Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Sabah'ın bu saatin de neye kıkırdağımı soruyorlar... :)
Instead of shaking my hand like every man in the damn realm, Mika did something completely shocking. He leaned down and kissed my cheek. Like a mature, competent alpha female, I turned and ran out the door.
When they got to my arms, Loria had the audacity to laugh at me. All the servants tittered as she measured my bicep, then held up the measurements for the room to see. “Warrior you are not.” My one eye twitched with annoyance. I was half-tempted to transform into a saber-toothed tiger and roar in Loria’s face. Like a smart warrior, I did what I could in the situation. I stood naked and did nothing. You didn’t mess with middle-aged women holding pins and measuring tapes. The danger was palpable.
Reklam
...Dün, ABD'ye bu sözlerle yüklenen Tayyip, bugün, ABD'nin Irak'ı kolayca işgal etmesi için Meclis'ten tezkere çıkarmaya kalkmış, başaramayınca, limanlarımızı, kara ve denizyollarımızı, demiryollarımızı ABD'lilerin ulaşımına açmış ve "Kahraman askerlerinizin en az bir kayıpla anavatanlarına dönmeleri için dua ediyorum" diyebilmişti.
Masiyetin mahiyetinde, bilhassa devam ederse, küfür tohumu vardır.
Çünkü o masiyete devam eden ülfet peyda eder. Sonra ona aşık ve müptelâ olur, terkine imkân bulamayacak dereceye gelir. Sonra o masiyetinin ikàba mûcib olmadığını temenniye başlar. Bu hal böylece devam ettikçe, küfür tohumu yeşillenmeye başlar, en nihayet gerek ikabı ve gerek dârü'l-ikabı inkâra sebep olur.
Joy swelled through my chest, and I cradled the kitty closer to me. “What makes you so sure Jax will let me keep him if it’s against the rules?” “Hm, maybe because he stares at you twenty-four seven and literally growls like a wild bear whenever I touch you.” Aran rolled his eyes like I was being dumb. “Especially after the attack. Sadie, the man stopped training the other day to give you a fucking bread roll because he said you looked hungry.”
"Geceye benzeyen gençliğim zamanında gözlerim uyumuş idi. Ancak ihtiyarlık sabahıyla uyandım."
Reklam
She was so cute and little I had to physically stop myself from picking her up and bundling her close. The feel of her frozen body pressed against mine as we’d run through the snow had awoken something in me. She was mine to hold, to care for, to nurture. And I wanted to. There was a burning desire in my gut to take care of her, so she never looked up at me with sightless eyes again. Her scars broke a piece of my heart.
My stomach actually growled with hunger, and my cheeks heated slightly. I wasn’t hungry for food.
The little alpha was a fucking survivor, and I would ensure no one ever hurt her again. She had just gained an angry bear as her protector.
Küre-i arzı bir köy şekline sokan şu medeniyet-i sefihe ile gaflet perdesi pek kalınlaşmıştır; ta'dili büyük bir himmete muhtaçtır. Ve keza, beşeriyet ruhundan dünyaya nâzır pek çok menfezler açmıştır. Bunların kapatılması, ancak Allah'ın lütfuna mazhar olanlara müyesser olur.
Reklam
İlahi Armağan’dan…
Peygamber Efendimi (s.a.v) şöyle buyurur: "Şeytanın boynunu; ‘Allah'tan başka ilah yoktur; Muhammed Allah'ın resulüdür’ kelâmı ile kırınız. Sizden biri nasıl ki, düşmanına seri şekilde vurarak yahut, fazla yükü boynuna takarak belini bükerse, şeytan da bu ulvi kelâm karşısında öyle susar ve siner." Cemaat! İçinize sinen manevi şeytanın boynunu, kelime-i tevhîdi ihlâsla söyleyerek kırınız! Mücerred kelime ile de yetinmeyiniz. Tevhid kelimesi, şeytanı yakar fakat onu tam söyliyebilmek mesele... O büyük kelâm, iman sahiplerine nur; şeytan tayfasına ateş olur.
Sayfa 85 - Kırk KandilKitabı okudu
Şeytanın korkutmasına bakma! Diş veren, ölünceye kadar ekmek de verir. Günün sahibi, çocuğun rızkını ulaştırmaya kadirdir. Sen o kadar yanıp yakılma! Annesinin rahminde çocuğu bezeyen, ona şekil veren zat, onun ömrünü de rızkını da yazmıştır. Bir efendi bile satın aldığı köleyi yedirir, içirir. Kulu yaratan nasıl olur da yedirmez, içirmez?
Sayfa 188
Ona göre hayatta tahammülü kâbil olmayan en büyük yük hamüle-i minnetti ( birilerine borçlu kalmaktı).
Sayfa 37
İlk alıç çiçekleri açmaya başladığından beri Matthew'un mezarına yaptığı haftalık ziyaretlerini bir kez bile aksatmamıştı. Marilla hariç Avonlea'deki herkes sessiz, utangaç, önemsiz Matthew Cuthbert'ı çoktan unutmuştu fakat Anne'in kalbindeki hatırası hâlâ tazeydi ve her zaman da öyle kalacaktı.
Allah Teâlâ hazretleri cümlemize gafletten uyanmayı nasip eylesin. Âmin.
Sayfa 177
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.