Merhaba sevgilim :). Bugün çok özel bir gün ve dahası yarın çok çok daha özel bir gün. Nasıl başlayacağımı bilmiyorum. Seninle bize ait günlerin konuşmasını çok çok erken yapmıştık aslında. Sen takvimine not almıştın, bense birkaç kez unutup 17 Mart tarihinde sonsuza kadar aklıma kazımıştım. Senden saklı bir şeyim olmadığı için bunları anlatmamda
Duaların gerçekleştiği mübarek bir Ramazan ayı geçirmek dileğiyle...
Hoş geldin sefalar getirdin
on bir ayın sultanı Ramazan. 💐☺️
19:55 • 10.03.2024 Konum: Earth
Hoş geldin 26 yaşım!
Lütfen bana sağlık getir, gerisini ben hallediyorum! 25 yaşımda kendimi bildim, evet gerçekten bildim. Her zaman düşünme cesareti gösterdiğim için kendimle gurur duyuyorum. 19 yaşımdan beri aklıma "Sapere Aude" mottosunu işlediğimden beri durup düşünüyorum ve korkularımı iyileştiriyorum. Bu yeni yaşımda da gelişmeye devam edeceğim...
1) Baş açmak. -> Bir işi yapmaya büyük bir istekle koşmak.
2) Baş bulmamak. -> Satılacak şey için müşterinin önerdiği fiyat, kazanç sağlanacak ölçüde olmamak.
3) Başı büyük olmak. -> Her şey (özellikle kötü şeyler) kendisinden bilinmek.
4) Başında değirmen çevirmek. -> Çok gürültü yaparak, çok söyleyerek bir kimsenin başını döndürmek,
Hoş geldin 37.yaşım…
Bir boşlukta akan şu dipsiz zaman
Yaşattığı dün mü? Yoksa bugün mü?
Dilimde ya sitem ya aşksız aman
Elimde hayat mı? Yoksa ölüm mü?
Gidiyor ardından yetişen yoktur
_İnsanIar, kuşIar gibi uçmayı, baIıkIar gibi yüzmeyi öğrenmişIer ama insan gibi yaşamayı öğrenememişIer.
_Görmek isteyenler için ışık, istemeyenler için karanlık vardır.
_Hiçbir şeyi kendisi kadar sevmeyen insan, sevdiği varlıkla, kendi kendisiyle baş başa kalmaktan çok hiçbir şeyden korkmaz. Her şeyi kendi için arar ama en çok kendinden kaçar.
_Psişe, insan zihninin, bilincinin ve bilinç dışının tamamıdır. Galaksilerin ardında tanrıyı aramayı hayal edemeyiz. Her şey psişenin ürünüdür. Eski yunanca'daki psyche sözcüğü, "kelebek" anlamına gelir." Latince'deki animus ruh ve anima can, eski yunanca anemos rüzgar sözcüğüyle aynı köktendir.
_Vücudun merkezi de başta
Şükrü Erbaş önce kitabın ismiyle, sonra da altını çizdiğim onca cümleyle kendisine çekti beni. Tekrar tekrar okuduğum ve altını çizdiğim yer sayısı o kadar çoktu ki. Her cümlesi, her kelimesi derin ve büyük bir özenle yazılmış. Her satırında ayrı bir his barındırıyor kitap. Yaşama dair ne varsa hepsinden parça parça serpiyor yüreğimize. Kitabı hemen bitirmek istemiyorsunuz.
*Kitaptan Alıntılar *
İçtenliğimden aldım en çok yarayı.
(Sayfa 28)
"Sevmeyi özledim biliyor musunuz? Kayıtsız şartsız bir gülüşü. Olur olmaz yerde ağzıma bir öpücük konmasını. Bir doğruya sevinmekten çok bir saçmalığa gülümseyebilen hoşgörüyü. 'Nerde kaldın' ayazını değil, 'hoş geldin' iyiliğini. Hiçbir şeyle yatışmayan yürek telaşını."
(Sayfa 19)
Geceyi seyrede seyrede öğrendim ki ışık insanın içinde yanmıyorsa yüzüne vurmuyor.
(Sayfa 27)
... yalnızlık insanın kendi seçimiyse iyi bir sığınak sayılmalı.
(Sayfa 95)
Farkında mısınız bilmem, kimse kendi acısını bile duymuyor artık.
(Sayfa 132)
Merhabalar herkese, mutlu pazarlar dilerim.. :)
Farabi'nin "Var mısın ki Yok Olmaktan Korkuyorsun?" kitabıyla tanıştığım destek yayınlarının felsefe serisini inanılmaz beğendim, her kitapçıya veya kütüphaneye gittiğimde seriden bir tane edinip tamamını okumayı hedefliyorum, merak edenler varsa tüm seriyi araştırdım burada liste