Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
RİSALE-İ NUR’UN İÇYÜZÜ) ABDULLAH TEKHAFIZOĞLU
İbn Kayyım el-Cevziyye, İgasetu’l-Lehfan fi Mesayidi’ş-Şeytan adlı eserinde der ki: Peygamberlerden başkaları, şahsî düşüncelerinde ve ilhamlarında hata da ederler, isabet de. Onların zan ve ilhamları, düşünceleri ve hatıraları 80, Allah’ın kulları için delil ve hüccet niteliği taşıyamaz. Allah’ın ilhamına mazhar olanların sadatı, ashab-ı
BİNGO buna benden başkası cesaret edemez
NUR RİSALELERİ’NE ELEŞTİREL BİR YAKLAŞIM (RİSALE-İ NUR’UN İÇYÜZÜ) ABDULLAH TEKHAFIZOĞLU Bunun PDFsi var okuyun nur risalesi gerçeğini görün ya da görmeyin bana ne.... Ön Söz.................................................................................................................................................................... 9
Reklam
Hz. Hızır
Gerçek görünenin arkasında yatandır. Gerçekten de kitaba damga vuran ve kitabın baştan sona ruhuna dokunan bir cümle. Çünkü kitabın başından itibaren kitabın kahramanı olan saf ve temiz yürekli Aziz ile çıktığınız yolda hep tek bir şeyi bulmaya çalışıyorsunuz. Gerçek nedir? Hz. Hızır kıssası malumdur. Hz. Musa ile yaşadığı gizemli olaylar sonucunda aslında olayların görünüşlerinin ardında yatan bambaşka sebepler olduğunu anlatır. Bu kısa ama kısa olduğu kadar da derin kitap da tıpkı bu kıssada olduğu gibi bize dünyanın görünür yüzünün arkasında yatan bambaşka gerçekler olabileceğini etkileyici bir dille anlatıyor. Ben kitabı çok sevdim. Köyünde koyunlarıyla mutlu olan ama bir noktada hayatın gerçekleriyle yüzleşmek zorunda kalan Aziz'in öyküsünü... Sizin de keyifle okuyacağınızı umuyorum.
Sihirbaz
Sihirbaz
Devrik cümle. Tesbihi tağıtan zikir. Hz. Musa ve yanındaki genç, sepetteki balığı kaybeder. Ama balık denizde yolunu bulur. Balığı kaybettiklerini fark edince geri dönerler. İki denizin birleştiği yerdir orası. İlginç. Kaybettikleri yer, aynı zamanda buldukları yer. Önce onlar balığı kaybediyor, kayıp balık yolunu buluyor. Sonra onlar
Hz Mevlana ...
Hazret-i Mevlânâ Eğitim Vadisinde Henüz Otuz Küsür Yaşlarında İken Zâhiri Bilginin Zirvesine Yaklaşır. Alacağı Mesafe Neredeyse Kalmamış Gibidir. Tam O Sıralarda Karşısına Sır Dolu Esrarengiz bir Derviş Çıkar : Şems-i Tebrizî. Elini öpüp kaybolur. Daha sonra tekrar gelir ve öyle bir sual sorar ki, kitapların satırları cevaptan habersizdir.
Asa-yı Musa gibi Süleymaniye'nin minareleri... vakit vuslata erişmeden kızıl bir denizin kıyısına varıyor. Hayal ile gerçeğin buluştuğu yerde -belki İstanbul ufkunda- unutmak, bilhassa geri dönmek için. Minareler göğü ikiye ayırıyordu: hayal ve gerçek. (Hz. Musa ile Hızır kıssasını hatırlayın... Bilge kul ile buluştuğu yeri, Hz. Musa'nın yanındaki gencin balığı unutuşunu ve geri dönmek zorunda kalışlarını)
Reklam
Mevlana ne diyordu: "İyileşmek için önce hasta olmak gerek." Hikmet anlayışları ile tam anlamıyla Mâtürîdî olduğum söylenebilir. Her şeyde hikmet var. Ama bizde onu anlayabilecek kapasite yok, basiret yok. Tabi biz de Musa aleyhisselam gibi her anlam veremediğimizde tepki veriyoruz. Bilmediğimiz ne çok şey var oysa. İlla Hızır gelecek de bize de anlatacak, bir türlü kânî olmayan bizlere. Halbuki her şeye vakıf olamayacağımızı, her türlü sırrı öğrenemeyeceğimizi biliyoruz. Ama biz yine Hz. Musa gibi tepkiler vermeye devam edeceğiz. Çünkü insan olmak biraz da hayret etmektir.
72 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.