Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Kütüğün üzerini karlardan temizledi, oturdu. Bu defa elini gözlerine siper ederek kar tanelerine aşağıdan baktı. “Ne garip böyle bakınca kara gölgeler gibi insana huzur değil ürperti veriyor, fazla değil, başını azcık aşağı oynatsan, gözünün hizasında sevinçlere gebe beyazlık. Buğdaya yorgan, ölülere mezarda huzur, toprağa bereket bu kar, herkesi böyle mutlu eder mi?” diye geçirdi içinden. Yazları köye uğrayan deliyi düşününce, “Herkes için değil, işte benim bakışımda esenlik veren aydınlık, yerde uzanan delinin üzerine yağarken karanlığa dönüşüyor.”
Teselli bulamamaktan damarlarımız ve şakaklarımız çatlayacak gibi olduğunda, beynimiz düşüncelerimize eziyet ettiğinde, hiç bir keder hiçbir mezarda asla huzur bulamaz.
Reklam
Mezar gibi seviyorum seni... İnsanlar mezarda huzur var diyorlar, mezarla huzur aynı şeymiş.
_Hayat, sürprizlerle dolu bir kumardır ve hayatın ne olduğunu sadece kumarbazlar bilir. _Eğer cesur değilsen samimi olamazsın, sevemezsin, güvenemezsin, gerçeğin peşine düşemezsin. O yüzden önce cesaret gelir. Ve diğer her şey onu izler. _Risk al. Belirsizlik deme; merak de. Güvencesizlik deme; özgürlük de. Bu güvencesizlik, hayatın
Genç yaşta ölmek, umutsuzca mezara girmekmiş payıma düşen ve bilmiyorum üstelik, uyuyabilecek miyim acaba, huzur verecekler mi mezarda! Kendimi hiçliğin kollarına bırakacağım ama bilmiyorum bana açacak mı kucağını!
İnsanlar mezarda huzur var diyorlar, mezarla huzur aynı şeymiş. Bu doğruysa senin kucağında zaten toprağın altındayım. Dudakların ölüm çanları, senin sesin benim cenaze törenim, göğsün benim mezar tümseğim ve kalbin benim tabutum.
Sayfa 2 - Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları
Reklam
"Zannetmiyorum ki, mezarda, seninle beraber yatacağımız mezarda bile sen benim, ebediyen benim oldun diye o ebedî huzur ve sükûneti duyayım! Aramıza soktuğun yabancı hayallerin ördüğü duvarlar o kadar kalın ki, başım ve kalbim oraya çarparak parçalansa onlar yine yıkılıp seni göstermeyecek! Acaba bu duvarın arkası bir hiç, bir boş mu ve daima boş mu idi?"
Sayfa 121Kitabı okudu
Zannetmiyorum ki, mezarda, seninle beraber yapacağımız mezarda bile sen benim, ebediyen benim oldun diye o ebedi huzur ve sükuneti duyayım! Aramıza soktuğun yabancı hayallerin ördüğü duvarlar o kadar kalın ki, başım ve kalbim oraya çarparak parçalansa onlar yine yıkılıp seni göstermeyecek! Acaba bu duvarın arkası bir hiç, bir boş mu ve daima boş muydu?
Sayfa 120Kitabı okudu
Bu cüretli kara gözler ona hiçbir şey sunamazdı... Oysa azizenin gözleri, bildiği her şeyi ve tahmin edebileceğinin ötesinde şeyleri sunuyordu. Kitapları, resimleri, güzelliği, huzur ve sükuneti, yüce bir varoluşun bütün zarafetini. O kara gözlerin ardında saat gibi işleyen bütün düşünsel süreçleri gayet iyi biliyordu. İçindeki tek tek her çarkı görebilirdi. O gözlerin söylediği şey, artık kendisine sıkıntı veren bayağı hazlardı; insanı tabut gibi kısıtlar ve mezarda son bulurlardı. Oysa azizenin gözleri gizemlerden, tasavvur edilemez heyecanlardan ve ebedi hayattan bahsediyordu. Onun ruhunun aynası olan gözlerde, kendi özünün de emaresini görmüştü.
Teselli bulamamaktan damarlarımız ve şakaklarımız çatlayacak gibi olduğunda, beynimiz düşüncelerimize eziyet ettiğinde, hiçbir keder hiçbir mezarda asla huzur bulamaz.
Sayfa 157Kitabı okudu
115 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.