480 syf.
9/10 puan verdi
Bu roman için "Livaneli çok siyasi yazmış!" eleştirilerine hayretler içinde kaldığımı söylemeliyim. Elbette öyle! Kanımca her sanatçının bir siyasi kimliği olmalı. Sağcı, solcu, hümanist, komünist, milliyetçi, vs. mutlaka bir "-izm"den etkilenmiş, bir ve/veya birkaç felsefi akımı özümsemiş olmalı ki toplumu ileriye
Konstantiniyye Oteli
Konstantiniyye OteliZülfü Livaneli · Doğan Kitap · 202018,6bin okunma
1724 syf.
8/10 puan verdi
·
79 günde okudu
Yaklaşık 1600 küsür sayfası ve 4 cilt'lik bu eser, şuana kadar okuduğum en uzun roman olma özelliğine sahip, tahmin edileceği üzere (Oda Yayınları) tam metin. Sadece bir roman değil aynı zamanda Fransız tarihi, savaşları, direnişleri, Fransız edebiyatı yine Fransız kültüründen Paris festivalleri ve hatta (affedersiniz) Paris lağım (kanalizasyon) krokisine kadar bilgiler verilmiş, bazı karakterleri hatırlayamayıp geri döndüğüm olmuştur. Araya birkaç kitap da ekleyip 2,5 ayda bitirebildim. Şuana kadar kitabını okuduğum yazarlarda pek görmediğim farklı bir anlatım tarzı var Victor Hugo'nun. "Okuyucularımız hatırlayacaklardır" en çok kullandığı ve sevdiğim sözleri. Sanki okuyucuyla konuşuyormuş havası veriyor hatta konuşuyor. Bir karakteri farklı bölümlerde 3-4 isimde de anlattığı oluyor ve okurken karakterlere ait verdiği ip uçları sayesinde yazar söylemeden önce "bu, oymuş" dediğim çok kez olmuştur. Jean Valjean, Cosette, Marius, sahtekar/hırsız hancı, Govreçe ve daha isimlerini hatırlamayacağım onlarca karakter. Her birinin kendine has özellikleri... Aslında kısaltılmış halini hiç okumadım ama, eğer yukarıda saydığım ekstra bilgiler çıkartılmış ve anlatım tarzı değişmemişse okunabilir, çok da birşey kaybedilmiş olmaz kanımca.
Sefiller (2 Cilt Takım)
Sefiller (2 Cilt Takım)Victor Hugo · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202488,3bin okunma
Reklam
336 syf.
1/10 puan verdi
·
25 saatte okudu
Kitap bana hediye alınmıştı. Garip ağabeyim nasıl kitap alınacağını bilmediğinden kapağına bakarak almış. Hediye olması bir nebze artı puan kazandırdı. Fakat böyle bir kitaba para vermediğim için şanslıyım. 3 lira dahi verseydim içim acırdı. İki tane yeni yetme, hayattan bıkmış, mutsuz, melankoli iki "çocuk" gelmişler 3 satırda 10 kere öpüşüyorlar. Gerilim aradım, sonunu o yüzden merak ettim. Bir gram gerilim yaşadıysam namertim. Kitap akıcı ona lafım yok. Akıcı olmasının sebeplerine çok lafım var. Dil ve Anlatım dersinde bize öğretildiği kadarıyla akıcılık kişinin bildiği kelimeleri yan yana hızlı okuyarak takılmadan ilerlemesi olarak algılanıyor. Kelime konusunda hiç sıkıntım olmadı çünkü bir tane kelime bile öğrenemedim. Bilmediğim bir kelimeyle karşılaşamadım. Çeviri olağanüstü şekilde berbattı. Klasik, hayatınızdan bir buçuk saat çalan hırsız hollywood filmlerinden birini açıp gördüğünü yazmış gibi John Smith. Ne bir yazar kırıntısı var, ne bir beyin fırtınası ne de bir öğretisi. Görüş farklılıkları diye adlandırıyorum ama bu kitabın ikincisini harıl harıl arayan okurlar gördüm. Hayatımda okuduğum en etkileyici kitaplardandı diyen okurlar gördüm. Bunu okuyan kitap okudum demesin, bu bir müsvedde. Galiba bu kişiler Türk Edebiyatı ne bilmiyorlar. Bir şaheser okusalar etkisinden çıkamayıp intihar ederler mazallah.
Psikopat
PsikopatJohn Smith · Nokta Yayınları · 20121,010 okunma
304 syf.
7/10 puan verdi
·
9 günde okudu
İkinci Dünya Savaşı'nın sonları... Havada umutsuzluk, çaresizlik, bıkkınlık ve belirsizlik var. Farklı dünyalardan gelen ve savaşın aynı coğrafyada buluşturduğu dört kahramanın hikayesini bulacaksınız bu romanda. Kanadalı bir hemşire, İtalyan bir hırsız, Sih bir asker ve gerçek kimliği ile ilgili hiçbir bilgi olmayan bir kazazede, ingilizce konuştuğu için ingiliz sanılan bir hastanın hikayesi. Onların birlikte geçirdikleri zamanın yanı sıra, geçmişte ne yaşadıklarına da tanık olacaksınız. Başta karmakarışık görünse de hikaye ilerledikçe parçaları toplayıp onu kafanızda canlandırabileceksiniz. Okurken zaman zaman sıkılabilirsiniz. Ama bu sizi yanıltmasın, sabırlı olursanız okumaya değer bir roman olduğunu göreceksiniz. Her ne kadar yazarın uydurması olsa da değişik ve gerçekçi bir hikayesi var çünkü. Kitabın orjinal adı ''The English Patient'' yani ''İngiliz hasta''. Filmi çekilmiş ve 1996 yılında en iyi film de dahil olmak üzere 9 dalda Oskar ödülü kazanmış. Sanırım bu hikaye okumaya değdiği kadar izlemeye de değer. :)
İngiliz Casus
İngiliz CasusMichael Ondaatje · Can Yayınları · 2000239 okunma
584 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
7 günde okudu
Sevgili Patrick Rothfuss'un adını kapağında görüp okumaya niyetlendiğim ama uzun bir süre bir türlü sıra getirmediğim bir kitaptı Lock Lamora'nın Yalanları. Ancak kısa bir süre önce 1000K'da fantastik zevkine güvendiğim dostlarımın önerileri ve incelemeleri ile okumaya karar verdim. Öncelikle etkilendiğimi itiraf etmem gerek. Yazar, (her fantastik eserde olduğu gibi) kurguladığı dünyayı oldukça detaylı ve doğru betimlemelerle ve nesnelerle zenginleştirmiş. Özellikle atacamı, öcütozu, yüzen bahçeler, Venedik tarzı şehircilik vb gibi unsurlar dozunda ve güzel bir zenginlik katmış. Büyü, diğer fantastik eserlerden sıkça aşina olduğumuz bir unsurdu. Az olması beni şaşırttı. Hatta Lock'un çocukluğundan bahsedilen bölümlerde (kitabın daha çok başlarında) içindeki büyücünün uyanmasını bekledim. Ama uyanmayınca, ve Lock'un hepimiz gibi bir insan olduğunu, zayıflıkları ve zekasıyla gerçek bir insan olması ile daha çok sempatimi kazandı :) Gelelim konuya...Lock bir yetim ve hırsız. Ama oldukça yetenekli, yaratıcı ve zeki biri. Kitap ilk bölümünden itibaren büyük bir vurgunla başlıyor, işe zamanla karışan yeni karakterlerle sarpa sarıyor, ve enteresan bir şekilde kapanıyor...Ancak kitabın sonunda çok daha farklı bir Lock karşımızda... Yazarın kurgusunu beğendim. "Ara" hikayeler ile sürekli geçmişe göndermeler var ve Lock ile arkadaşlarının bugüne nasıl geldiğini, bugünkü hikayeden kopmadan çok iyi anlayabiliyoruz. Özetle, bu türü sevenlerin oldukça keyif alacağına inandığım, okuması gereken bir kitap olduğunu düşünüyoum.
Locke Lamora'nın Yalanları
Locke Lamora'nın YalanlarıScott Lynch · İthaki Yayınları · 20201,148 okunma
416 syf.
6/10 puan verdi
eyse efenim gelelim bu haftanın kitap postuna.Benim ilk okuduğum wattpad kitabı ile karşınızdayım ! Wattpad kitaplarına açıkçası benim öyle bir önyargım yoktu ama dillerinde bozulmaların ve acemiliklerinin olacağını elbette biliyordum sonuçta yazarımız 1999 doğumlu ! Elbette bilgi ve kültür kapasitesi yılların yazarlarıyla eşit değil ama buna rağmen (benim o zamanlarımda yaptığım gibi) azim etmiş ve yazmış hatta hayallerini kavuşmuş insanları görmek beni geleceğe dair çok ümitlendiriyor açıkçası. Bazıları bu tip kitapların işte satış kaygısı ile yazıldığını hiç bir edebi değerinin olamayacağı hatta edebiyatı alta çektiklerini söylüyor.Ama unutmayınız ki çok öenmli yazarlarda bu yaşlarda yazmaya başlamışlar.İlla herkes siyasetten çok önemli konulardan bahsedecek diye bir şey yok ! Küçük Hırsız konusu itibariyle tabiki de çok sıradan ve çok klişe olarak yazılmış.Okuken maalesef liselerde ne böyle erkekler var ne de böyle olaylar diyorsunuz ama hepsi tabiki de kurgu ama bende oturup lise hayatımı anlatsam sizi kendi gözümden sizde dersiniz ki böyle olaylar olmaz lisede :D Ama inanın oluyor yani siz o dönemde hayatı ve olayları çok farklı yorumluyorsunuz ve bi hayal dünyasında yaşıyorsunuz o yüzden araya biraz kurgu alarakta olayları abartarak anlatınca ortaya çok eğlenceli bir kitap çıkıyor. Kitapta tek sevmediğim tarafsa ben genelde bu tip romanlarda sadece 1 kişinin gözünden anlatılmasını severim sürekli karakter değişimi yapınca herkesin duygusu yarım kalmış bence bir olayı tek bir kişinin gözünden anlatmak bence her zaman daha keyiflidir okuması aksi taktirde karışabiliyor ve bir şeyler eksikmiş gibi geliyor bana.
Küçük Hırsız
Küçük HırsızSena Yavuz · Martı Yayınları · 2015595 okunma
Reklam
915 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.