İhsan; sanki Allah'ı görüyormuşsun gibi ibadet etmendir.
Görüyor gibi olamazsan, muhakkak ki o seni görüyor.
Mali yardımların bazen gizli bazen de açıktan verilmesi gerekir.
İslam iktisadının temeli her amelde olduğu gibi, imana dayanır. İmanın yüklediği mali durum bazen nisaba, bazen imkana, bazen gizli, bazen de açıktan vermeyi ön görür. Normal durumlarda yapılan yardımların gizli yapılması gerekir. Ama cihad zamanı veya zaruri ihtiyaçlarda ise
Tevbe gibi bir şefaatçi yoktur. İlim gibi bir ibadet yoktur.
Sayfa 58Kitabı okudu
Namaz,hayatta sükunet,ruhta sekinettir. Bağdat'ta, Şam'da, Gazze'de tükenmez bir sabır, yenilmez bir iradeyle zaferi beklemektir. Namaz,ihsandır; Allah'a sanki O'nu görür gibi ibadet etmektir.
Efendimiz (sav)'e mü'min ve münafık hakkında sorulduğunda şöyle buyurmuştur: "Mü'minin düşüncesi namaz ve oruçtur. Münafığın düşüncesi ise (hayvanlar gibi) yemek içmektir." (İbadet etmeyi ve namazı terkeder.)
"Allah'a (c.c) O'nu görüyormuş gibi ibadet et. Nefsini ölülerden say. Eğer istersen, bunlardan daha fazla sana sahip olacak şeyi haber vereyim." Peygamber Efendimiz aleyhisseltuvesselam mübarek eliyle, dilini işaret etti.
Sayfa 21 - Semerkand YayınlarıKitabı okuyor
Büyük günahlar: Riya, kendini beğenme, kibir, gurur, Allah'in rahmetinden ümidini kesmek. Ye'se düşmek, Allah'ın azabından korkmamak, Müslümanlara eziyet etmekten zevk almak, sevinç ve ferahlık duymak. Başlarına gelen belaya sevinmek, aralarında fuhuşu ve ahlaksızlığı yaymaktan hoşlanmak. Allah'ın lütfundan verdiği nimetleri kıskanıp bu nimetlerin onların ellerinden çıkmasını temenni etmek. Zina, içki ve benzeri gibi açıkça işlenen büyük günahlar ve bunları izleyen
diğer işlerdir. Insan bütün bu saydığımız günahlardan tevbe edip vazgeçmedikçe, ne kalp, ne de vücut hiç bir zaman huzura kavuşmaz. Aksi halde o kalp bozuktur. Kalp bozuk olunca beden de bozulur.
Sıradan insanlar dini çıkış noktalarını tabiat tanrılarında bulmaktaydı. Dağların ve nehirlerin tanrılarını yatıştırmak ve onlara ibadet etmek en eski zamanlardan beri önemli bir kraliyet göreviydi ama Çin'de doğa kültleri diğer dini sistemlerle karşılaştırıldığında daha az resmi etkinliğe sahipti. Bununla birlikte, yönetimdeki hanedanın itaat talebinin temeli dini konulardaki üstünlüğüydü. Ritüellerin sürdürülmesi sayesinde niyetleri kehanetlerden anlaşılabilecek olan görünmeyen güçlerin inayetine erişebiliyordu. Kehanetler yorumlandığı zaman topluluğun zirai hayatının düzenlenmesi mümkündü çünkü bunlar ekim ve hasat gibi meseleleri düzenliyorlardı. Böylece, birçok şey kralın dini itibarına dayanıyordu, bu durum, devlet için birincil öneme sahipti.
Sayfa 80 - İnkılap KitabeviKitabı okudu
