Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
"Rusafa'nın tam ortasında bir hurma ağacı Batıda can bulmuş, hurmalar diyarından uzakta... Dedim ki ona: Ne kadar benziyoruz ikimiz Sürgünde ve gurbetteyiz Ailenden ve dostlarından uzakta Yabancısı olduğun bir toprakta hayat arıyorsun Ve ben de senin gibi, evimden çok ama çok uzakta..."
Elinden gelirse hurma ağacı gibi kerim ol. Eğer hurma gibi olmazsan selvi gibi azad ol..
Sayfa 271 - Akvaryum yayıneviKitabı okudu
"Baobab" ağacı miti
"Baobab yeryüzündeki ilk ağaçlardan biriymiş. Sonra sıratlı ağacı, sonra hurma ağacı yeryüzüne çıkmış. Baobab, palmiye ağacını gördüğünde çığlıklar atmış ve ondan daha uzun olmak istediğini söylemiş. Sonra ateş ağacı belirmiş, kızıl çiçekleri baobabı büsbütün kıskandırmış. Sonra baobab, enfes yemişleriyle incir ağacını görmüş ve onun gibi meyveleri olması için dualar etmiş. Tanrılar bu kadar hasetlik yeter demiş ve baobabları söküp tepetaklak yeniden toprağa dikmişler, böylece sesi artık çıkmaz olmuş."
Sayfa 84 - Doğan Kitap 1.Baskı 2010
Onu görseler, yüzü güneş, saçları kuytu gölgeler, gözleri serin su pınarları, bedeni ince, uzun bir hurma ağacı, gülümseyişi bir serap, derlerdi.
Sayfa 190 - Yapı Kredi Yayınları
Telefon acı acı çalınca
Dansın vazgeçilmez figürlerinden biri olan tehlikeli bir sıçrayışın en keyifli noktasındayken duydukları bir sesle irkildiler.Telefonun zili, bir medüzün kulak zarı patlatan ıslığını çağrıştırabilmek için ne yapmak gerekiyorsa hepsini yaparak, acı acı çaldı. Havada yakalanan Mangemanche sırtüstü yere yayıldı.Cruc da o sırada tepeüstü yere çakılıyordu. İçinde çalımlı, büyük bir hurma ağacı bulunan yeşil bir saksıya gömülüverdi sonunda. İlk ayağa kalkan Mangemanche oldu ve telefonu yanıtlamak için atıldı. Cruc ise topraktan kendini kurtarabilmek için manevra yapıp duruyordu. Sonunda saksıyla birlikte ayağa kalktı, çünkü kafasını kurtarabilmek için çekiştirdiği şey boynu değil ağacın gövdesiydi. Yaptığı yanlışı ancak bütün toprak sırtından aşağı boşaldıktan sonra farketti.
Sayfa 53 - Can Yayınları 1986 baskısı.Kitabı okudu
1960'ların başında çoğu kişinin gözünden kaçırdığı şey, eğitimin en çabuk meyve veren şey olmasıdır. Yeter ki iyi örgütle gayretli ol... Eğitim inkılabı hurma ağacı gibi değildir, yüzlerce sene beklemek gerekmez. Eğitim başka bir kültürdür, şeftali ağacı gibi birkaç yıl içinde meyve verir ama dikkat ve yenilik yoksa çabuk yozlaşır.
İnsanoğlu, kimi zaman umut coşkunu bir hurma ağacı gibi yemişle yüklü, kimi zaman da, susuzluktan kurumuş ve çatlamış bir kaya gibi kısır, yoksul bir mahrumluk anıtıdır. Bir vakit, ufkunun eserlerle donandıdığını görmek mutluluğuna erer, bir vakit de umutsuzluktan her imkânın tükendiği duygusuna kapılır.
Sayfa 66
"Allah arzı yarattığı zaman, arz sallanmaya (tıpkı bir hurma ağacı gibi sağa sola) yalpalar yapmaya başladı, bunun üzerine dağlarla onu sabitleştirdi ve böylece arz istikra-rını bvıldu. Melekler dağların şiddetine hayrette kaldılar. "Ey Rabbimiz, dediler, dağlardan daha şiddetli bir mah-lûk yarattın mı?" "Evet, buyurdu. Demiri yarattım." "Demirden daha şiddetli bir şey yarattın mı?" dediler. Hak Teâlâ: "Evet! Dedi. Ateşi yarattım." "Ateşten daha ağır bir şey yarattın mı?" diye yine sordular. Hak Teâlâ: "Evet, dedi, suyu yarattım!" "Sudan daha şiddetli bir şey yarattın mı?" dediler. Hak Teâlâ tekrar cevap verdi: "Evet, rüzgârı yarattım." "Rüzgârdan daha şiddetli bir şey yarattın mı?" diye yine sordular. Hak Teâlâ: "Evet insanoğlunu yarattım" dedi ve devam etti: "Eğer o, sağ eliyle sadaka verir, sol eli görmeyecek kadar gizlerse (daha şiddetlidir)."
891 öğeden 881 ile 890 arasındakiler gösteriliyor.