşmalarının gücü aksın...
Hayatıma neşe, keyif, huzur ve bereketin hayırlısı gelsin...
Hıdırellez'iniz Hayırlı dualarınız kabul olsun...
Sevgiyle...
Yaşar Kemal yörüklerin hikayesini çok güzel bir şekilde anlatmış. Yaşar Kemal'in kitaplarını okumak için can atıyordum. Binboğalar Efsanesi'ni görünce hemen aldım ve pişman değilim. Söz konusu Yaşar Kemal olunca pişman olunması biraz zor. Kitapta yörüklerin yer mücadelesini anlatıyor. Hıdırellez gecesini dört gözle beklediklerini , yurt için dilekte bulunuyorlar. Yörükler için yurt her şeyden çok önemli. Sizde yörüklerin yaşamını merak ediyorsanız ve bir Yaşar Kemal hayranıysanız hemen alın :)
portalkitap.blogspot.com.tr
"Yüzyıllarca yerleşik düzene geçmemek için direnen Türkmenler'in romanıdır Binboğalar Efsanesi Hıdırellez şenliklerinde, göçerlerin kış için sığınacak toprak bulma dilekleri ile başlar. Ancak, kış onlar için bir yok oluş öyküsüne dönüşecektir.
Yörüklerin yok oluşuna yakılmış bir ağıt." denmektedir.
Kitapta zenginlikleri yaşayışlarıyla dillere destan yörüklerin iskanla beraber başlayan çileli günleri anlatılıyor. İskandan önce her yere diledikleri gibi yerleşen yörükler iskan çıkınca basacak tek karış toprak bulamaz bunu üzerine çare aramaya başlar olmadık insanlarla işbirliği yapıp büyük kayıplar verirler. Sonunda kime dayanacağını şaşıran çilekeşlerimiz umudu Hıdırellez şenliklerinde tutacakları dileklere bağlarlar ve yörükteki her bireyin o seneki şenlikte toprak istemesini söylerler herkes bunu kabul eder ama gerçekten dileyecekler mi orası bilinmez. Kitap benim için biraz yavaş ilerledi çünkü okuduğum sırada : 'Ah ne olacak şu yörüklerin hali ' deyip aciz bir okuyucu olarak çözüm yolları aradım. Ayrıca kitapta yörüklerin yaşayışları çadırları bu çadırları nasıl dizayn ettikleri hakkında da bilgiler verilmiş ve bu bilgiler kitaba ayrı bir güzellik katmış . Keyifle okuduğum - her ne kadar yörüklerin hazin sonundan büyük esef duymuş olsam da- bir Yaşar Kemal klasiği idi. Okumayı düşünen arkadaşlara keyifli okumalar dilerim.