Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
ÇOBAN ARMAĞANI (…) İçi olmalı kişinin İçi yoksa dışı yoktur.
Sayfa 1592 - YeryağKitabı okudu
YASLA DURAN (…) Koca bir han yıkıntısı cardır, kara taşlarında kara bir yazı, Yüzlerce yıldan beri parlar: vermeden alınmaz. Ne kaldı vermedik, candan öte, ne kaldı ha, El mi, ayak mı ha? Kayseri’ye varırken oralar Niğde midir? İşte dağ durmuş seni Bir çoban kavalını çalmakta, çalmamakta.
Sayfa 276 - Kınalı Kuzu AğıdıKitabı okudu
Reklam
Fazıl Hüsnü Dağlarca’ya Türk olmak, yenilmek demektir Dağbaşlarında, ıssız bir çoban yalnızlığında Sabah ayazında üşümüş, yorgun Upuzun bir vicdan sızlamasında Türk olmak, acı demektir Seviyorum ülkemi, Sinoplu bir balıkçının sevdiği kadar Alnımda yağmur lekeleri, gözümde bir zeytin tanesinin kederi durur Seviyorum ülkemi: Denizler, ırmaklar,
İyi bir yalancı kime, ne zaman, hangi yalanı söyledi ve devamında ihtiyaç olursa hangi yalanları söylemesi lazım, hesabını tutar. Yalancıdır, âdidir ama saygısı vardır yalan söylediği kişiye. Adeta her buluşmada sana yeni bir Arka Sokaklar dizisi senaryosu yazar. Onda bile 15 yıl oldu, diziden karakterler ölerek çıktı. Hüsnü Çoban'ın ailesi kalmadı düşün.
Sayfa 80 - Turkuvaz Medya Y.Kitabı okudu
Ayhan Demir okudukça daha çok içine gömülmüştü. Asıl dünyayı uzaktan izliyordu. Yıldızları uzaktan izleyen bir çoban gibi.
Reklam
Düşünceler yeryüzüne sığmayan yapılarımız / Böceklerimizle kımıldayan Ya saray yapar bizi ya yıkılmış evler / Ya çoban
HAMDULLAH SUPHİ TANRIÖVER DOĞUM YERİ VE YILI Hamdullah Suphi, İstanbul Aksaray'da Horhor'daki Abdüllatif Suphi Paşa Konağı'nda doğmuştur. Bu konak onun ölümünden sonra İstanbul Üniversitesi tarafından satın alınarak, muhafaza altına alınmıştır. Doğum tarihi ile ilgili olarak muhtelif tarihler 1884, 1885 ve 1886 yılları
Fazıl Hüsnü Dağlarca'ya
Türk olmak, yenilmek demektir Dağbaşlarında, ıssız bir çoban yalnızlığında Sabah ayazında üşümüş, yorgun Upuzun bir vicdan sızlamasında Türk olmak, acı demektir Seviyorum ülkemi, Sinoplu bir balıkçının sevdiği kadar Alnımda yağmur lekeleri, gözümde bir zeytin tanesinin kederi durur Seviyorum ülkemi: Denizler, ırmaklar, dağlar Kalbimde bir saka kuşu büyür Ama yalnızım, konuşmuyor sokaklar Acıyor çocukların gözleri: Baba öldü! Acıyor anaların gözleri: Oğul öldü! Acıyor, hep acıyor, hep acıyor acıyor... Türk olmak, Plaza de Mayo'yu kıskanmak demektir. Dağlar ıssız, ovalar boş, rüzgar dinmiş Ülkemin göğsündeki kanser dal budak salmış Kalemim üşüyor, parmaklarım köz Ve sürek avlarında yorgun düşmüş... Gazetenin en derin köşelerinde insanlar ölüyor Türk olmak, ölüm demekmiş...
Sayfa 153 - 1995-96Kitabı okudu
Ayhan Demir okudukça daha çok içine gömülmüştü. Asıl dünyayı uzaktan izliyordu. Yıldızları uzaktan izleyen bir çoban gibi. Teleskop yok, matematik keşfedilmemiş. Ertesi gün yağacak yağmurun şiddetinden başka hiçbir şeyi merak etmeden; hiçbir zaman, hiçbir şeye tutkuyla bağlanmadan... Sıradanlığın evrenin ta kendisi olduğuna inanarak... Yalnızca inanarak. Yalnızca inanarak..
Sayfa 64 - Sia KitapKitabı okudu
19 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.